Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye ile Federe Kürdistan’a yönelik saldırılarına tepkiler gelmeye devam ediyor Dirbêsiyê’deki aydınlar Türkiye’nin, iç krizini gizlemek için saldırdığını vurguladı
AKP-MHP hükümeti iç politikada siyasi ve ekonomik krizi derinleştirirken iktidarlarının güvencesi olarak gördükleri Kürt düşmanlığına devam ediyor. Bir yandan Federe Kürdistan Bölgesine bağı alanlara, diğer yandan ise Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar sürüyor. Son olarak Kobanê’nin Helince köyüne yönelik SİHA saldırısında 3 kadın öldürülmüştü. Hesekê’nin Dirbêsiyê ilçesindeki aydınlar, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik devam eden saldırılarının Rusya’dan bağımsız gerçekleştirmediğine dikkat çekiyor.
Dirbêsiyê Aydınlar Birliği Eş Başkanı Emel Hemo, Türkiye’nin Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’yi ele geçirmesi ardından saldırılarına aralıksız devam ettiğini belirterek, “Eyn İsa ve Zirgan’a yönelik saldırılar devam ediyor. Sınır temas hattındaki birçok bölgeyi bombaladılar. Bu saldırılar Rusya’nın onayıyla oluyor. Çünkü Rusya, kendi çıkarına göre hareket ediyor” diyor.
ANHA’da yer alan habere göre, DSG’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD’i bitirmesi sonrası Türkiye’nin saldırılarını artırdığına dikkat çeken Emel, “Devam eden saldırılardaki amaç Kuzey ve Doğu Suriye’yi tamamen ele geçirmektir” diye belirtiyor. Emel ayrıca, Kobanê’nin Helince köyünde 3 kadının öldürüldüğü saldırıyı kınayarak saldırının, direnişiyle bilinen Kobanêli kadınların iradesine yapıldığını söyledi.
İç krizini gizlemek için saldırıyor
Aydınlar Birliği Üyesi Ehmed Silêman da Türk Devleti’nin ülkede siyasi ve ekonomik kriz yaşadığını, bu krizi kendi kamuoyundan gizleyebilmek için Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar yaptığını ifade etti. Türkiye’nin sivillere karşı işlediği suçlara da dikkat çeken Silêman, insan hakları örgütlerinin bu suçlara karşı durması gerektiğini söyledi.
’Kullanılan ifadeler güvenliği tehdit ediyor’
Bu arada Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi, Rusya, Türkiye ve İran arasında yapılan 6’ncı Astana formatındaki toplantının sonuç bildirisine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Suriye’ye müdahil ülkeler Suriye halklarının ekonomisi için uygun çözümler aramak yerine bunun tersini yapmıştır. Açıklamanın hiçbir maddesinde Suriye krizinin çözümüne ilişkin hiçbir ifade bulunmamaktadır. Bununla birlikte bildiri maddelerinde geçen tehdit ifadeleriyle kriz daha da derinleştirilebilir” denildi.
Bildirideki “Suriye’nin egemenliğine saygı” ifadesine değinilerek Türk devletinin Suriye’de işlediği suçlara dikkat çekilen açıklamada, ele geçirilen bölgelerde yapılan Türkleştirme uygulamaları ve Suriye lirası yerine Türk lirasının zorunlu kılınması gibi egemenlik ihlallerinden Rusya ve Uluslararası Koalisyon ülkeleri sorumlu tutuldu. Açıklamanın sonunda uluslararası topluma çağrı yapılarak, Astana bildirisinde kullanılan ifadelerin Suriye genelinde karışıklık çıkarma ve ülke güvenliğini tehdit etme özelliğinde olduğu ve buna karşı harekete geçilmesi istendi
HESEKÊ