Cinsel istismar affına karşı 276 kadın ve 91 destekçi örgütten oluşan TCK 103 Platformu, yarın itibariyle alanlara çıkacak, Meclis kapanana kadar nöbet tutacak
Birkaç gün önce ‘Çocuk istismarı affını geri çekin’ başlıklı bildiri yayınlayan ve iktidara çağrı yapan TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu, videokonferans yöntemiyle basın toplantısı gerçekleştirdi. İktidarın, ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılabilir’ açıklaması ile ‘evlilik yoluyla çocuk istismarı faillerine af’ getirilmesi konularına karşı yapılan toplantıya ilgi ve katılım büyüktü. Toplantıda, 11 Temmuz Cumartesi günü ülke genelinde alanlarda olacaklarını söyleyen platform, af tasarısına karşı Meclis kapanana kadar da nöbette olacaklarını açıkladı. Birçok kadın örgütü temsilcisi ve gazetecilerin katıldığı toplantıda konuşan platform üyesi Tülin Eraslan, platformun 276 kadın örgütü ile birlik ve 91 destekçi örgütten oluştuğunu belirtti. Konuyla ilgili olarak Meclis’teki siyasi partilere ziyaret gerçekleştirdikleri bilgisini paylaşan platform, bu partilerle sürekli temas halinde olacaklarını söyledi.
‘Evlilik isteyen marjinaller’
Moderatörlüğünü platformdan Süheyla Doğan ve Gökçeçiçek Ayata’nın yaptığı toplantı, Tülin Eraslan’ın TCK- 103 Çocuk cinsel istismarı affına karşı Kadın Platformu’nu tanıtımıyla başladı. Ardından kadınlar söz alarak önemli mesajlar verdi. İlk konuşan Hülya Gülbahar, “Toplumun yüzde 86’sı kadın hareketine güveniyor, kadın hareketi bugün toplumun en önemli sosyal ve siyasal gücüdür. Havle Kadın Derneği’nin yaptığı araştırma, toplumun yüzde 99’u çocuklarını 18 yaşından önce evlendirmek istemiyor. Yani bunu isteyenler aslında toplumun marjinal bir kesimi. Türkiye’nin her yerinde ortak açıklamalar yapıyoruz, gerekirse Meclis’e kadar giderek, bu işi durdurmaya çalışacağız” dedi. Gazeteduvar yazarı Berrin Sönmez, “Kutuplaştırıcı dilden kaçınarak, kadın örgütleri olarak birbirimize tutunurken, basın mensuplarından da bu dayanışmayı ve uzlaştırıcı dili yükseltmelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Tüm toplumun sorunu
Feminist avukat Selin Nakıpoglu, “İstanbul Sözleşmesi ve TCK103 değişimine ait saldırılar iç içe geçmiş durumdadır. Bu gündemin değiştirilmesi değil, tam da gündemin kendisidir, toplumsal cinsiyet eşitliğini içine sindirememektir” diye konuştu. Zelal Ayman da, “Bu yalnızca kadın örgütlerinin bir sorunu değil, bütün toplumun sorunudur. Araç ve yöntemlerimiz konusunda önerilere ve katkılara açığız” dedi.
Muhalefet karşı çıkmalı
Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan (EŞİTİZ) Gökçeçiçek Ayata ise gazetemize konuşarak, şunları dile getirdi: “Kadın ve çocuk haklarına saldırılar sadece TCK 103 ile sınırlı değil, yaşam hakkımız dahil tüm haklarımıza yöneliktir. Biz kadınlar olarak haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz. Muhalefetten de görevini yapmasını, aktif ve açık şekilde kadın haklarına yönelik bu saldırılara karşı çıkmasını ve bunu tüm Türkiye ile dünya kamuoyuna açıkça ilan etmesini bekliyoruz.”
KADIN SERVİSİ