Hendek’teki patlamada ölü sayısı 7 olurken, yaralı işçiler patlamadaki ihmali anlattı
Sakarya Hendek’te Büyük Coşkunlar Havai Fişek fabrikasında yaşanan patlamanın ardından ölü sayısı 7’ye yükseldi. 126 işçinin yaralandığı iş cinayeti ile ilgili gözaltı sayısı ise 4’e yükseldi. Defalarca kez patlamanın yaşandığı fabrikanın sahibi ve MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı olan Yaşar Coşkun hakkında ise herhangi bir işlem henüz yapılmadı.
Sayı 7’ye çıktı Sakarya Valiliği, patlamada kayıp olan kişiyle ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA çalışması sonucu kimlik tespitinin yapıldığını ve patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 7’ye yükseldiğini açıkladı. Patlamada Sebahattin Tepeçınar, Havva Çelik, Halis Yılmaz, Muhammet Çanakçı, Muhammet Aygün ve Erhan Ateş yaşamını yitirirken, yapılan kimlik tespit çalışmaları sonucu ölen 7’nci kişinin de Ramazan Kor olduğu belirlendi.
Uzman da gözaltında
Patlamanın ardından fabrikanın müdürü ve iki ustabaşı gözaltına alınırken, dün de iş güvenliği uzmanı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar savcılıkta ifadelerinin alınmasının ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. 4 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
‘Eyvallah deyip gidenler oldu’
Patlamanın ardından yaralı işçiler açıklamaları ile yaşanan iş cinayetindeki ihmalleri göz önüne serdi. Yaralı işçilerden Gülizar Erdoğan CNN Türk’e yaptığı açıklamada yaşananları anlattı. “Bunun olacağını biliyorduk. Patlayan madde havai fişek değildi” diyen Erdoğan, patlama öncesinde fabrika yetkililerini uyardıklarını ancak dikkate alınmadıklarını belirterek şunları söyledi: Mesela, bunun olacağını biliyorduk. Hatta ben o akşam bile, cenaze okumasında arkadaşlardan helallik alıp gittim. Resmen bile bile gittim. Yaptığımız malzeme yeni yapılan bir malzeme idi. Patlayan madde havai fişek değildi. Patlayan madde, ‘Muska’ denen bir oyuncaktı, yeni bir üründü. Onun malzemeleri patladı. Depoda bunun ilacı ve yapılmış kolileri vardı. 5 koli, 10 koli yapınca bunu sevk edemezsin. Tamamen kaç koli isterse onu tamamlamak zorundaydın. Bizim orada yaptığımız malzeme kendi kendini ısıtabilen bir malzemeydi. Biz bunu bir gün, iki gün sonra fark edebildik. Isıttı, ateş gibi oldu. Müdürlere falan söyledik, geldiler. Boşalttırdılar kolileri, paketleri açtırdılar, yerlere serdirdiler. Bunlar aslında hep yasak olan şeylerdi, olmaması gerekenlerdi. ‘Patlayacağız, patlayacağız’ diye uyarısını verdik. Biz işçiydik, onlar kimyagerdi, onlar müdürdü. Bizim sakalımız olmadığından sözümüz geçmedi. Biz ‘Böyle olacak’ dedik, ‘Yapmayın’ dedik. Ama dinleyen olmadı işte. Denetimciler idari binaya gelip, bir yemek yiyip ‘Hadi eyvallah’ deyip gidenlerden oluştu. Allah razı olsun onlardan, görevlerini güzel yaptılar.” Kanalın röportajı işçinin uyarı yaptık demesine rağmen haberi “İşçinin itirafı” olarak vermesi ise dikkat çekti.
Öte yandan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, iş cinayetlerinde her gün 4 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Kaza yaşanan iş yerlerinin yüzde 90’ında maalesef sendika yok, birçoğu ise kayıt dışı. Sendikal örgütlülük sağlanır ve kayıt dışı da engellenirse iş kazalarının önüne büyük ölçüde geçirilir” dedi. Atalay, yazılı açıklamasında, Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 7 işçinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, “İş sağlığı ve güvenliği konusunda belki mevzuatta eksiklik yok ama kanunları uygulama ve kanunsuzlukları denetleme noktasında eksikler ve hataların olduğu çok açık. Denetimler daha da artırılmalı. İşçilerin can güvenliği patronun insafına bırakılmamalı. Kimi işverenler 15-20 liralık baretin, 50-60 liralık koruyucu kemerin hesabını yapıyor. Kaza olunca da gözyaşı döküyor. İş kazalarının ardından genellikle şu sonuç çıkıyor, bir ihmal, iki işverenin daha çok kazanma hırsı. İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymak bir tercih değil, yasal bir zorunluluktur. Denetimler artırılmalı, kurallara uymayan işletmeler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır” dedi.
EKONOMİ SERVİSİ