O gün yapılan gazeteye hangi haberlerin alınacağı, alınan haberlerin nasıl işleneceği ve söz konusu haberin sayfanın neresine, hangi görsel malzeme ile ne kadar büyüklükte konulacağına editörler karar veriyor. Elbette bu seçim her biri kendi başına değil, sabah ve öğleyin yapılan haber toplantılarında alınan kolektif kararla yapılıyor. Haberlerin sayfaya konmasına ise sayfa sekreterlerimiz yardımcı oluyor. Bir de sayfa oluştuktan sonra metinleri okuyup, dilbilgisi hatalarını düzelten düzeltmenlerimiz var ki, bazen onların durumu golü yiyen kaleci haline dönüşebilir. Hani gol takım halinde yenir ama ‘suç’ kaleciye kalır en sonunda.
Bu hafta üç olayı, editör, sayfa sekreteri ve düzelticiler açısından inceleyeceğim: Cemal Süreya, Mezopotamya Ajansı ve dünyaca ünlü matematik ödülleri…
Zamanında bir yayınevi sahibi, muhtemelen Cemal Süreya ile birebir tanışıklıkları bile olan bir yazarımız, yani onun soyadını, hangi masada,hangi iddia ile Süreyya’daki y harfini kaybettiğini iyi bilen birinin eli klavyede kayabilir. Yazısını son anda gönderdiği için belki ikinci kez okuyamayabilir ama editör, yazıyı sayfaya konulmak üzere sayfa sekreterine göndermeden okumalı. Haydi o atladı; düzeltici (biz eskiden tashih yapan anlamına müsahhih derdik) sayfayı okurken, görüp düzeltmeliydi. Cemal Süreya’ya, Cemal Süreyya demek iyi olmadı!
Özgür Basın Geleneği, son 29 yıldır, 51. gazetesini çıkarıyor. Bu arada, radyolar ve televizyonlar bir yana, tüm bu yayın organlarını haber yetiştirmeye çalışan haber ajanslarımızı kurmaya-çalıştırmaya başladık. Kapatılanların yerine yenileri kuruluyor, kurulacak.Hem de basın-yayın konusunda iddialı bir yazarımız, Mezopotamya Ajansı’mızdan “Mezopotamya Haber Ajansı”olarak söz etmiş. Olmaz böyle! Tamam, sık sık değişiyor isimleri, değişmek zorunda kalıyor ama bizim, öncelikle bizim doğru yazmamız lazım onu-onları. Üstelik söz konusu ajans, gazetemizin bel kemiği durumda haber açısından.
Sonuncusu: Matematik konusunda Nobel ödülü ayarında bir ödülün, Rojhilatlı bir Kürt bilim insanı tarafından kazanılması büyük, gerçekten çok büyük bir olay. Coğrafyası dört devlete paylaştırılıp, kendi devletini kurmasına izin verilmemiş 40 milyonluk halktan, kendi anadilinde eğitim alamamış bir halktan biri, uluslararası çapta başarılı bir akademisyen olabildiğinde, bu sadece Kürtler açısından değil, tüm dünya açısından büyük bir olaydır. Nitekim gazetemiz de buna yarım sayfa yer vermiş. Hak ediyor mu? Hem de nasıl!
Peki bu haberin dibinde,“Öte yandan”, denilerek; Prof.Ali Nesin’e verilen ödülden tek bir cümle ile söz etmek,ne demek oluyor? Dünya çapında matematik dehalarından olduğu neredeyse tüm dünya tarafından kabul edilen ve kurduğu Matematik köyünde, bunu öğretme metodu yüzünden uluslararası bir ödül olan Ali Nesin de, en az Koçer Birkar kadar canımız-ciğerimiz. Yandaş medyanın bile,zerre kadar sevmediği halde görmezden gelemediği Prof.Ali Nesin’in bu başarısına yeterince yer vermemek bizim için iyi olmadı.
Bu ödül, kendisine 9 Ağustos günü Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde takdim edilecek. Gazetemizin editoryası, bu eksikliklerini muhtemelen o gün gidereceklerdir ama yaptıkları her şeyi büyük titizlikle inceleyip, onları okurlarımız adına uyaran Okur Temsilcisi’nden nasıl kurtulacaklar bilemiyorum (!)
OKUR TEMSİLCİSİ:
e-mail: aykol267@gmail.com
Adres: Hüseyin Aykol
Posta Kutusu: 253
Yenişehir-ANKARA