16 Mart’tan beri kapalı olan sahnelerden biri olan KarmaDrama bugün kapılarını açtı. KarmaDrama’dan Damla ve Togay Kılıçoğlu ile konuştuk.
Neğşirvan Güner / İSTANBUL
16 Mart’tan beri kapalı olan tiyatro sahnelerinden biri olan İstanbul Kadıköy’de bulunan KarmaDrama bugün kapılarını açtı. Dün saatler 00.00 gösterdiğinde KarmaDrama 1 Temmuz kararını protesto etmek için film gösterimi yaptı. Aynı zamanda her salı günü 15.00- 18.00 saatleri arasında yapılan “Kaldırım Sohbetleri” de devam edecek. KarmaDrama’dan Damla ve Togay Kılıçoğlu ile tiyatroların son durumunu konuştuk.
- Koronavirüs salgını sürecinin başlaması ile bağımsız tiyatroların için bırakıldığı durumu kısaca anlatabilir misiniz?
Damla: Merhaba bizlere ifade fırsatı sunduğunuz için teşekkür ederiz. Küresel Salgın ilan edilmesiyle ilk kapatılan yerlerden biri tiyatrolar oldu. Açıklanan paketlerde tiyatroların faydalanabileceği bir çözüm çıkmadı. Bağımsız tiyatrolar olarak günübirlik para kazanıyoruz. Semt pazarcısı ya da taksi şoförleri gibi. Ne onları ne de bizleri destekleyen bir plan açıklanmadı. Kısacası biz yolumuzda yürürken çamura battık, üstelik havada güneşliydi.
- Son süreçte 427 tiyatronun içinde bulunduğu Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi kuruldu. Taleplerinizin kabul edilmesi için başlattığınız kampanya da 32 bin aşkın imza topladınız. Yayınlanan genelge de tiyatroların 1 Temmuz’da açılabileceği belirtiliyor. Perdelerinizi açabilecek misiniz bu tarihte?
Togay: Bizler sahnemizi bugün açtık. Seyircimizi bekliyoruz. Bu yolculuk onlarla şekillenecek. Tüm dünyayı etkileyen bu virüs ne ilk ne son. Virüs olur, savaş olur, afet olur. Hep oldu hep olacak. Biz hayatta ve ayakta kaldığımız sürece üretmeye ve seyircimizle buluşmaya talibiz. Tiyatro sanatı yazılı tarihe göre 2554 yaşında. Bunu da atlatacak. Mesele biz bunu göğüslemeye hazır mıyız?
- Tek başınıza bırakıldığınızı düşünüyor musunuz?
Damla: Hep tek başımızaydık ve yine öyle oldu. Hem sanat hem de hayat konusunda. Bu konuda sosyal devlet politikalarına ve mesleğimiz adına sanat politikalarına ihtiyacımız var. Umut fakirin ekmeği ise zengin de bu ekmeği yiyendir. Biz umudumuzu yedirmemekte kararlıyız. Tiyatromuz Yaşasın! Yaşasın Hayat!