33 yıl önce kurulan Bulancak Sanat Tiyatrosu kolektif bir şekilde yaşatılıyor. Topluluk içerisinde yer alan inşaat ustası, öğretmeni, pazarcısı ve öğrencisi hemen herkes aynı ruhla tiyatroyu sahipleniyor
Giresun’un Bulancak ilçesinde tiyatroya merak salan bir grup gencin 1979 yılında eğitim gördükleri Bulancak Lisesi’nde kurdukları tiyatro kolu ile adım attıkları tiyatro serüveni yılları devirdi. İlk oyunlarını sahneledikten sonra çalışmalarına aralıksız devam eden bu gençler için tiyatro yıllar içerisinde gündelik hayatlarının her anını dolduran bir boyut kazandı. Onlar ile çok sevdikleri tiyatronun arasında ilk giren 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Herkes gibi onlar da dönemin baskı ortamından nasibini aldı. Grubun bazı üyeleri işkenceli sorgulardan geçip tutuklandı, cezaevine girdi çıktı. Buna rağmen tiyatrodan kopmayarak 1981’de “Dostlar Tiyatrosu” adında yeni bir platform oluştursalar da yaşatmak çok da kolay olmuyor. 1987’ye kadar devam sessizliğin ardından Mürsel Gülmez, Sezai Yeşiltepe ve Ömer Mustafa Yılmaz’ın öncülük ettiği tiyatro sevdalıları, bu kez kurdukları Bulancak Sanat Tiyatrosu (BST) çatısı altında bir araya geliyor.
İnşaat ustası, pazarcısı…
“Tiyatro da domates kadar önemlidir” diyen tiyatronun kurucularından Mürsel Gülmez, pazarcılık yaparak kazandığı tüm parayı tiyatro için harcadı. 1999’a kadar genel sanat yönetmenliğini yapan Gülmez, Marmara depremi sonrası yardım paketleri götürdüğü Yalova’dan dönüşte geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Onun anısına BST, 2000 yılından beri “Mürsel Gülmez Tiyatro Günleri” adı altında uluslararası bir organizasyon düzenliyor. O günden bu zamana yapısını bozmayan topluluk içerisinde yer alan inşaat ustası, öğretmeni, pazarcısı ve öğrencisi hemen herkes aynı ruhla tiyatroyu sahipleniyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney, BST Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Çolakoğlu ve oyuncuları ile BST’yi konuştu.
‘Toplumcu tiyatro’
Yaklaşık 30 yıldır topluluğun içinde bulunduğunu söyleyen Çolakoğlu, BST sayesinde konservatuarda profesyonel eğitim almaya karar verdiğini dile getirdi. Tiyatrolarının “toplumcu” olduğunu belirten Çolakoğlu, “Tiyatronun kuruluşunu düşündükçe çok ütopik geliyor. O dönemde 3 nüfuslu bir Karadeniz kasabasında insanlar çıkıp, biz tiyatro yapacağız diyerek o ateşi yakıyorlar. Biz de elimizden geldiği kadar o ateşi devam ettirmenin peşindeyiz. Bütün bu hikâyeyi sürdürürken gözettiğimiz durum, tiyatro sanatına dair ne yapabiliriz? Bizim derdimiz nedir ve bu derdi nasıl anlatabiliriz? Sorularının peşine düşüyoruz” dedi.
Her meslekten
Tiyatronun kuruluş oyunu olan “Güneşte On Kişi” eserinden itibaren grup içerisinde olduğunu söyleyen Şenol Yaşar ise grubun bugünlere kadar gelmesinin temelinde toplumcu yapısının yattığını ifade etti. 2000-2007 döneminde Genel Sanat Yönetmenliği yaptığını belirten Yaşar, bugüne kadar hep farklı şeyler deneyerek başarılı olduklarını kaydetti. Asıl işi inşaat ustalığı olan üyelerinden Fatih Tatlı da iki senedir grubun içinde yer aldığını söyledi. İşten kalan zamanlarını tiyatroya ayırdığını söyleyen Ümitcan Ünal da kendisini BST’ye ait hissettiğini belirtti. Bu sene üniversite sınavlarına girdiğini belirten Umutcan Yeşiltepe ise çocukluk yıllarından beri tiyatroya ilgisinin olduğunu paylaştı.
GİRESUN