Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planında tarım ve hayvancılıkla ilgili atılacak adımlar küçük üreticilere değil, büyük çiftliklere yarayacak. Doğanın ve tarım alanlarının talanı hızlanacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı sisteminin 100 günlük eylem planında tarımsal hedefleri ortaya koyarken, “Bazıları diyor ya: Çiftçi aç, çiftçilere ne verdin? Çiftçilerimize 108 milyar TL destek verdik” sözlerinin gerçekleri yansıtmadığını ve çiftçi için bütçeden ayrılıp da ödenmeyen bedelin 100 milyar seviyesinde olduğunu unutmuş olamaz. Çiftçinin hakkını vermeyerek farklı alanlara bu ödeneği kaydırırken, aynı zamanda tarım üretimleri gittikçe daralıp temel ihtiyaçlar dahi ithalata bağlandı. Bu durum hem geçmiş hükümetin ve hem de yeni sistemin temel hedefini gösteriyor. Tarım üretimleri küçük çiftçinin elinden alınıp şirketlere devrine hizmet edildiği biliniyor.
100 günlük tarımsal eylem planında birçok süslü sözlere karşın asıl hedefler gizlenemiyor. Eylem planında, kırsalın kalkındırılmasına yönelik olarak 7 proje ile 710 milyon lira destek sağlanacağı, 8 bin 300 hektar yeni alanın sulamaya açılacağı kaydedildi. Aynı söz daha önce Urfa ve Mardin için verilmiş ancak kuyular açılıp yeraltı suları çiftçinin kullanımına açılmıştı. Bu da çiftçiye elektrik dağıtım şirketine borçlanmasının önünü açmıştı. Hükümetin planında 100 bin hektar alanda basınçlı sulama için 250 milyon lira destek verileceği, 39 bin 33 hektar alanda arazi toplulaştırma çalışmalarının tamamlanması ve 13 büyük ovanın daha korumaya alınması da yer aldı. Ancak Kırklareli Ovası’na termik santral yapılmasıyla hükümetin korumadan ne anladığı açık. AKP’li eski bakan Veysel Eroğlu, “2015’te Ergene Nehri temiz akacak” demişti ancak geçen sürede bu vaat yerine getirilmezken, aynı vaat bu sefer de 100 günlük eylem planında yer aldı. Planda dikkat çeken bir diğer husus ise odun üretiminin 15 milyon metreküpten 21 milyon metreküpe çıkarılmasının hedeflenmesi. Bunun da biyoenerji adı altında ormanların özel şirketler eliyle yağmalanmasını daha da büyütecek.
Hükümetin planında yer alan bir diğer konu ise yerel tohumların korunması ve yetiştiriciliğin yaygınlaştırılması. Oysa son yıllarda tohumların patentlenmesi dışında bir hedefin olmadığı ve tohum tekellerinin hibrit tohumlarına mahkum olduğumuz gerçeği unutulmuş vaziyette.
Tarım şirketlere devrediliyor
Eylem planında, lisanslı depo kapasitesinin yüzde 200 artırılması ve 500 bin ton ilave ihaleye çıkılması hedeflenirken, üreticileri bu depolara mahkum edip daha fazla borçlanmalarının yolu açılacak. Türkiye’de tarım üretiminde büyük düşüş yaşanırken, Sudan’da kiralanan 780 bin 500 hektar tarım arazisinin Türkiyeli girişimcilerinin yatırımlarına açılması amacıyla “Türkiye ile Sudan Arasında İkili Tarımsalİşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma”nın uygulamaya konulması da eylem planının bir parçası. Ayrıca yeni “su ürünleri yetiştiriciliği alanları” ile kıyıların talanına ve denizlerin daha da kirletilmesine yol açacak.
EKOLOJİ SERVİSİ