Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, DTK’ye yönelik siyasi bir operasyon yapıldığına dikkat çekerek, buna karşı ortak mücadele çağrısında bulundu
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9 Ekim 2018’de Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yapılan baskınında elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda başlatılan soruşturma kapsamında 26 Haziran’da yapılan ev baskınlarında 43 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında yapılan baskınla saatlerce aramaların yapıldığı DTK binası da mühürlendi.
Aynı gün Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Üyesi ve Özgür Kadın Hareketi aktivisti Sevil Rojbin Çetin, evine yapılan baskında polislerin köpekli ve fiziki işkencesine maruz bırakıldı.
Yaşanan bu gelişmeleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Kaldıraç Dergisi Temsilcisi Hakan Dilmeç, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Meclis Üyesi Fatma İnci ile 78’liler Girişimi Sözcüsü ve Hakların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Celalettin Can Mezopotamya Ajansı’ndan değerlendirdi.
78’liler Girişimi: Amaç caydırmak
DTK’ye yönelik başlatılan operasyonu, Kürtlere yönelik operasyonların bir parçası olarak yorumlayan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, buna örnek olarak ise son zamanlarda artan sınır dışı operasyonları örnek gösterdi. Operasyonun HDP’nin Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya gerçeştirdiği “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”nün etkisinin olduğunu söyleyen Can, bu operasyonla hükümetin HDP’nin tutum belgesinde de yer alan ve devam edecek olan eylemsellikleri caydırma amacı taşıdığını kaydetti. Can, “HDP’nin provokasyonlara gelmeden yürüyüşünde ısrar etmesi ve bu eylemsellikleri devam ettirme iradesi hükümeti ürküttü. Bu operasyon Kürtleri ve dostlarını HDP üzerinden sokağa çıkmasını engelleme amacı taşıyor. Ama HDP korku iklimine karşı sokağa çıkmak için çaba gösterecektir” dedi.
Sevil Rojbin Çetin’in köpekli işkenceye maruz bırakılmasına değinen Can, 1980’li yıllarda Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde “Co” köpeğiyle birlikte yaptığı işkencelerle bilinen Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’a atıfta bulunarak, “Bu işkence yönteminde bazı faşizan kesimler tarafından Esat Oktay’ın taklit edilerek, benimsendiğini görüyoruz. Köpekle işkence edilerek insanların onurları kırılıp aşağılanmak isteniyor. Ama Diyarbakır’da aşağılanma çıkmadı, Diyarbakır’dan direniş çıktı. Rojbin arkadaşımıza yapılan bu işkence halkımıza Esat Oktay’ın yaptıklarını hatırlatarak, daha dik durmasına neden olacaktır. Şiddet ve baskı çözüm değildir. Çözüm demokratik siyasettedir” şeklinde konuştu.
SODAP: Ortak mücadele edilmeli
SODAP Meclis Üyesi Fatma İnci, operasyonu uzun süredir Kürt halkının iradesine yönelik yapılan baskıların son noktası olarak nitelendirdi. İnci, “İktidarın kendi çıkmazında Kürt halkının mücadelesine saldırarak varlık mücadelesi yürütüyor. Bu nedenle yapılan operasyonun siyasi bir operasyon olduğunu düşünüyoruz. Ezilen halkların mücadelesinin iktidarların en büyük korkularıdır. Bu nedenle ortak mücadele edilmesi gerekir” çağrısı yaptı.
Kaldıraç: Ortak mücadeleden korkuyorlar
Kaldıraç Dergisi Temsilcisi Hakan Dilmeç de operasyonu “Kürt halkının kendi örgütlü yapısını geriletmek amacıyla yapılmış bir operasyon” olarak değerlendirdi. DTK’nin örgütlü bir toplum oluşturmak istediğine işaret eden Dilmeç, “Egemenlerin korktuğu şeyin ta kendisi de budur. Operasyon buna dönüktür” ifadelerini kullandı.
Kürt halkına yönelik başlatılan her operasyonun batı kentlerinde yaşayan halkların mücadelesini ve Kürt halkının mücadelesini daha fazla ortaklaştırdığını vurgulayan Dilmeç, “Onların korktuğu halkların ortak mücadelesi” diye belirti. Dilmeç, demokrasi güçlerine ortak mücadelenin büyütme çağrısında bulundu.
ESP: Mesaj vermek istiyorlar
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ise yapılan operasyonu Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesini kırmaya, etkisizleştirmeye ve tasfiye etmeye yönelik bir operasyon olarak yorumladı. Operasyonun ayrıca kadın özgürlük mücadelesini de hedef alındığını dile getiren Tümüklü, saldırılara karşı birleşik mücadelenin önemine dikkati çekti.
Çetin’in işkenceye maruz bırakılmasına değinen Tümüklü, “Devlet bazı sayfaları açarak mesajlar vermek istiyor. Bu işkence yöntemi faşist diktatörlüğün bir geleneğidir. Kürt halkına ve onun mücadelesine kendi cephesinden mesaj veremeye çalışıyor. Kürt halkı bu mesajlara karşı her zaman ‘Bijî berxwedan’ diyerek cevap olmuştur” dedi.
İSTANBUL