Sarp ve dik yamaçlarıyla bilinen, bünyesinde çok sayıda bitki türü barındıran Botan Vadisi, 3’ü tamamlanan, 13’ü ise yapımı süren 16 HES’e kurban edilecek
Siirt’in sınırları içerisinde doğal güzelliğinin yanı sıra barındırdığı canlı türleri ile dünyanın sayılı vadileri arasında olan Botan Vadisi, baraj ve Hidroelektrik Santralleriyle (HES) yok edildi. Botan Vadisi geçtiğimiz yıl Milli Park ilan edilmesine rağmen “enerji” üretimi adına sular altında bırakıldı.
13 proje yapım aşamasında
Ma’dan Metin Yoksu’nun haberine göre; Ilısu Barajı’nın tamamlanması ile birlikte Botan Çayı’nın Tillo ilçe sınırları içerisinde bulunan ilk HES’e kadar olan kısmı akarsu olma niteliğini yitirdi. Ilısu Barajı’yla önemli bir kısmı su altında kalan Botan Vadisi’nde Alkumru, Çetin ve Botan HES’lerin yapımı tamamlandı. HES’lerle vadinin büyük çoğunluğu su altında kalırken, vadide planlanan 13 HES’ten bazılarının yapımı sürerken, bir kısmı da proje aşamasında.
Barajlar ekosistemi yok edecek
Önemli bir doğal güzelliğe sahip olan vadi dik ve sarp yamaçlarında bugüne kadar tespiti yapılmış 500 kadar bitki türü, 120’ye yakın ise hayvan türü tespit edilirken, uzmanlar yeteri kadar araştırma yapılmadığı için bitki türlerinin binden fazla olduğu görüşünü dile getiriyor. Vadide bulunan biyoçeşitliliğinin fazla olma nedenleri sıcaklık, yağış değerlerinin kısa mesafelerde hızlıca değişmesi, jeolojik özelliklerin çok çeşitlilik göstermesi ve zengin bir toprak yapısının varlığı olarak açıklanırken, Ilısu Barajı ve tamamlanan 3 HES’in, vadideki bitki çeşitliliği, yaşam alanları ve eko-sistemi tamamen yok edecek potansiyele sahip bulunuyor.
Rapor kamuoyuna açıklanmadı
DSİ bugüne kadar hiçbir baraj projesinde yapmadığı bir çalışmaya imza atarak eko sisteme verilen zararın tepkilerini aza indirmek ve sorumluluğu üstünden atmak amacıyla bilim insanlarından oluşan bir heyetle incelemelerde bulundu. Dicle ve Botan Vadisi’nde endemik türleri ve yaşam alanlarını inceleyen heyetin hazırladığı rapor taslak halinde DSİ ve bakanlıklara verildi, ancak barajlar tamamlanmasına rağmen raporlar kamuoyuna açıklanmadı.
Enerji ihtiyacı ne durumda?
Yapılan barajlar ile Türkiye’nin enerji ihtiyacının karşılanacağı ve dışa bağımlığının sona ereceği propagandası yapılırken, veriler ise tersine işaret ediyor. EMO’nun (Enerji Mühendisleri Odası) verilerine göre, Türkiye’de Nisan 2020 sonu itibari ile kurulu 91 bin 565 MW olan kurulu gücü içinde hidrolik enerji 28 bin 503 MW ile yüzde 31 paya sahip. Geçen yıl elektrik tüketimi 303,7 TWh olurken, en yüksek puant talebi 26 Ağustos 2019 itibarıyla 45 bin 324 MW olarak gerçekleşti. Yani 2020 Nisan sonu itibarıyla Türkiye elektrik ihtiyacının iki katından fazla kurulu güce ulaştı. EMO verilerine göre, “yedek elektrik kaynağı” olarak nitelenen bu gücün yüzde 20-25 civarında olması yeterli.
Ne işsizlik sona erdi ne sulama sorunları
Tüm dünya tarafından barajların ilkel bir model olduğu kabul edilirken, yok edilen Fırat Nehri’nde yapılanlar barajların esas nedenini ortaya koymaya yetiyor. GAP’ın işsizliği ve su sorunu çözeceği iddiaları dile getirilirken, ne işsizlik sona erdi ne de sulama sorunları. Dicle Nehri ve Botan Çayı’nda yapılan barajlarda da aynı propaganda öne sürülürken, bu barajlar ile suyun kontrol altına alındığı ve su savaşlarının ilk adımlarının atıldığı belirtiliyor.
SİİRT