Son haftalarda gündeme gelen bölgedeki kadın ve çocuklara yönelik taciz-tecavüz suçları arttı. Sessiz kalındıkça, failler devlet güçleri tarafından korundukça sürüp gidiyor. Peki ya kıyamet kopartılsaydı, Türkiye susmasaydı…
Önce Şırnak’ın iki ilçesinde sonra Batman, Ağrı ve Antep’te yaşandı kadın ve çocuklara taciz-tecavüz vakaları. Aslında bunlar son örnekler, öncesi de vardı ve bu kültür oldukça sonrası da olacak maalesef. Ses verdikçe görünür olacak, tepki koydukça son bulacak. Taciz, tecavüz, sahip olma, el koyma, gasp etme düşüncesinin ortaya çıkardığı bir sonuç bu. Tecavüz, bir misyon ve karakter kazanarak bir kültür haline gelmiş. Onun için Özgür Kürt Kadın Hareketi, kadın sorununu beş bin yıllık tecavüz kültürü olarak değerlendiriyor. Bu kültürün esas olarak dayandığı yer de zor, şiddet, gasp, el koyma ve mülkleştirme. Kürt coğrafyasında savaşla beraber daha fazla açığa çıkan da işte bu kültür. Son dönemlerde daha fazla artması ise şiddet, el koyma, mülkleştirmenin daha fazla göze sokulmak istenmesi. Aynı zamanda itirazların da yükselmesi. Olayların oluş şekline baktığımızda faillerin devletin silahlı gücü olmasının verdiği güveni ve devletin gücünü arkasında hissettiği anlaşılıyor. Bu faillerin, saldırdığı kişileri tehdidinde de ve resmi ifadelerinde de göze çarpan bu.
Örtbas eden açıklama
Yer Şırnak. Tarih 14 Temmuz 2020. Bir uzman çavuş, Şırnak’ta 1. Jandarma Komando Tugayı’nda görevli Arslan Akbudak, 13 yaşındaki kız çocuğuna cinsel saldırıda bulundu. Çocuğun çığlık atmasının ardından komşuların yetişmesi ile kurtarılan çocuk, uzman çavuştan şikayetçi oldu. Olayın duyulması ile beraber protestolar yükseldi. Şırnak’ta gençler kent meydanında yürüyüşe geçti. “Susmaşırnak” hastagi açıldı. Kısa sürede twetter’da birinci gündem oldu. Bunun üzerine uzman çavuş gözaltına alındı. “Cinsel istismar” ve “silahla tehdit” suçlaması yöneltilerek tutuklandı. Ancak AKP’li yetkililerin sessizliği ve Valiliğin ilk elden yaptığı açıklamalar olayın üstünün örtülmek istendiğine işaret ediyor. Uzman çavuşun görevinden uzaklaştırıldığını açıklayan Şırnak Valiliği, “Aşırı derecede alkollü olduğu tespit edilmiştir” diye belirtiyor. Ayrıca olayın cinsel saldırı olduğuna dair de herhangi bir ibare kullanmayan valilik olayı, “Vatandaşları rahatsız edecek hal ve hareketlerde bulunan bir şahsın çevrede bulunan vatandaşlar tarafından darp edildiği ihbarı üzerine olay yerine Emniyet ekipleri intikal etmiş, olay mahallinde A.A. isimli kamu görevlisinin aşırı derecede alkollü olduğu, çevreyi rahatsız edecek şekilde uygunsuz tavır ve hareketler sergilediği tespit edilmiş ve adı geçen şahıs gözaltına alınmıştır” sözleriyle tarif ediyor. Ardından uzman çavuşun darp edildiği de araya sıkıştırılıyor.
Tacizcinin ifadesi
Alkollü olduğunu belirterek, suçlamaları reddeden tacizci uzman çavuş Akbudak, operasyon öncesi istirahat ettiğini, kız arkadaşını görmek için siteye gittiğini belirtiyor. Emniyet ifadesinde kız çocuğuna değinmeyen tacizci uzman çavuş, otoparkta arabasının içindeyken saldırıya uğradığını iddia ediyor. Saldırıya gerekçe olarak da tacizi değil, mesleğini gerekçe gösteriyor. Oysa görgü tanıkları araçta mastürbasyon yaptığını söylüyor. Tacizci Akbudak çocuğuyla karşılaştığını da nedense hatırlamıyor.
Uzman çavuş Arslan Akbudak tarafından cinsel saldırıya uğrayan çocuk da savcılık ifadesinde yaşadıklarını anlattı. Çocuk uzman çavuşun oturdukları binanın girişinde kendisine saldırdığını, attığı çığlıklar üzerine komşuları tarafından kurtarıldığını söyledi. İfadesi Emniyet Çocuk Şube’de alınsa da nedense bir pedagog bulundurulmuyor. Oysa travma yaşayan çocuklarla çok bilinçli konuşmak gerektiğini herkes biliyor. Aslında küçük kızı görenler, komşular, etraftaki duyarlı insanların müdahalesi kurtarıyor. Demek ki özsavunma, duyarlılık, taciz ve tecavüzü engelliyor. Aynı zamanda görünürlüğünü sağlayarak, yargıya intikal etmesine neden oluyor. Belki caydırıcılık da oluşturuyor.
Taciz Meclis’e taşındı
Çocuğa taciz olayın ardından HDP Şırnak Milletvekilleri Hüseyin Kaçmaz, Nuran İmir ve Hasan Özgüneş, Meclis’e araştırma önergesi verdi. Vekiller, Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. İHD ve Şırnak Barosu da olayı yakından takip ettiklerini duyurdu.
Batman’da da fail asker
Şırnak’taki cinsel saldırıya yönelik tepkiler devam ederken, bu sefer de Batman’da bir tecavüz olayı patlak verdi. Fail yine bir uzman çavuştu. Olay, Batman’ın Beşiri İlçesi’ndeki bir köyde çobanlık yapan bir ailenin 18 yaşındaki İ.P’nin, 16 Temmuz’da ateşli silahla yaşamına son vermek istemesiyle ortaya çıktı. Siirt’te görev yapan uzman çavuş M.O’nun, intihar girişiminden yaklaşık 20 gün önce genç kadına tecavüz ettiği öğrenildi. Annesinin anlatımlarına göre, M.O. genç kadını bayılttıktan sonra tecavüz etti, uyandıktan sonra durumu fark eden genç kadın, “Seni şikayet edeceğim” dedi. Ancak arkasındaki güçlere güvenen tacavüzcü uzman çavuş, “Nereye şikayet edersen et, kimse bana bir şey yapamaz. Daha önce de defalarca kez yaptım, kimse bir şey yapamadı” diye karşılık verdi.
Yine annenin anlatımlarına göre M.O. kadını, “Seni İzmir’e götüreceğim, orada seni satacağım. Bu halinle başka işe yaramazsın” diyerek tehdit etti. Ardından tecavüzcü uzman çavuşun kadını İzmir’e götürerek alıkoyduğu, bu sırada ailenin defalarca karakola ve resmi yerlere başvurduğu da öğrenildi. Ailenin baskıları sonucu tecavüzcü uzman çavuş, genç kadını tekrar Batman’a geri getirdi.
Sessiz kalan suça ortak
Karakola yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını ifade eden anne, “Fakat hiçbir şey yapmadılar. Kimse sahip çıkmadı bize. Kızımız 20 gün dayandı, direndi. Mücadele etti. Sesini duyurmak istedi. M.O. kızımızı tehdit ediyordu. Daha fazla dayanamadı, yaşadıkları ağır geldi” diye konuştu. Hastaneye giderken kızının bilincinin yerinde olduğunu söyleyen annenin veryansını düşündürücüydü: “Sessiz kalan herkes kızımın katilidir. Adalet ve hukuk bu mudur? Kızım ölüyor ama hala herkes sessiz. Yolda hastaneye götürürken bilinci yerindeydi. Bana ‘Ben sessiz kalmadım anne ama kimse sesimi duymadı. Herkes sustu. Başka yol bırakmadılar’ dedi.” Durumu ağır olan kadın, hastanenin yoğun bakımında tedavi altına alındı.
Kıyamet kopartılmadı
Olayın ardından tecavüzcü uzman çavuş önce Siirt Cumhuriyet Savcılığı tarafından gözaltına alındı. Ancak aynı gün adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Buradaki olayda da tepkiler yükseltildi: “Susmabatman” hastagi açıldı. Ancak susan Şırnak ya da Batman olmadı. Polis müdahalelerine rağmen eylem ve protestolar yaptılar. Müdahalelerle de karşılaştılar, gaz bombası da yediler. Ancak Türkiye sustu. Böyle korkunç, yüz kızartıcı, insanlık dışı vakalar için kıyamet kopartılmadı. Bu olaylar münferit değil. Sessiz kalındıkça, devlet güçleri tarafından korundukça, sürüp gidiyor. Sistematik bir uygulama gibi… Gelecekle ilgili kaygıları arttıran da geçmişteki benzer olaylara karşı gösterilen yaklaşımlar oluyor.
Cezasızlık had safhada
Son bir haftada Şırnak merkez ve Silopi’de 3 ayrı çocuk istismarı olayı yaşandı. Çok geniş bir araştırma yapmadan hemen ilk akla gelenleri sıralıyoruz:
*6 Şubat 2020: Cizre Merkez Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı, Şırnak’ta 30’u aşkın öğrencisine cinsel istismarda bulundu. Açığa alındı olay soğuyunca İstanbul’da bir okula atandı.
*2019 yılının son aylarında Şırnak Beytüşşebap’ta bir kız çocuğu aralarında korucuların da olduğu onlarca erkek tarafından tecavüze uğradı.
*Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Hanlar (Xanika) Köyü’nde yaşayan 20 yaşındaki Nurcan Fidan’ın, aralarında korucu Abdulkerim İşler’in de olduğu kişilerce iki kez kaçırılması ve cinsel istismara maruz kalmasından dolayı suç duyurusunda bulunuldu. Buna rağmen faillere yönelik herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle 2 Temmuz 2013 tarihinde yaşamış olduğu tramvayı atlatamayarak evde bulunan av tüfeğiyle yaşamına son verdi. 7 yılda adalet yerine getirilmedi, dosya bu yıl kapatıldı.
*Bingöl’de 25 Haziran 2019 tarihinde, para karşılığı cinsel ilişkiye zorlama ve çektikleri görüntülerle şantaj yapmaktan dolayı 31 kişi gözaltına alındı. Aralarında uzman çavuş, korucu, Hizbullah sanıkları, Bingöl Belediyesi Başkanı’nın da bulunduğu şebeke, 2016 yılından itibaren adli mercilere konu olmasına rağmen soruşturma başlatılmadı. Ayrıca gözaltına alınan şahısların evlerinden 2 adet el bombası ve 11 adet silah gibi çok sayıda mühimmat da ele geçirildi. Sadece 10 kişi tutuklandı ve dosyaya gizlilik kararı konuldu. Sonuç bilinmiyor. Bilinmesine rağmen yıllarca göz yuman Bingöl Emniyeti Müdürlüğü’ne herhangi bir soruşturma açılmadı.
* Elazığ’ın Palu İlçesi Gökdere Köyü’nde bir korucu başı 14 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulundu. Ailenin şikayeti üzerine tutuklandı. Yapılan araştırmada, daha önce de 14 ve 16 yaşındaki iki engelli çocuğa tecavüz ettiği ortaya çıktı.
* Dersim Pertek’te bilgisayar oyun salonu işleten Harun Yıldırım, 2019 yılında korucu olmak için başvurunca hakkında güvenlik soruşturması başlatıldı. Yıldırım’ın 4-5 yıldır işyerine gelen çocuklara tecavüz ettiği ortaya çıktı. Çocuklara tecavüzün kaydedildiği görüntülerde ortaya çıkanlardan birinin korucunun oğlu olduğu tespit edildi. Ayrıca Harun Yıldırım’ın 2018’de Pertek’te zihinsel engelli bir kız çocuğuna da cinsel istismarda bulunduğu, ancak Pertek Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı. Olayın geçtiği işyeri asker, polis ve korucuların uğrak yeriyken, tecavüzlerin organize şebeke işi olduğu ve ifade verenlerin arasında polislerin de olduğu öğrenildi.
*Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde 2019’da bir çocuğun yaklaşık 3 yıl boyunca sistematik cinsel istismara maruz bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Bu süre zarfında aralarında korucuların da bulunduğu istismarda bulunan kişiler, çektikleri görüntülerle şantaja başvurdu. İstismar olayı yaklaşık 2 yıldır tüm ilçede konuşuluyor olmasına rağmen, idari ve hukuki hiçbir müdahalede bulunulmadı. Olayda 30 kişinin ismi geçti. Gözaltına alınan bir kısım korucu serbest bırakıldı. Aralarında 1 korucunun bulunduğu 5 kişi tutuklandı.
* Şırnak’ın Silopi ilçesinde 8 yaşındaki bir çocuk köy koruculuğu yapan 30 yaşındaki S.D. isimli erkek tarafından sistematik bir şekilde cinsel istismara uğradı. Cinsel istismar, çocuklardan birisinin durumu okulun rehber öğretmenine anlatmasıyla ortaya çıktı. Okul yönetimi ve ailelerin suç duyurusu üzerine savcılık soruşturma başlattı. Çocukların 2014 ile 2017 yılları arasında istismara uğradığı belirtilirken, gözaltına alınan S.D. tutuklandı.
* Son 10 ayda 38 çocuk, köy korucuları tarafından cinsel istismara uğradı. 30 Mart 2017’de Mardin Derik’e bağlı Göktaş İlköğretim Okulu’nda temizlik görevlisi olarak çalışan, ailesi korucu olan Ş.Y’nin, 35 öğrenciye istismarda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Ş.Y. tutuklanırken, gizlice görevden alınan okul müdürü ve jandarmanın öğretmenleri, olayın basına sızmaması için tehdit etmişti.
* 6 Aralık 2017’de Bingöl merkezde, 2’si güvenlik korucusu 4 kişi 15 yaşındaki engelli bir çocuğa tecavüz etti. Doğuştan işitme ve konuşma engelli olan çocuk, olayı yazarak anlatmıştı.
* Van’da 5 Aralık 2016’da T.G. isimli köy korucusu, zihinsel engelli 2 çocuğa cinsel istismarda bulundu.
* 14 Temmuz 2018’de Mardin Kızlıtepe’de korucu Şahin K., bir çocuğa tecavüz etti. Aile, Hastane ve ATK raporlarına rağmen hukuki sürecin başlatılmadığını söyledi.
* Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum olarak atanan dönemin Valisi Mustafa Yaman tarafından belediye iştiraki olan Kent A.Ş.’de müdür yapılan polis Ercan Uysaler, bir kadın çalışanı cinsel saldırıya maruz bırakıp, fuhuşa zorladı. Davada 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan polis tutuklandı.
* Mardin’de, B.K isimli Özel Harekat Polisi, 9 Mayıs 2016’da sosyal medya hesabı üzerinden tanıştığı 21 yaşındaki M.B. adlı kadına cinsel saldırıda bulundu. 12 yıl hapis istemiyle açılan dava 8 Şubat 2018’de Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde beraatla sonuçlandı. Dosya Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde de onandı.
Kadın mücadelesi her yerde
Burada verdiğimiz vakalar basına yansıyanların sadece bir kısmı. Adliyeye intikal etmiş onlarca olayın yanı sıra şikayet aşamasında kalmış, herhangi bir kovuşturma yapılmamış bir o kadar olay daha var. Hala şikayet etme cesareti gösterilmeyen birçok olay mevcut. Taciz ve tecavüz olaylarına karışanların özellikle silahlı devlet görevlisi olması tesadüf ya da münferit olamaz. Kamuoyu oluşturulmuş davalar dışında ceza olmaması veya çok az olması, suçluların idari amirler tarafından korunması, devlet güvencesini arkasında hissedenleri cesaretlendiriyor. Ama şimdi kadınlar daha cesur. İktidarların tecavüz kültürüne karşı “Kadınlar her yerde” mücadele ediyor.
KADIN SERVİSİ