IŞİD’in Maxmur saldırısı sırasında yaşamını yitiren gazeteci Deniz Fırat, Çaldıran’daki bulunan mezarı başında anıldı.
IŞİD’in katlettiği kadın gazetecilerden Deniz Fırat’ın (Metiye Yıldıztan) ölümünün 4.yılında Van’ın Çaldıran ilçesi Xecexatun (Hangedik) köyünde mezarı başında anıldı. Anmaya HDP milletvekili Muazzez Orhan, HDP il Eşbaşkanı Yadişen Karabulak, DBP il Eşbaşkanı Aynur Tarhan, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan, özgür basın çalışanları, MEYADER, TJA ve ailesi katıldı. Saygı duruşuyla başlayan anmada ilk konuşmayı Deniz’in ağabeyi Seyat Yıldıztan yaptı.
‘Deniz’in yaşamını örnek alıyoruz’
Yıldıztan, Deniz’in topluma mal olmuş bir gazeteci olduğunu hatırlatarak, “Deniz Kürt halkının verdiği söz sonucu mücadelesini sürdürmüş bu uğurda da yaşamını yitirmiştir. Deniz’in mücadelesi ile üç kız kardeşi onun fotoğraf makinasını yerde bırakmayıp aynı uğurda mücadelesini sürdürüyor. Tüm aile Deniz’in yaşamını örnek alıyoruz. Onunla gurur duyuyoruz. Tekrar mücadele arkadaşlarına anmaya katılanlara bizleri yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyoruz” dedi.
‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’
Ardından arkadaşları adına söz alan Jinnews muhabiri Hikmet Tunç da, Deniz’in kalemini, makinasını yaşamını yitirdiği yerden özgür basın ve kadın gazeteciler olarak devraldıklarını dile getirerek, Gurbetelli Ersözler’den Deniz Fıratlar’a kadar kadın gazeteciler olarak mücadele sözlerini yinelediklerini söyledi. Tunç, “Eril, katliamcı DAİŞ zihniyetine karşı kadınlar olarak yeni yaşamı kadın diliyle kadın yasalarıyla inşa edene kadar mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü yeniliyoruz” diye konuştu.
‘DAİŞ özgür basını hedef aldı’
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan ise, Deniz Fırat’ın özgür basın geleneğinin çalışanı olduğunu ve o kültürle Maxmur’da DAİŞ’e karşı verilen savaşı takip ettiğini hatırlattı. Boltan, şöyle devam etti: “Deniz, hiçbir gazetecinin yapamayacağı bir gazeteciliği gerçekleştirdi. İki önemli konuda kendisine ait başarısı vardır. Birincisi DAİŞ’in yenilgisini ilk defa dünyaya duyuran gazeteci kimliğine sahiptir. İkincisi ise haberin bağımsızlık mücadelesini yürüttü. DAİŞ özgür basın geleneğini hedef alarak Deniz’i katletti. Bugün DAİŞ zihniyetini temsil edenler özgür basın çalışanlarına saldırarak bu geleneği ortadan kaldırmayı amaçlamışlardır ancak binlerce arkadaşı buna müsaade etmeyecek. Deniz’in takipçisi olarak mücadeleyi sürdürecektir.”
‘Mücadeleler asla bitmez’
Daha sonra söz alan HDP Milletvekili Muazzez Orhan, Deniz’in 90’lı yıllarda devletin zor ve baskısı sonucu mülteci bir yaşama başladığını ifade ederek, Deniz’in çocuk yaşta doğduğu topraklarda ailesinin bir kısmından uzaklaşarak yeni topraklarda bir yaşam kurduğunu dile getirdi. Orhan, şöyle konuştu: “En zor yaşam biçimi olan mülteci yaşamından, yaşamını en zor meslek olan gazetecilikle birleştirdi. Bütün çabası hem kendi yaşadıklarını hem halkının üzerindeki baskı zulüm ve yaptırımları tüm dünyaya duyurmaktı. Deniz Fırat, toplumsal, trajik kadından direngen ve güçlü bir kadının nasıl olabileceğinin bir göstergesidir. Deniz, kadının sesi ve bir halkın özgürlüğünün umut öyküsü oldu. Deniz, yeniden varoluşun nasıl olabileceğinin cevabı oldu. Deniz Fırat’ın kamerası geleneksel topluma ve erilliğe cevaptır. Kürt halkı üzerinde yaşanan zulüm ve baskının aynasıdır Deniz Fırat. Bütün zor koşullar altında kamerasını asla bırakmadı. Ömrüne halkının trajik yaşamını ve aynı zamanda anlamlı özgürlük mücadelesini sığdırdı. Deniz Fırat’ı katledilişinin 4. yıldönümünde saygıyla minnetle anıyoruz. Kürt halkına, ailesine ve basın emekçilerine tekrar baş sağlığı diliyoruz. Mücadeleler asla bitmez. Özgür basın asla susturulamaz. Hiçbir baskı özgür basını, özgürlük mücadelesini, kadın iradesini susturmadı susturamayacak” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA