Emek örgütlerinin kıdem tazminatının fona aktarılmasına ilişkin tepkileri sürüyor. Emek örgütleri, ‘Kıdem tazminatına dokunulması halinde genel greve ilan edeceğiz. Bunun başka yolu yok’ diyor
Yadigar Aygün
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2022’de hayata geçirmek üzere dile getirdiği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) projesi kapsamında işçilerin hakkı olan kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi planlanıyor. Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geçtiğimiz günlerde işçi ve işveren temsilcileriyle ‘Ekonomik İstihdam Kalkanı’ projesi kapsamında kıdem tazminatlarında işçi aleyhine pek çok düzenleme içeren “Tamamlayıcı Emeklilik Düzenlemesi” için görüşmüştü. Bu düzenleme çalışanların kıdem tazminatı için işverenin aylık ayırdığı primin bir kısmının bir fonda toplanması düzenlemesini kapsıyor. Düzenlemeye göre işçinin kıdem tazminatını oluşturan aylık brüt maaşın yüzde 8,33’lük kısmı yüzde 4’e düşürülerek fona devredilecek. Yani işçinin 11 günlük kıdemi devlet fonuna aktarılırken kalan 19 günlük kıdeminin sorumlusu yine işveren olacak. Düzenlemeye göre 56 yaşına kadar fondan hiçbir ödeme yapılmayacak. Kıdem tazminatının, ‘Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ fonuna devir edilmek istemesinin getireceği olumsuzlukları, hak gasplarını emek örgütleri ve sendikalarla konuştuk.
‘Varlık/yokluk sorunu’
AKP’nin Covid-19 salgınını fırsata çevirdiğini söyleyen Türk-İş’e bağlı TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk, iktidarın kıdem tazminatını kendisi ve sermaye için yeni kaynak yaratmak amacıyla gündeme getirdiğini söyledi. Öztürk, “Kıdem tazminatı, işçi sınıfının 84 yıllık kazanımıdır. İşçilerin elinde kalan son kazanım kıdem tazminatıdır. Covid-19 salgını ile birlikte işçi ve emekçiler, yoksullukla, açlıkla boğuşuyor. Çok sayıda işçi işini kaybetti. Pek çok işçi, ücretsiz izne çıkarıldı. Hala bir sürü işten çıkarmalar var. Buna rağmen salgın sürecinde işçilerin kıdem tazminatına göz dikildi. Memleketteki ana akım medyanın büyük bir bölümünün talimatla hareket ettiğini biliyoruz. Kıdem tazminatı bir kısım medyanın kampanya başlatarak emekli maaşları yükselecek demeleri tamamen safsatadan ibaret. Buradaki temel niyet kıdem tazminatının tasfiyesidir. Kıdem tazminatı ciddi bir rant alanıdır. AKP’nin, sermayeye ve kendisine yeni bir rant alanı yaratmak için böyle bir girişimi var. Kıdem tazminatı işçi sınıfının elindeki son kazanım ve son kale. Bu noktada kesinlikle sendikalar, konfederasyonlar kararlı. Kıdem tazminatına da taviz verilemez. TES’e onay veren sendikalar artık emek örgütü işlevlerini yitirir ve tabela örgütü haline gelir. Bu girişim karşısında sonuna kadar diğer emek örgütleri ve sendikalarla birlikte mücadele edeceğiz. Kıdem tazminatının fona devredilmesi veya sürenin kısaltılması genel grev sebebidir. Mesele sadece sendikalı işçi değil. Türkiye’de sendikal örgütlenme düzeyi yüzde 13’lerde, ne yazık ki işçilerin yüzde 87’si sendikasız. İşte bizim sendikasız işçilere de bu kıdem tazminatının tavsiye edildiğini anlatmamız gerekiyor. Bu noktada sendikalar olarak her türlü olanaklarımızı kullanarak işçileri bu konuda aydınlatmamız gerekiyor. 5 milyon bildiri basıldı. Türkiye’nin her tarafında dağıtılıyor ve her yerde basın açıklamaları yapılıyor. Aslında TES süreci adı altında pazarlamaya çalışılan kıdem tazminatlarının gaspının olduğunu anlatıyoruz. Önümüzdeki günlerde yeni bir eylem takvimi çıkacak. Yeni önerilerimizde oldu. İşyerlerini terk etmeme eylemleri, şehirlerin çeşitli merkezlerinde toplanma gibi bir takım eylem önerileri oldu. Ankara’ya yürüyüş önerileri oldu. Bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon eylem önerilerini değerlendirecek ve bir eylem takvim yapacak. Türk-İş’e bağlı sendikaların şuanki duruşları iyi, sonuna kadar genel kurul kararına uyacağız ve özellikle kıdem tazminatı ile ilgili herhangi bir pazarlık yapmayacağız. Önerilerimiz şu doğrultuda; sadece Türk-İş bağlı sendikaların değil konfederasyonların, sendikaların, tüm emek örgütlerinin ortak tutum alması lazım. Bu artık varlık/yokluk sorunu” dedi.
‘Şarteri indireceğiz’
Türk-İş’e bağlı Deriteks Başkanı Musa Servi de kıdem tazminatının fona aktarılıması halinde genel greve çıkacaklarını ve tüm üretimi durduracaklarını söyledi. Servi, “Bizim tavrımız açık şekilde belli. Kıdem tazminatı aynı zamanda iş güvencemizdir. Kıdem tazminatının kaldırılması son elimizde kalan tüm kazanımlarımızın yok edilmesi demek. Tüm haklarımızı tek tek gasp ettiler. Tek kalan kale kıdem tazminatı, şimdi bu konuyla ilgili sendikalar ve çalışanlar olarak duyarlıyız. Ne pahasına olursa olsun kıdem tazminatına dokunulması halinde tamamen üretimi durduracağız. Genel grev kararımız var. Bu konu gündeme geldiğinde tüm işyerlerinde üyelerimizi bilgilendirme toplantısı yaptık. Tabanı hazırlamamız gerekecek. Kıdem tazminatı konusu Meclis’e de geldiğinde işyerlerinde şalterleri indirmek gerekiyor. İşyerlerinde şalter indireceğiz. Bunun başka yolu yöntemi yok, genel greve gideceğiz. Var olan hakkımıza göz diktiler. Daha önce kurulan fonların akıbeti belli. İşçiden kesilen fonların nereye gittiği belli değil, işçiye asla dönmüyor. Salgın sürecinde İşsizlik Sigortası Fonu’nda 130 milyarın üzerinde para gözüküyordu. Maalesef biliyorsunuz bu para sermaye kesimlerine teşvik altında verildi. 2 ay tüm işyerleri durdursun, işçiler ücretli izne çıkarılsın, işçilere test yapılsın, paraları işsizlik fonundan ödensin dedik. Fonda da para kalmadığından dolayı maalesef bizlere İBAN numaraları gönderildi. İktidara para lazım. Kredi alabilmesi için bir yere kaynak olarak gösterilmesi gerekiyor. Şimdi kıdem tazminatına göz diktiler. Türk İş Başkanı, diğer sendika başkanları, bizler buna sessiz kalacaksak bu koltukları bırakıp gitmemiz gerekir. TES ile birlikte 2’nci maaş alacaksınız deniliyor, maaşınız artacak deniliyor tam tersine bu bir aldatmacadır. İşçilere bunu anladıkça daha iyi anlıyorlar ve daha net tavır alıyor. Salgın sürecinde şuan işçilerin sağlığını nasıl koruyabiliriz diye düşünmesi konuşması gerekirken ama maalesef kıdem tazminatı hakkını yok etmeye çalışıyorlar. Salgını fırsat bilerek geçirmeye çalışıyorlar. 1999 Marmara depreminde emeklilik yaşı gündeme gelmişti. İnsanlar can derdindeyken bu yasa geçmişti. Şimdi de insanlar sağlığından son derece tedirginken, insanlar can derdindeyken fırsat bu fırsat geçirebiliriz denildi ama bununda çok kolay olmayacağı da ortada. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.
‘AKP’ye ve sermayeye kaynak’
AKP’nin sürekli bütçe açığı verdiğini ve kamu bankalarının zarar ettiğini belirten DİSK Genel Sekreteri ve DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Başkanı Adnan Serdaroğlu, kıdem tazminatının aktarılacağı fonun AKP için bedava yeni finans kaynağı olacağını vurguladı. AKP’nin Türkiye’yi şirket mantığıyla yönettiğinin altını çizen Serdaroğlu, “AKP’nin derdi işçinin kıdem tazminatını almasını sağlamak değil kendilerine kaynak yaratmak ve bu kaynakların hem kendi açıkları için hem de sermayeye yeni yatırım alanları yaratmak istiyorlar. Tamamen sermaye dönük bir politika. AKP, bugün ülkeyi şirket gibi yöneten bir anlayışa sahip. Bugünkü kabineye baktığımızda birçok şirket sahipleri kabinede yer alıyor. Bu, Türkiye’nin şirket mantığıyla yönetildiğini gösteriyor. Şirket gibi yönetilen ülkelerde emekçinin, işçinin, alınteriyle hayatı sürdüren insanların ne kadar düşüldüğü bellidir. Sosyal devlet anlayışından, sosyal politikalardan vazgeçen bir iktidar var karşımızda. Olabildiğince rekabetçi bir anlayış ve işçilerin maliyetini düşürecek bir politika hayata geçirilmeye çalışıyor. Sermayenin de talebi doğrultusunda kıdem tazminatı paramparça edip çok az oranda işçilere kıdem tazminatı ödemek ve ilerde kıdem tazminatını ortadan kaldırmak istiyorlar. Kıdem tazminatı fonunda biriken paraları kendi bütçe açıkları ve kamu kaynaklarına yönlendirerek kullanacaklar. İşverenlere çok büyük teşvikler veriliyor. Kamu kaynakları ve işsizlik ödenekleri üzerinden veriliyor. Emlak kredileri, taşıt kredileri hepsi kamu bankalarını zarar ettirecek şeyler. Kamu zararları da mutlaka devletin oluşturmak istediği kaynaklar üzerinden karşılanacak. İşçilik ödenekleri de devlet tekabüllerini cüzzi oranlarla değerlendirdiler. Çok büyük zarar ettiler. Onun için aynı mantığı güden yeni bir yaklaşımla para kaynağı yaratmaya çalışıyorlar. Bu noktada kendi önerilerimiz var. 1 yıla kadar olan işçilerin kıdemleri hak edilmiş sayılır, biz işçi bir gün bile çalışmış olsa kıdem tazminatını hak etsin diyoruz. Mahkemelerde, işçilerin daha rahat dava açmaları sağlanabilir. Bunların hiçbirisi yapılmıyor, gidiyorlar daha zor olan işçiyle karşı karşıya gelecek olan fona yöneliyorlar. Daha önceki hükümetlerde kıdem tazminatına göz koymuştu. Kıdem tazminatı hakkımızı sonuna kadar savunacağız. Daha sert eylemlilikler ortaya koymak lazım. Her türlü mücadeleyi önümüze koyacak şekilde kıdem tazminatıyla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye belirtti.
YARIN: İşçiler değerlendiriyor