Tüm yetkileri Cumhurbaşkanı’na bırakan yeni sistem, ekonomik, siyasi ve sosyal krizle eşzamanlı uygulamaya geçerken, muhalefetteki sessizlik dikkat çekiyor. CHP ve İYİ Parti iç krizde, HDP ise sessiz
Türkiye’de 24 Haziran’da gerçekleşen seçim sonrası iktidar, tüm yetkileri cumhurbaşkanı devreden yeni sistemi peş peşe kararnamelerle hayata geçirirken, uygulamayı “tek adam rejimi” olarak tanımlayan muhalefet partileri, iç kriz ve sessizlik sarmalına girdi. Ekonomi adım adım krize sürüklenirken, siyasi ve sosyal kriz de buna eşlik ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni sistemin sorunları hızlıca çözeceğini vaat ederken, Kürt sorunu ve ekonomi başta olmak üzere tüm temel meselelerde çözümsüzlük giderek derinleşiyor. Hem iç hem de dış konularda iktidar “yönetme” sorunu yaşarken, muhalefet partileri iç kriz ve muhalefet edememe sorunu yaşıyor.
CHP devre dışı kaldı
Anamuhalefet partisi CHP, muhalefetteki krizin başını çekiyor. Seçim sonrası partinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin başlattığı kurultay süreci, CHP’yi ikiye böldü. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay baskısına kulaklarını tıkarken, iki taraf da karşılıklı olarak birbirini “koltuk savaşı” yapmakla suçluyor. CHP, “rejim değişimi ve tek adam sistemi” olarak tanımladığı yeni sistem uygulamaya girerken iç kavgaya tutuştu. İki taraf da krizi aşacak irade gösteremezken, CHP’nin tüm kritik anlarda iktidardan yana tutum alması da muhalefeti üzerinde kuşku yaratıyor. Kürt sorununda iktidarın güvenlik politikasına “devletin bekası” gerekçesiyle destek veren CHP, 16 Nisan referandumunda yaşanan hile iddialarında da kritik anda tutum değiştirdi. Benzer bir tutumu 24 Haziran seçimi gecesi Muharrem İnce de takınırken, çok eleştirdiği dış politikadaki büyük krizlerde de iktidar lehine tutum aldı. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve HDP eski Eşbaşkanları, milletvekilleri ile kendi milletvekillerinin tutuklanmasında iktidara destek verdi. CHP’ye yönelik bir diğer eleştiri ise HDP’nin de içinde olduğu demokratik güçlerle ittifaka yanaşmaması, iktidarın bu güçlere yanaşma baskısına göğüs gerememesi. Halihazırda ekonomi ve diğer konularda yaşananlara dair de CHP’de aktif bir siyaset gözükmüyor.
İYİ Parti’nin iç krizi
Seçim sonuçlarından en çok etkilenen diğer parti ise İYİ Parti oldu. Genel Başkanı Meral Akşener, iddialı olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde ancak 4. olabilirken, İYİ Parti yüzde 10 barajı sınırında kaldı. Partide Akşener’e yönelik sert eleştiri, Akşener’in istifa resti ve aday olmayacağını belirterek partiyi kurultaya götürmesiyle karşılık buldu. “İYİ Parti çöküyor mu” soruları sorulurken, Akşener, partiden gelen aday ol baskısına olumlu sinyal verdi. Ancak kriz yine de bitmedi. Bu kez de partinin kurucu üyeleri peş peşe istifa etti. İYİ Parti’de seçim sonrası dikkat çeken bir diğer konu ise politika değişimi işareti oldu. Parti MHP ile sağ arasında çizgi kavgası yaşarken, iktidara ortaklık sinyalleri verildi. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti arasında kurulan Millet İttifakı’nın sona erdiği İYİ Parti tarafından ilan edildi. İYİ Parti, seçim yenilgisini CHP ile yaptığı ittifaka bağladı; iktidara ise MHP ile anlaşamamaları halinde ortaklaşmaya hazır olduğu mesajı verdi.
Saadet Partisi nerede?
Saadet Partisi ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, seçimin en renkli partilerinden ve adaylarından biri olarak öne çıkmıştı. İktidara yönelik eleştiri dili ile öne çıkan Saadet Partisi de seçim sonrası rota değişimi işareti verdi. Parti beklentilerin altında oy alırken, Millet İttifakı’ndan ayrıldığını ilan etti. Saadet Partisi’nde de seçim sonrası iktidara eleştiri biçiminde değişim gözlendi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına olumlu mesajlar gönderildi. İktidarın içinden çıktığı Milli Görüşü temsil eden Saadet Partisi, başta idam olmak üzere birçok konuda iktidara destek sinyali de verdi.
İktidarın hedefe koyduğu HDP izlemede
Seçimlerin galiplerinden sayılan HDP, yüzde 12’ye yakın oy alarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bizzat açıkladığı baraj altında bırakma planını bozdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarının baş hedefe koyduğu ve yoğun baskı altında tuttuğu HDP’nin 6 milyona yakın oy alması, AKP’nin anayasal çoğunluk sağlama planını akamete uğratırken, yoğun baskıya rağmen milyonların HDP’ye destek vermesi parti etrafında demokratik blok oluştuğu ve halkın iradesine sahip çıktığı şeklinde yorumlandı. Ancak HDP’ye de tıpkı 7 Haziran’daki büyük başarı sonrası yaşanan sessizlik ve aktif siyasi tutum alamama durumunun bir benzeri yaşandığı eleştirisi yapılıyor. HDP’nin hem kendisine dönük iktidarın tehdit boyutuna varan açıklamalarına yeterli cevap vermediği, hem de demokratik muhalefetin öncüsü rolünü yeterince yerine getiremediği en çok dikkat çekilen eleştiri noktası oluyor. Halkların ve emekçilerin mücadele adresi iddiasındaki HDP’nin ekonomideki kriz, siyasetteki çözümsüzlük ve sosyal yaşamdaki çöküş konusunda somut olarak ne dediği ve ne yapacağı belirsizliğini koruyor.
HABER MERKEZİ