Bölge kentlerindeki koronavirüs salgınındaki durumu gazetemize değerlendiren Batman, Hakkari, Van ve Mardin tabip odası yöneticileri, yetkililerin bölgeye dair bilgi paylaşmamasının rehavet yarattığını söyledi. Ayrıca artışların başlıca nedeninin 1 Haziran sonrası uygulanan kararlar olduğunu söyledi
Gülcan Dereli
Bölge kentlerinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yayılmaya devam ediyor. Başta Diyarbakır, Şırnak ve ilçesi Cizre, Van, Antep, Batman, Mardin, Urfa ve Hakkari olmak üzere birçok kentte 1 Haziran sonrası vaka sayılarında artış yaşandı. Bölge kentlerinin tabip odası başkanları ve yönecisi, artışın sebebinin hükümetin izlediği politika olduğunu söyledi. Gazetemize konuşan Van-Hakkari İl Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Yaviç, Batman Tabip Odası Başkanı Doktor Selahattin Oğuz, Mardin Tabip Odası Eşbaşkanları Derya Etem ve Osman Sağlam toplum sağlığı öncelenmeden alınan merkezi kararları eleştirdi.
Resmi olarak kendileriyle herhangi bir bilgi paylaşılmadığı için çok net bilgiler veremediklerini belirten Van-Hakkari İl Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Yaviç, “Son valilik tarafından yapılan açıklamada Van’daki kovidli vaka sayısının 600’ü bulduğu ifade edilmişti. Hakkari’yle alakalı ise elimizde herhangi bir veri yok. Özellikle pozitif vaka sayılarındaki artışı biliyorsunuz. Özellikle Kayseri, Antep, Diyarbakır gibi illerde de yoğun vaka artışları oldu. Bu artışlar 1 Haziran süreci ile ‘normalleşme’ söylemlerinin sık dile getirildiği dönemle beraber ki zaten Sağlık Bakanı tarafından yapılan açıklamalar da teyit ediyor. Vakalarda artış var” diye konuştu.
Tam kapasite dolmuş durumda
1 Haziran’la birlikte hem şehirlerarası yolculuk yasağının kaldırılması hem de yolcu kısıtlamasının kaldırılmasının etkisine dikkat çeken Yaviç, “Van’da özellikle daha önce İstanbul Hastanesi olarak bilinen kent merkezindeki bölge hastanesinin ek polikliniği olarak hizmet veren hastanenin tam kapasiteyle dolu olduğu duyumlarını alıyoruz. Aynı şekilde Askeri Hastanesi’nin pandemi hastanesi olarak kullanılan hastanenin doluluk oranının yüksek olduğunu biliyoruz. Fakat dediğim gibi bu veriler özellikle yerellerde tabip odalarıyla paylaşılmadığı için teyit edebileceğimiz bilgiler değil. Sadece meslektaşlarımız aracılığıyla aldığımız bilgiler, duyumlar” diye konuştu.
Artış bekleniyordu!
Van’da bir ara 40 binlere varan, evlerinde takip altına alınan yurttaş olduğunu söyleyen Yaviç, “Şu an için de bu sayının 20 binlerde olduğu bilgisi var. Şöyle ki bunu daha önce de dile getirdik. Normalleşme söylemleri maalesef halktaki karşılığı biraz rehavete sebep oluyor. Bu salgınla ilgili sık sık vurgulanan, maske takılması hijyen kurallarına uyulması, fiziki mesafenin korunması ‘normalleşme’ söylemleriyle beraber maalesef uygulanamaz noktaya geldi. Gelinen noktada 81 ilde maske takma zorunluluğu getirildi. Bizi bu sonuca getirdi. Bu beklenen bir şeydi” dedi.
Sektör için
Hükümetin gevşeme politikasını eleştiren Yaviç, “Çünkü bilimsel anlamda salgın kontrol altına alınmadığı sürece bu tarz yaklaşımların 2. veya 3. dalgaları olabilir diye birçok bilimsel kurum tarafından vurgulandı, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık kurumları tarafından. Tabii ki bu anlamda halka yerellerde tabip odaları ve Türk Tabipler Birliği (TTB) olarak ‘normalleşme’ söylemlerinin çok rehavete sebep olmaması gerektiği kaydedildi. Bu kararların alınmasında ‘normalleşme’ adımlarında ekonomik boyutu çok önemli bir yerde, turizm sektörü ve gerek diğer sektörler AVM gibi, bu kararların bunların etkisiyle alındığı aslında bilinen bir gerçek. Dolayısıyla halkın bu söylemlerinden ziyade bilimsel anlamda salgının kontrol altına alınıncaya kadar kurallara riayet etmesinde fayda var” ifadelerini kullandı.
2. ve 3. dalga riski
İlk vaka ile önemli önlemler alınması gerektiğine vurgu yapan Dr. Yaviç, “İlk mart ayında vakalar çıktığında ciddi anlamda bir uzun süreli sokağa çıkma yasağı ile bu artışın önüne geçilebilirdi. Ancak sonuç olarak pozitif vakalar giderek arttı. Bu süreçte olabildiğince insanların çok zorunlu olmadıkça ciddi anlamda ortaya konulan tedbirlerin gerekliliği konusunda uyum sağlaması gerekiyor. Özellikle maske takılması, fiziki mesafeye önem gösterilmesi, hijyen konusunda dikkatli olmaları. Çünkü bu 2. ve 3. dalgaların daha da şiddetli olabileceği yine özellikle pozitif vaka sayısında daha da ciddi sonuçlara yol açabileceği bilinen bir gerçek” diye vurguladı.
Halk bizi takip etsin
Halka çağrıda bulunan Yaviç, “Bu anlamda kurumlar tarafından yapılan bilgilendirmeler takip edilebilir ancak bilimsel anlamda salgının kontrol altına alınma kriterleri bellidir. Bu noktaya gelinceye kadar tedbirlerin aksatılmaması gerekiyor. Hem toplumsal anlamda bir mücadele gerekiyor. Hem de kurumların birbiriyle eş güdüm içerisinde bir mücadele gerektiriyor. Her ne kadar yerelde tabip odaları bu sürecin dışında tutulmaya çalışılsa da biz halkımızın bu süreçten en düşük düzeyde ve hatta hiç zarar görmeyecek şekilde çıkabilmesi için güncel bilgilendirmeleri paylaşma çalışıyoruz. Bu anlamda bizlerin de takip edilmesinde fayda var” dedi.
Mardin’de vaka 10 katına çıktıMardin Tabip Odası Eşbaşkanı Biyokimya uzmanı Dr. Derya Etem ise “Mardin, Nusaybin Midyat ve Kızıltepe’de çok yaygın. Midyat’tan 100 tane PCR testi gelmiş. Yarım günde. Yani Midyat kaç nüfusluk bir yer ki 100 tane şüpheli vaka olsun” diyerek artışın 1 Haziran öncesine göre 10 kat arttığını belirtti.
Testi bilmeyenler yapıyor
PCR testinin önemine vurgu yapan Etem, şöyle devam etti: Diyarbakır’da Mardin’de de PCR testinin ön hazırlık aşaması var. İzolasyon diyoruz biz buna. Bakın bu çok önemli. İzolasyon işlemi şu işe yarıyor. Boğazdan ve burundan sürüntü örneği alınıyor. Birincisi geç vakalarda virüs yukarıda durmuyor. Aşağıya iniyor. Birincisi bu. O zaman sürüntüyle bulunmuyor zaten aşağı iniyor. İkinci diyelim erken dönemde aldığınız virüse ait RNA’yı izole etmek bu testin en önemli aşaması. Bu test şimdi büyük merkezlerde izolasyon otomatik yapılır. Ya da deneyimli personel tarafından yapılır. Ama biz biliyoruz ki hem Diyarbakır hem de Mardin, PCR testi için eğitilen personeller eğitimcinin eğitimcisinin eğitimcisi tarafından eğitildi. Bazıları bir hafta eğitim aldı. Yani izole edemiyorlar. Çünkü birkaç tane vaka var. Doktor arkadaşlarımız yüzde yüz kovidli diye takip ettiği şikâyetleri hastanede yatacak kadar ağır değil ama sonuçları negatif geldi. Yani onlara negatifsiniz denilmiş. Ama bizi arayıp sorduklarında biz yine de onlara 21, hatta 28 güne kadar opsiyon tanıyarak kendinizi izole edin dedik. Yani yapılan işlem şüpheli. Eminim ellerinden geleni yapıyorlardır ama bu iş, deneyim işi. İzolasyon işlemi PCR’dan önceki en önemli işlemdir. İzolasyon işlemi doğru ve standartlara uygun yapılmazsa yalancı negatiflik oranı çok yüksektir. Bu bilimseldir.”
Aynı zamanda test sayısının çok az olduğunu ve daha çok test yapılması gerektiğini belirten Etem, “Doktor, testi yaptığı hastanın sonucunu bilmiyor. Gizli tutuluyor. Ancak hasta, doktora pozitif çıktığını bildirirse öğrenebiliyor. Bilginin sadece testi pozitif çıkan kişilerle paylaşıldığını söyledi. Bilgi gizliliği var” diye konuştu.
Hastane hastane yatan sayısı…
Mardin ve ilçelerinde artan vakalara ilişkin gazetemize konuşan Mardin Tabip Odası Eşbaşkanı Osman Sağlam, “Mardin’de Sağlık Müdürlüğü veya diğer kurumlarla sağlıklı bir iletişimi baştan beri kuramadık, onun için bilgileri hastanelerde ve diğer kurumlarda çalışan arkadaşlarımız üzerinde edinebiliyoruz! Şunu belirtmek gerekirdi şu an Mardin mart-nisan aylarındaki vaka sayısının oldukça üzerinde bir sayıya ulaşmış durumda! ‘Normalleşme’ süreci ile oluşan gevşeme ve metropollerden gelen kişilerin vaka sayısında mutlak bir etkide olduğunu düşünüyoruz. Sayılar tam olarak kesin olmasa da aldığımız en son veriler! Şöyle: Mardin merkezde devlet hastanesinde yatan hasta sayısı 85, Midyat Devlet Hastanesi’nde yatan hasta sayısı 23, Nusaybin’de 20, Kızıltepe’de 36 yatan, 7 yoğun bakım 3 entübe hastası var. Özel İpekyolu Hastanesi’nde 20 yatan, Özel Mardinpark’ta 25 yatan hasta bulunuyor” dedi. Toplamda evde izolasyonlarla beraber yaklaşık 700 aktif vaka olduğunu belirten Sağlam, “Bizlerin ulaşabildiği bilgilere göre bugüne kadar toplam vaka tahmini 1600-1800 civarında. Son 1 haftada iki köy daha karantinaya alındı. Bu köylerin birinde 11 ölüm oldu. 2 kişi de farklı iki köyden hayatını kaybetti. PCR testi pozitif sağlık emekçileri sayısı 67” bilgisini paylaştı.
Maskenizi kendiniz dikin
Bulgular konusunda halkı uyaran Ethem, “İshal, ateş, koku alma duyusunda bozukluk, baş ağrısı, kuru öksürük, aşırı halsizlik kas ağrısı bunlara dikkat edelim” diye konuştu. Halka kendi maskesini dikme konusunda öneri yapan Etem, “Bir de evde kendimizin diktiği 2-3 kat Amerikan bezi veya maskeler arasında çok ciddi bir fark yok. Yani maskemizi düzenli yıkayalım kaynatalım, ütüleyelim. Temiz maske kullanalım. Dışarı çıkıp eve gittiğimizde o maskeyi hemen kaynar suya koyalım. Kaynatalım ütüleyelim. Bu hazır maske kullanmaktan çok daha önemli. Ağzımızı, çene kenarlarımızı, burnumuzu tam kapatacak şekilde bir maske kendimize yapmamız çok daha makul. Eğer bulamıyorsak yani bunu söylemeye çalışıyorum. Her koşulda o maskeyi takmamız gerekiyor” dedi. Batman’da günlük 100’ün üstünde vaka24 Mart’ta Batman’da ilk vaka görüldüğünü söyleyen Batman Tabip Odası Başkanı Doktor Selahattin Oğuz, “Daha sonra virüsün hızlı bir şekilde yayıldığını biliyoruz. Batman’da da yayılmış oldu. En son Ramazan Bayramı öncesi ara ara da olsa genele dair veriler paylaşılıyordu. 26 Mayıs’ta resmi açıklama yapılmıştı. O zaman 534 vaka vardı. 4 günlük bayram tatili ve sokağa çıkma yasağı sonrası süreçte yavaş yavaş açıkçası vakalar artmaya başlamıştı. Ve 1 Haziran sonrası da bizim aslında ısrarla eleştirdiğimiz yeniden açılma süreci olarak erken açılma sürecinin erken olduğunu, açılmanın bilimsel veriler ışığında olması gerektiğini, kademeli adımların atılması gerektiğini, ekonomik, politik kaygılardan uzak tümünü toplum sağlığını öncelemesi gerektiğini vurgusunda bulunduk. Maalesef hızlı bir şekilde normalleşme başlatılmış oldu” dedi.
Süreç iyi yönetilemedi
Batman’da son 15-20 günde günlük 100’ün üzerinde vakalar tespit edildiğine dikkat çeken Oğuz, “Elbette ki bu salgın döneminde fedakârca çalışan, yoğunca çalışan sağlıkçı çalışanlarının en riskli meslek olduğu herkesçe biliniyor. Sağlık çalışanları en ağır iş koşullarında bu salgınla mücadele ediyorlardı. Elbette ki toplum sağlığını önceleyerek. Ama şunu da iyi bilelim ki toplum sağlığını korumanın aslında sağlık çalışanlarının sağlığını korumaktan geçtiğini. Bunu da dönem dönem ısrarla dile getiriyorduk. Tüm sağlık çalışanlarının pandemiye uygun, çalışma saatlerinin, çalışma biçimlerinin, yine kişisel koruyucu ekipmanlarının ivedilikle temin edilmesi gerektiğini ama sürece bir bütün olarak aslında iyi yönetilememesinden kaynaklı” diye vurguladı.
Kaygılandığımız durumu yaşıyoruz
Merkezi alınan kararlardan, yerellerin özgünlüklerinden bağımsız, sosyo-kültürel, salgının özgün gelişmesine bakılmaksızın, merkezi kararlarla ‘normalleşme’ adımlarının atılmasına tepki gösteren Oğuz, “Açıkçası kaygılarımızı dile getirdiğimiz durumu yaşıyoruz. Yaklaşık 10 gün önce yerel basında çıkan vakaların bin 700’e yaklaştığı şeklindeydi. Vakalar arttıkça hem enfekte olan sağlık çalışanı sayısı artıyor. Hem çalışma koşulları zorlaşıyor” diye konuştu.
Batman’da kovid poliklinikleri 2’den vaka artışından dolayı 5’e çıkarıldığını söyleyen Dr. Oğuz şöyle devam etti: “Batman Bölge Devlet Hastanesi de kovide ayrılmıştı. Meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre kovid servis sayısının 3’e çıkarıldı.
Halkımıza şunu tekrar vurgulamakta fayda var. Kişisel koruyucu tedbirlerine önem versinler. Aynı şekilde tüm idarecilere de yeniden süreci gözden geçirmelerini ve toplum sağlığını önceleyerek kararları bu şekilde almalarının önemli olacağını düşünüyoruz.”