Sürgünde doğup, sürgünde yaşamını yitiren ve hasretini çektiği Diyarbakır’da defnedilmesine izin verilmeyen Kürt müziğinin duayeni Ermeni sanatçı Aram Tigran, ölümünün 9’uncu yıl dönümünde mezarı başında anıldı
Müziği ile geniş kitleleri etkileyen,Kürtçe eserleri dilden dile dolaşan Ermeni sanatçı Aram Tigran, hayatını kaybedişinin 9’uncu yıl dönümünde Mezopotamya Demokratik Kültür Sanat Hareketi(TEV-ÇAND) öncülüğünde Brüksel’deki mezarı başında anıldı. “Ortadoğu’nun Bülbülü” olarak da bilinen Tigran için düzenlenen anmada, şu açıklama yapıldı: “Kendisi Kürt olmadığı haldeKürt kültürü ve müziğine Kürtlerden çok daha büyük bir emek veren Tigran, 53 yıllık müzik yaşamında Kürtlerin çektiği acıları sürekli dillendirdiği gibi, sadece Kürt müziğine katkı sunmadı, bunun yanında kendi anadili olan Ermenice, Arapça, Türkçe olmak üzere birçok dilde şarkılar seslendirdi.”
Sürgünde doğdu
Yunanistan’ın başkenti Atina’da 2009 yılında 75 yaşındayken yaşamını yitiren Aram Tigran, 53 yıllık müzik hayatında 500’e yakın şarkı besteleyip okudu. 1915 Ermeni Soykırımı sırasında Diyarbakır’dan Kamışlo’ya göç etmek zorunda bırakılan Tigran’ın ailesinden sadece annesi ve babası hayatta kalmıştı. 1934 yılında Kamışlo’da dünyaya gelen, 9 yaşından itibaren müziğe ilgi duyan Tigran, 1953 yılından itibaren yani 19 yaşındayken profesyonel bir şekilde müzik yapmaya başladı. 53 yıllık müzik yaşamında Kürtlerin çektiği acıları sürekli dillendirdiği gibi, sadece Kürt müziğine katkı sunmadı, bunun yanında kendi anadili olan Ermenice, Arapça, Türkçe olmak üzere birçok dilde şarkılar seslendirdi.
Ömrünü müziğe adadı
1966’dan sonra Ermenistan’ın başkenti Erivan’a giderek, Erivan Radyosu’nda 18 yıl çalışan Aram Tigran, 1995’ten sonra Atina’ya yerleşti. Tigran, 2009 yılında Yunanistan vatandaşı olduktan sonra ilk defa Diyarbakır’a gelmiş düzenlenen 9. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali’nde sevenleriyle buluşmuştu. Burada Kürtçe, Türkçe, Ermenice ve Arapça şarkılar seslendirmişti. Tigran, konserlerinde öldürülen gazeteci Hrant Dink için de Sarı Gelin türküsünü okuyordu. Aram Tigran bizlere kocaman bir müzik arşivi ile barış çırpınışı da bıraktı. Bu çırpınışını özetleyen en önemli sözü “Dünyaya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım’ oldu.
Diyarbakır yüzyıllık rüyamdı
Aram Tigran Diyarbakır’dayken verdiği bir röportajda: “Diyarbakır’a gelmek benim yüzyıllık rüyamdı. Hep derdim; ‘Tanrım, ölmeden anne babamın yaşadığı toprakları görebilecek miyim?’İki yıl önce Yunanistan vatandaşı olduktan sonra ilk olarak Diyarbakır’a geldim. Çok etkilendim ve bir şarkı yazdım. Şarkının bir dörtlüğü şöyle: ‘Di xewnên şevan de min bawer nedikir (Rüyalarımda görsem inanmazdım) / Bi çavan bibînim bajarê Diyarbekir (Diyarbakır’ı görebilmeyi) / Rojbaş Diyarbekir me pir bêriya te kir (Günaydın Diyarbakır seni çok özledim) / Te derî li me vekir (Sen kapılarını bana açtın) / Te me şa kir (Bizi çok mutlu ettin)” demişti.
KÜLTÜR SERVİSİ