Mahkeme, Ahmet Türk’ün yargılanması durumunda mahkümiyet alabileceğini, mahkümiyet alırsa görevinin düşebileceğini, bu ‘olasılıklar’ nedeniyle de kayyum kararında ‘mevzuata aykırılık’ bulmadığını belirtti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, 19 Ağustos 2019’da görevden alınarak yerine kayyum atanmıştı.
Türk’ün, görevden uzaklaştırılmasına karşı Mardin 2’nci İdare Mahkemesi’ne açtığı davayı karara bağladı. Mahkeme, yapılan yargılama sonrası davanın reddi yönünde karar verdi.
Mahkeme kararının gerekçesinde ise, Ahmet Türk’ün görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma olmadığı ve görevden uzaklaştırılmasının kanuna aykırı olduğu yönündeki savunmasına karşılık, üzerine atılı iddiaların görevi ile alakalı olduğunu öne sürdü.
Seçimden önce inceleme başlamış
Mahkeme, Türk hakkında 31 Mart 2019 tarihindeki yerel seçimlerden önceki süreçte açılan davaları sıralayarak, İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan “ön inceleme/araştırmanın” seçimden sonra da devam ettiğini kaydetti.
Mahkeme, Türk’ün icra ettiği görevi, üzerine atılı iddiaların görev yaptığı süre içinde Anayasal düzene, hukuka ve mevzuata bağlı kalıp kalmadığı konusunda kamuoyunda şüphe uyandıracak ciddiyette olduğunu ileri sürdü. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Bununla birlikte yine söz konusu kovuşturmalar kapsamında alınacak olası bir mahkumiyet hükmünün, 2972 sayılı Kanunun 9 ve 2839 sayılı Kanunun 11 ve 5393 sayılı Kanunun 44’üncü maddeleri uyarınca davacının belediye başkanlığının düşürülmesine sebebiyet vereceği dikkate alındığında, bu soruşturma ve kovuşturmaların doğrudan davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşıldığından davacının anılan iddiası yerinde görülmemiştir.”
Seçilmişleri atanmışlarla görevden almak ‘hukuk uygun’ bulundu
Türk’ün yargılanması sonucunda hakkında mahkumiyet kararı verilmesi durumunda görevinin düşürüleceğini, bu nedenle de hakkındaki soruşturmaların görevi ile ilgili olduğunu iddia eden mahkeme, “Soruşturma ve kovuşturmaların davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşılmakla, yerel yönetimlerin seçilmiş organları veya bu organların üyeleri hakkında, görevleriyle ilgili bir soruşturma başlatılması halinde geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabileceği, bu konuda merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde açık bir idari vesayet denetimi yetkisi bulunduğu ve bu yetkinin gerek savcılıkça yapılan ceza soruşturmasına, gerekse mahkemece yürütülen kovuşturmaya konu anılan fiillerin niteliği ve ağırlığı göz önüne alındığında somut nedenlere dayalı olarak ve soruşturmanın selameti için ve yapılan görevin niteliği ile bağdaşmayacağı dikkate alınarak kullanıldığı kanaatine varılmakla, bu nedenlerle davacının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin olarak kamu yararı ile hizmetin gereği olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.
‘Masumiyet karinesi bertaraf edildi’
Türk’ün avukatlarından Erdal Kuzu, mahkemenin kararına karşı Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunacaklarını paylaştı. Mahkemenin kararını “skandal” şeklinde nitelendiren Kuzu, kararla birlikte hukukun en önemli sacayaklarından biri olan “masumiyet karinesinin” bertaraf edildiğini vurguladı.
Kuzu, “Müvekkilimizin hakkındaki suçlamaların görevi ile ilgili olmadığı açık bir şekilde ortada olmasına rağmen mahkeme zorlama bir yorum ile suçlamaların Sayın Ahmet Türk’ün görevi ile ilgili olduğunu savunmaktadır. Masumiyet karinesi yerle bir edilmiş, Sayın Ahmet Türk’ün üzerine atılı suçlamalardan beraat edeceği göz önüne alınmak yerine ceza alması üzerine bir karar verilmiştir. Mahkeme adeta ‘ya mahkumiyet kararı verilirse’ şeklinde ‘ya tutarsa’ diyerek karar vermektedir. Bu açıkça Anayasa’ya aykırı, zorlama bir yorumdur” tepkisinde bulundu.
Kaynak: MA / Ahmet Kanbal