Kayyım yönetimindeki Siirt Belediyesi’nin, Ülkü Ocakları’na tahsis ettiği taziye evinin 6-8 Ekim Kobanê olayları sırasında yakıldığını iddia etti. Ancak o tarihte taziye evinin olmadığı ortaya çıktı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Siirt Belediyesi’ne atanan kayyım, Temmuz ayında encümenlerle gerçekleştirilen meclis toplantısında aldığı kararla Bahçelievler Mahallesi’nde bulunan taziye evini Ülkü Ocakları’na tahsis etti. Söz konusu durumun kamuoyuna yansıması üzerine kayyım yönetimindeki belediyeden konuya ilişkin açıklama yapıldı.
‘Yıkıldı’ iddiası
4 maddelik açıklamada, Ülkü Ocakları’nın talebi üzerine tahsisin yapıldığı belirtildi. Açıklamada, belediyenin “toplum yararına eğitim” yapılacağı ve bu tip çalışmalara da “destek” olacağı kaydedildi. Açıklamada, “Binanın 6-7 Ekim şiddet olaylarında yakılmak suretiyle tahrip edilerek kullanılamaz hale getirildiği ve gerekli tadilat yapılarak 13 Ekim 2019 tarihinden bugüne kadar fiili olarak kullanılmaktadır” denildi.
Ancak söz konusu iddiaların aksine, binanın 2014 yılında yakılmadığı ve binanın bulunduğu yerin 2015 yılında boş bir arazi olduğu ortaya çıktı. Google Eart’in uzay tabanlı uydu navigasyonunda da, binanın bulunduğu adres olan “Bahçelievler Mahallesi 1421.1 Sokak, No:1” bilgileri girildiğinde alanın boş olduğu görülüyor.
İnşası 2016 yılında başladı
Edinilen bilgilere göre, 2014 yerel seçimlerinde belediyeyi kazanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), yurttaşların talebi doğrultusunda 2016’da söz konusu yere taziye evi inşa etti. Ancak, inşa edilen taziye evi kayyım atamasıyla birlikte 2 yıl atıl durumda kaldı. Ardından, kayyım yönetimi taziye evini 2018’de Siirt Valiliğine bağlı Aile Destek Merkezi’ne (ADEM) tahsis etti.
31 Mart 2019’da yerel seçimlerinde belediyenin HDP’ye geçmesiyle birlikte, Siirt Ülkü Ocakları atıl durumundaki binanın tadilatını gerçekleştirerek, el koydu. HDP’li belediye yönetimi, 10 Ekim 2019 tarihli meclis kararıyla taşınmazın tahsisini iptal ederek, binanın geri alınmasına hükmetti. Karara rağmen bina belediyeye geri verilmedi. Belediyeye ikinci kez kayyım atamasıyla birlikte, bu kez de meclis kararıyla bina Ülkü Ocakları’na tahsis edildi.
Bakırhan: Taziye evi yakılmadı
Konuya ilişkin görüştüğümüz dönemin Siirt Belediyesi Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, taziye evinin 2014 yılında yakılmasının mümkün olmadığını, çünkü o dönem oranın belediyeye ait boş bir arazi olduğunu aktardı. 6-8 Ekim tarihinde Siirt’te hiçbir taziye evinin yakılmadığını belirten Bakırhan, “Kayyım yönetiminin yakıldı vb. söylemleri, yalanlar ile bir şeyleri nasıl örtbas etmeye çalıştıklarını gösterir. Biz o dönem taziye evlerini, sadece taziye evleri olarak da kurgulamadık. Oralar aynı zamanda birer kültür evi olacaktı. Bunu da halkın talepleri doğrultusunda yaptık. Hatta yeteri bütçemiz de olmadığı için adını vermek istemeyen bir hayırsever tarafından o taziye evi inşa edildi. Biz de son aşamada kültür evi ve taziye evi olması için içini dizayn edecektik. Fakat olmadı, çünkü kayyım atandı ve bizler tutuklandık” bilgilerini paylaştı.
‘Kayyım sadece irade gasbı değildir’
Kayyımın sadece “irade gaspı” olmadığına vurgu yapan Bakırhan, “Hizmet ürettiğimiz her şeyi talan ettiler. Ya kendilerine ya yandaşlarına ya da kendi yol arkadaşlarına bu şekilde bir şeyleri peşkeş çektiler. Bakın taziye kültürü Arap ve Kürt toplumunda dayanışmayı ifade eder. Kutsal bir şeydir. Bugün ideolojik bir kurum olan, Siirt’te hiçbir tabanı olmayan Ülkü Ocakları’na tahsis edilmesi Siirt halkının kutsallığına hakaret etmektir. Bugün Siirtliler bunu çok net görüyor. Bahçelievler Mahallesi Arap ve Kürt yurttaşların yoğun oturduğu bir mahalle, bu insanların yıllardır talep ettiği bir taziye evinin başkalarına tahsis edilmesi halka hakarettir” diye konuştu.
Işık: Orası halkın malıdır
Mayıs ayında görevden alınarak, yerine kayyım atanan Siirt Belediyesi Eşbaşkanı Berivan Helen Işık ise, kayyım ataması öncesi meclis kararıyla aldıkları karar rağmen binanın kendilerine verilmediğini anlattı. Belediye binanın geri verilmemesi üzerine gelen kayyımın yasal düzenlemeyi yaptığını dile getiren Işık, “Orası Ülkü Ocakları’nın olamaz, çünkü burası halkın malıdır. Daha önce de söyledik orası halkındır ve bugün halkın olan gasp edilmiştir. Halkın olanı gasp eden kayyımlar talan zihniyetine bugün devam ediyor. Bunun başka bir açıklaması olamaz” dedi.
MA / Metin Yoksu