“Demokrasi Buluşmaları” kapsamında Urfa’da halkla bir araya gelen HDP’liler, DEDAŞ önünde açıklama yaptı. Burada konuşan Temelli ve beraberindeki heyet, elektrik kesintilerini ve AKP’nin tarım politikalarını eleştirdi
Halkların Demokratik Partisi (HDP), “Demokrasi Buluşmaları” kapsamında tarım kenti Urfa’da bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. HDP Emekten Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse, önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, MYK üyesi Özlem Gündüz, milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Bekir Karakeçili, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran’ın da yer aldığı heyet, çiftçilerle birlikte Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) binası önünde bir araya geldi.
Heyetin burada yapmak istediği açıklamaya, “eylem ve etkinlik yasağı” gerekçesiyle engellenmek istendi. Ancak, buna rağmen heyet DEDAŞ binası önünde açıklama gerçekleştirdi.
Meclis Tarım Komisyonu üyesi ve HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, DEDAŞ’ın elektrik kesintileri ve uygulamalarına işaret ederek, “DEDAŞ bölgede beylik ilan etmiş durumda. Buna karşı tepkimizi ortaya koyarak, halkımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz. DEDAŞ özelleştirildiğinden beri, elektrik tellerini alt yapıyı onarmamıştır. Bundan kaynaklı tellerin düşmesiyle birlikte büyük baş hayvanlar telef oldu, binlerce dönüm ekili arazi kül oldu. Siverek’te İbrahim Halil Ektar’ın ekili arazisi kül oldu. Ama DEDAŞ kendisine 190 bin TL elektrik faturası çıkardı” dedi.
‘Trafo yok, elektrik yok ama fatura yüksek’
DEDAŞ’ın “usulsüz” bir şekilde yüksek faturalarla halkı mağdur ettiğini dile getiren Sürücü, “Kimi köylerde, kimi evlerde, tarlalarda trafo yok, elektrik yok, su yok ama yüksek faturalar çıkarılıyor. Bu ne kadar adaletli bir şey? Neden Urfa, Diyarbakır ve Mardin’i bu hale düşürdüler? En temel etken iktidardır. İktidar halkın nasıl yaşadığını umursamıyor. Urfa, Türkiye’nin üçüncü büyük tarım şehri. Ama tarım işçileri yönünü batıya dönüyor. Çünkü kendi tarlasını ekip biçemiyor, tarlasına icra konuluyor” diye konuştu.
‘AKP barışı dinamitliyor’
HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise, partisinin “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında Türkiye’de kalıcı barışı hedeflediğini ifade etti. Nerede bir adaletsizlik, demokrasiye karşı bir şiddet varsa, orada demokrasiyi ve özgürlüğü savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Temelli, şöyle konuştu: “Bir ülkede demokrasinin gelişebilmesi, adaletli bir yaşamın var olması için her şeyden önce toplumsal, siyasal barış olmalı. Ama bu ülkede barış yok, toplumsal barış yok, siyasi barış yok. 18 yıldır iktidarda olan AKP, toplumsal ve iktisadi barışı dinamitlemeye devam etmektedir. Toplumu terörize etmeye devam eden AKP, bölgede DEDAŞ eliyle bir terör yaratmakta.”
‘AKP’nin tarımı imha politikası var’
AKP’nin tarım politikalarını eleştiren Temelli, “AKP’nin tarım imha politikası var. AKP’nin toplumsal barış politikası yok, Kürt düşmanlığı politikası var. Sömürü politikasıyla, emeği, doğayı, kadını sömüren, talan eden bir zihniyetle karşı karşıyayız. DEDAŞ bu uygulamaların bir fotoğrafıdır. Burada yaşanan bir Anayasal suçtur. Köylünün ve çiftçinin hakkıdır ucuz enerjiye kavuşmak. Ama bugün AKP iktidarı bir talan ekonomisi ile toplumun bütün kaynaklarını hortumlayarak Saray’a taşımaktadır.”
GAP projesinin 1962 yılında başlatıldığına işaret eden Temelli, şöyle devam etti: “GAP projesi sadece bir enerji değil, tarım alanlarının sulaması projesidir. 1962’den buraya 58 yıl geçti, hala tarım arazileri sulanamamaktadır. Bunun arkasında adaletsizlik, Kürt halkına yönelik zulmün bir başka yüzünü görürsünüz. Sulama projesi tamamlanmış olsaydı, DEDAŞ’ın çiftçiyi sömürme şansı olmayacaktı.”
‘Elektriğin üretildiği yerde su yok’
HDP Tarım Komisyonu Sözcüsü Rıdvan Turan da, “Mesele parti, siyasi, partizanlık meselesi değil. Mesele tarlada ürünü yanan, bununla birlikte ciğeri yanan köylünün meselesidir” dedi. DEDAŞ’ın uygulamalarının sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Turan, “Allah’tan reva mıdır? Elektriğin üretildiği yer burası. Buna rağmen köylüler, çiftçiler susuzlukla karşı karşıya kalıyorlar. Bütün partilere sesleniyorum; pandemi koşullarında gıda egemenliğinin ne kadar önemli olduğunu, tarımda kendi kendine yetiyor olmayı hep beraber gördük. Hal böyleyken, Türkiye’nin en büyük ovalarından Harran ve Suruç ovasının susuzlukla terbiye edilmesi, olsa olsa ihanettir” dedi.
‘Soru önergelerimiz cevapsız’
Tarımsal üretimde elektrik birim fiyatının düşürülmesi, KDV ve TRT fonunun kaldırılması gerektiğine dikkati çeken Turan, şunları söyledi: “Fonlardan ve vergilerden bağımsız bir şekilde çiftçiye ucuz elektriğin mutlaka sağlanması gerekir. DEDAŞ çiftçinin hakkı olan desteklemeleri, elektrik borcu sebebiyle bloke ediyor. Çiftinin eline desteklemeler gelmeden DEDAŞ el koyuyor. Üretim yapan çiftinin elektriği asla ve asla kesilmemelidir. DEDAŞ kapalı kutu gibi, soru önergelerimiz var ama hiç birine cevap alamıyoruz. Bağımsız bir heyetin DEDAŞ’ı incelemesi gerekli, hesaplarını incelemesi gerekli. Bu faturalandırmanın nasıl gerçekleştiği kamuoyuna sergilenmeli.”
Konuşmaların ardından heyet, DEDAŞ binasının önüne “Ampulün patlasın karanlıkta kalasın DEDAŞ” yazılı siyah çelenk bırakmak istedi. DEDAŞ’a bağlı özel güvenlik görevlileri ve polisin engellemesine rağmen heyet çelengi bırakarak, sloganlar eşliğinde DEDAŞ’ın önünden ayrıldı.
Heyet daha sonra kentteki ziyaretlerine devam etti.
Kaynak: MA