Yazar Gül Ersoy ile yeni öykü kitabı ‘Sen Kimseyi Sevemezsin’i konuştuk
Ahmet Güneş
Gül Ersoy’un yeni öykü kitabı Sen Kimseyi Sevemezsin raflarda yerini aldı. Yazarın ilk öykü kitabı Sahilde Bostancı da Doğan Kitap etiketiyle aynı zamanda tekrar basıldı.
Gül Ersoy, öykülerinde şiirsel bir dil kullanarak okuru beraberinde bir yürüyüşe çıkarıyor. Zengin bir anlatım ve sıkı bir hafızaya sahip yazar, ilk kitabından farklı olarak bu defa karakterlerini gezdirmiyor. Okuru yanında istiyor. Samimi ve şiirsel bir dille başlayan öykülerde yazar, okurla ilk sayfada samimi bir iletişim kurarak ona farklı dünyaları gösteriyor. Aynı zamanda dünyaları değişenleri de ıskalamıyor. Gül Ersoy, öykülerinde okura sürprizler de sunuyor. Yazar, değişen dünyanın değiştirdiğini işaret eden öykülerle kimlik ve aidiyet konularını da irdeliyor. Gösteren, yerine koyan, tarif eden ve bazen de manzara sunan Gül Ersoy ile yeni kitabını, yazarlığını ve sakladığı şairliğini konuştuk.
- Yeni kitap için öncelikle tebrik ederim. İkinci kitap yazar için bir handikap oluyor. Heyecanlı mısınız gelecek tepkiler için?
Teşekkür ederim, heyecanlıyım, umarım iyi tepkiler alırım, ikinci kitabın handikap olacağını düşünmüyorum, yazdıkça dil gelişiyor ve öyküler güzelleşiyor gibi geliyor bana.
- İlk öykü kitabınız Sahilden Bostancı’da Avrupa’nın farklı yerlerinde gezdirdiniz okuru. Sen Kimseyi Sevemezsin’de ise okuru yanında isteyen, onunla beraber yürümek isteyen bir yazar var. Çok samimi bir çağrı. Neden böyle bir tercih?
Kitabın yazım süreci bir yürüyüş sırasında başladı. Bir arkadaşımla her akşam bir iki saat yürüyordum ve birbirimize hikâyeler anlatıyorduk. Derken bu hikâyeler başka hikâyelere vesile oldu ve yazıya dönüştü. Çağrının samimiyeti de buradan geliyor.
- Sen Kimseyi Sevemezsin hüküm gibi bir isim. Neden bu hüküm veya bu kesinlik?
Bazı insanlar sevemez. Kesindir. Herkesi sevenler de kimseyi sevmeyenlerin yanındadır. Öyküdeki kahraman da böyle bir adam. Her kadını istiyor ama yanıbaşındaki eşini sevmeyi denemiyor. Günümüzde çoğu insan bu hale geldi. Tek eşliliği geçtim sadık bir sevgili olarak kalmayı başaranların sayısı bile çok az. Bu yüzden kimseyi sevemeyenleri anlatmayı denedim.
- Bir romanınız da var. Sesli kitap olarak yayımlandı. Ondan bahsetsek? Elde kitap olarak okuyabilir miyiz?
Adı ‘Daha Uzaklarda Ne Var’ romanın. Sesli kitap olarak Storytel’de yayınlandı. Kitaba, soyu tükenme tehlikesindeki hayvanları inceleyen bir bilim kadının hayatıyla ilgili ekolojik bir roman diyebiliriz. Elde kitap olarak okuyamayacağız maalesef sadece sesli bir kitap.
- Öykülerinize şiir karışmış daha doğrusu karıştırılmış gibi. Öykücüler ve şairler birbirine çok yakın. Yazın anlamında en yakın ikili diyebiliriz. Şiir maceranız olmuş gibi?
Evet, kitabı oluşturan üç bölüm arasında şiirsel dilde yazılmış kısımlar mevcut. Şiir maceram oldu. Hatta ben kendime her zaman şairliği yakıştırıyordum, Tomris Uyar bir gün “Sen şair değil öykücüsün” diye beni uyardı. Yayımlanmamış şiir kitaplarım var, belki ileride yayımlatırım, şimdilik beklemedeler…
- Yazar olarak beslendiğiniz kaynaklar, hisler ya da motivasyon diyelim, nelerdir?
Kitaplar beslenmekten asla bıkmayacağım tek kaynak. Müziksiz yaşarım ama kitapsız zor. Motivasyonumu yalnızlığımdan alıyorum. Duras’ın dediği gibi “yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur.” Yazmak için de yalnızlığa ihtiyaç vardır. Seviyorum yalnız kalmayı. Öyle çok insanlı biri değilim. Arkadaşlarım sayılıdır ama hep arkadaşımdırlar. Dostluğa önem veriyorum, kitaplardan sonra beslendiğim bir diğer kaynak dostlarımdır.
- Yeni çalışmalarınız var mı? Varsa neler?
Yeni bir kitap yazıyorum, bir roman. Yazmaya başladığımda disiplinliyim, yazının ritmine göre planlıyorum hayatımı. Bir aksilik olmazsa yakında bitirmiş olacağım. Yine Doğan Kitap’tan yayımlanacak.