Beyoğlu’nda seyyar arabada köfte satan Serdar Turgut’un polis ve bekçiler tarafından darp edildiği görüntüler ortaya çıktı. Yaşadıklarını anlatan Turgut, iki parmağının kırıldığını söyledi
İstanbul Beyoğlu ilçesinde bulunan Hacıahmet Parkı güney kapısında seyyar arabada köfte satan Serdar Turgut, 7 Temmuz saat 21.30 sıralarında bir grup polis ve bekçinin şiddetine uğradı. Turgut’ta uygulanan şiddet bir marketin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntüde Serdar Turgut’u yere yatırmaya çalışan bir polis görülürken, bir polis de tekmeyle defalarca yüzüne vuruyor. Tekmeyi vuran polis daha sonra Turgut’un saçından tutarak başını kaldırıp, yumrukla yüzüne sertçe vurmaya başlıyor. Görüntüde ellerinde coplar bulunan onlarca polis Turgut’un yanı başında bekliyor.
Yaşadıklarını MA’dan Mehmet Aslan’a anlatan Turgut, olay günü köfte sattığını ve iki sivil polisin gelip kendisinden kimlik istediğini söyledi. Ardından köfte arabasını aramaya başladıklarını aktaran Turgut, polislerin bir şey bulamayınca küfretmeye başladıklarını ileri sürdü. Durumu anlamak için polislere ‘ne arıyorsunuz ’ diye sorduğunu dile getiren Turgut, polislerin kendisine ‘uyuşturucu ihbarı’ cevabı verdiğini kaydetti.
‘Her şey bizden sorumludur’
Köfte sattığı yerde 360 derecelik mobese kameraların ve sağlık ocağının olduğunu belirten Turgut, “Sivil polislerden sonra zabıta ekipleri ve polis ekipleri geldi. Arabamı elimden aldılar. Karşı çıkınca bana ağza alınmayacak küfürler ettiler. O esnada orada bulunan mahalleliler ‘ekmek parasını kazanan biri, ne istiyorsunuz’ diye tepki gösterdiler. Daha sonra mahallenin tepkisi nedeniyle şiddette başvurdular. Mahallelilere bağırarak ‘bu mahallede her şey bizden sorumludur’ dediler. Zaten sonrasında gaz sıkıp herkesi oradan uzaklaştırdılar” dedi.
Şiddeti anlattı
Ardından oradan uzaklaşmaya başladığını ancak iki polisin kendisini takip ettiğini ve gelip arkadan coplarla vurmaya başladığını vurgulayan Turgut, saldırı sonucu yere düştüğünü ve bir polisin kendisini tutuğunu bir polisin ise yüzüne tekme atmaya başladığını ifade etti. Turgut, “Görüntüler de de zaten görülüyor. Biri ellerimi arkada bağlamıştı biri ise yüzüme tekme ve yumruk atıyordu. Parkta oturan insanlar polislere tepki gösterince bir polis ‘buranın amiri de savcısı da hakimi de benim. Her şey benden sorulur’ dedi. Daha sonra birçok polis daha geldi. Öyle bir vuruyorlar ki insanlık dışıydı” diye konuştu.
‘Bu şiddeti asla kabul etmeyeceğiz’
Uygulanan şiddetin ardından ters kelepçe takılarak polis arabasına götürülene kadar kendisine şiddet uygulandığını anlatan Turgut, ayrıca şiddeti görüntüleyenlerin de saldırıya uğradığını ve gözaltına alındığı söyledi. Turgut, “Yapılan işkence görüntülerini çeken mahallelilerin telefonlarını kırdılar. Bazılarının görüntülerin sildiler, bazılarını da bizden sonra gözaltına aldılar. Eğer o görüntüler olsaydı şiddetin boyutu daha da net ortaya çıkardı. Bu sadece görülen tarafı bir de görülmeyen tarafı var. Bu şiddeti asla kabul etmeyeceğiz. İçlerinde bize karşı bir öfke besliyorlar. Bunun nedeni çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
İki parmağı kırıldı
O sırada yanlarında olan Aziz ve Hakan adında iki kardeşinin de polis şiddetine maruz kaldığını dile getiren Turgut, Aziz’in sağ ayağında iki parmağın kırıldığını ve günlerce alçıda kaldığını kaydetti. Gördüğü işkencenin hastane raporlarına yansıdığı ifade eden Turgut, raporlarıyla birlikte İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne başvurduğunu ve ardından da suç duyurusunda bulunacağını belirtti.
Görgü tanığı anlattı
Mahallelilerden Muhittin Kaya, polis ve bekçilerin yaptığı şiddet ve işkenceye tanık olduğunu söyledi. İlk başlarda polis ve bekçilerin üç kişiyi parkın içinde kovalamaya başladığını ancak yakalayamadığı için küfürler etmeye başladığını dile getiren Kaya, Polisin “Herkes evine gitsin, hepinizi öldüreceğim” dediğini aktardı.
‘Gözaltına alıp çektillerimi sildiler’
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada 20’den fazla kişi bir kişi dövüyordu. Orada video çekmeye başladım. Çocuk yerde, polis kafasına vuruyordu. Bir tanesi birinin kafasını kollunun arasına almış, bir polis de kaskıyla vuruyordu. O ara ben hepsini çekiyordum. Bir tane bekçi beni fark etti. Direk beni ters kelepçe yaparak, yere yatırdı. Yerden sürükleyip onların yanına götürdü. Yerde vurmaya devam etti. Beni de gözaltına aldılar. Karakolda telefonumu almak istediler. Yasal olmadığını söyledim ama dört beş polis etrafımı sarıp zorla görüntüleri sildi.”
BEYOĞLU