Eylem ve etkinliklere katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve ardından serbest bırakılan 75 yaşındaki Hayriye Demir, gözaltında hakarete maruz kaldığını, ilaç dahi verilmediğini söyledi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında 23 kadınla birlikte 75 yaşındaki Hayriye Demir (Türkekul) de Lice ilçesi Fis Mahallesi’ndeki evine düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Yürümekte zorlanan ve dün bastonla adliyeye sevk edilen Demir, yurtdışı yasağıyla serbest bırakıldı. Demir, katıldığı eylem ve etkinlikler nedeniyle “Örgüt adına faaliyet yürütmek”le suçlandı.
Rosa Kadın Derneği ve gizli tanık
MA’dan Cahit Özbek ve Fahrettin Kılıç’ın haberine göre; Emniyet ifadesinde Demir’e, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerinin sonlanması için günlerce Koşuyolu Parkı’nda katıldığı eylemler ve tutuklu anneleriyle yaptığı telefon görüşmeleri suç olarak yöneltildi.
Fotoğraf teşhisinde bulunan “ZS35SN58UV52PG10” isimli gizli tanığın, Demir hakkında “Bana göstermiş olduğunuz bu şahsı Hayriye Ana olarak biliyorum. Rosa Kadın Derneğine gidip gelmektedir. Dernek yöneticileri tarafından alınan kararlar doğrultusunda düzenlenen yürüyüşlere ve etkinliklere gönüllü olarak katılmaktadır” dediği öğrenildi.
Yabancı basına konuşma suçu
Polisin telefon tape kayıtlarında Demir ve tutuklu annelerinin cezaevlerinde bulunan tutukluların durumuna ilişkin TUAY-DER’de yabancı basın mensuplarıyla görüşmelerine ilişkin “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslararası arenada küçük düşürmeye yönelik faaliyetler” yürüttüklerine dair suçlama dikkati çekti.
Oğlunun fotoğrafı da suç
Hakkındaki suçlamaları reddeden Demir, “Benim iki çocuğum PKK’deyken öldürüldü. 3 çocuğum ise hapisteydi o dönem. Ben çocuklarım için her gün bu eylemlere katıldım. Tek amacım çocuklarım hapiste ölmesin diye eylemlere katıldım. Çocuklarım için canımı her şeyimi veririm” ifadelerini kullandı.
Ev aramasında el konulan ve öldürülen PKK’li oğlu Tekin Demir’e ait olduğu fotoğraf için Demir’e detaylı ifade istendi.
İlaç ve su vermediler
Serbest bırakıldıktan sonra Mezopotamya Ajansı’na konuşan Demir, yaşadıklarını anlattı. 14 Temmuz’da 40 kişilik bir grup asker tarafından evlerinin basıldığını dile getiren Demir, baskın sırasında askerlerce PKK’ye katılan iki çocuğunun fotoğrafının alındığını ve buna itiraz ettiğini ifade etti. Askerlerin evde bulunan çocuklarına, “Biraz işimiz var. Annenizi Lice’ye kadar götürüp getirdikten sonra tekrar serbest bırakacağız” dediğini aktaran Demir, şunları anlattı: “İlaçlarımı almadan apar topar Lice’ye götürdüler. Jandarmada iki saat boyunca bir odanın içinde beklettiler. Ben kalp hastasıyım, nezarette başım ağrımaya başladı. Bir bardak su istedim, vermediler. Beni daha sonra beni neresi olduğunu bilmediğim 3 yerde gezdirdikten sonra Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiler. Burada gözaltındaki diğer kadınları da gördüm. ‘Ne suçum var, hangi suçu işledim’ diye polislere sordum. Oradaki yetkili polis, ‘Sen terörist yetiştirmişsin’ dedi. İtiraz ettim. ‘Oğullarımın kötü bir şey yapmadı, onların yolu doğru yoldur dedim.’”
‘Hakaret ettiler’
Gözaltı boyunca hakaretlere maruz kaldığını vurgulayan Demir, “Ayaklarımda sağlık sorunları var, yürümekte zorluk çekiyorum. Bastonla yürüyorum. Çocuklarım emniyete ilaçlarımı getirdiler, ancak polis dolaba koyduğu ilaçlarımı vermedi. Dünden (14 Temmuz) beri gözaltındayım, beni bırakmasaydılar, ölecektim. Bu nasıl bir devlet anlayışı, insanlık namına, adalet namına hiçbir şey kalmamış. Bunlar insan değil. Telefon kayıtlarının olduğu yüzlerce sayfalık dosya hazırlamışlar. ‘Hepsi yalandır’ dedim. ‘Ne yaptıysam çocuklarım için yaptım. Kıyamete kadar da çocuklarımın yolundan gideceğim’ dedim. Onlar benim ciğerim, buna mecburum. TUAY-DER’e gitmişsin dedi polis memuru. Gittim evet, çocuklarım cezaevinde açlık grevindeydi, onlar için gittim. Çocuklarımı yoksulluk içinde büyüttüm ve okuttum. Bir oğlum tıp okuyordu. Devletin Kürtlere karşı zulmünü ve yaptıkları haksızlıkları kabullenemediler ve PKK’ye katıldılar. 75 yaşındayım günlerce oradan oraya koşturarak, gözaltında zulüm ve hakaretler ettiler. Bunu kabul etmeyeceğimi, her yerde dile getireceğimi ifade ettim” dedi.
DİYARBAKIR