Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarının çözüm olmadığını belirten Azadi Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Metin Pirani, “Rojava’da yürütülen ulusal birlik çalışmaları Kürdistan’ın bütün parçalarında ki devletleri korkuttu” dedi
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Mahmur Kampı, Şengal ve Kandil’deki kimi bölgelere dönük 15 Haziran’da başlatılan hava saldırılarına tepki gösteren Azadi Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Metin Pirani, Kürtlerin saldırıları durdurması için ulusal birlik sağlaması gerektiğini söyledi.
‘Bütün parçadaki devletler birliği bozmak istedi’
Türkiye’nin bu dönemde geniş çaplı saldırılar yürütüldüğünü dile getiren Pirani, bunun sadece PKK’ye yönelik olmadığını, aynı zamanda Federe Kürdistan Bölgesi’nin toprak bütünlüğüne karşı olduğunu ifade etti. Savaşın çözüm olamayacağını hatırlatan Pirani, Türkiye’nin PKK’yle barışması halinde coğrafyanın huzura erişeceğini söyledi. Rojava’da yürütülen ulusal birlik çalışmalarının Kürdistan’ın bütün parçalarında ki devletleri korkuttuğunu dile getiren Pirani, “Birlik kararından sonra Suriye hükümeti ‘bakın Amerika yarın bölgeden gidecek’ şeklinde açıklamada bulundu. Türkiye koktu, İran ise saldırıya geçti. Bütün parçadaki devletler birliği bozmak istedi” dedi.
Cezayir örneği
Federe Kürdistan’a yönelik saldırıları bütün dünyanın izlediğini vurgulayan Pirani, kurtuluşun ancak Kürtler arasındaki ulusal birlikten geçtiğini belirtti. Cezayir’in birlik sürecinden örnek veren Pirani, “Bu saldırılar sonrası Cezayir devrimi aklıma geldi ve ilgimi çekti. Fransa’nın Cezayir’e saldırması sonrası hem Cezayir halkı hem de Arap halkı beraber ayağa kalkarak üç söylemde birlik oldular. Cezayir halkı ne dedi ‘Biz Arap’ız, dilimiz Arapça, toprağımızda Cezayir’dir’ dedi. Fransa’ya karşı bu şekilde ayağa kalkarak kazandılar. Eğer Kürt halkı da isterse bu üç temel söylemle birliğini oluşturabilir. Nedir bu üç söylem. ‘Biz Kürt’üz, dilimiz Kürtçedir, toprağımız da Kürdistan’dır. Biz bütün partilerde istiyoruz ki Kürdistan’ın egemenliği, bayrağı ve değerlerine sahip çıkın. İşte o zaman birlik sağlanır. Ama ideolojik yaklaşımlar bunun önüne geçiyor” diye konuştu.
‘Kürt halkının ulusal bir çaba içerisinde olması gerekiyor’
Rojava’da uluslararası güçlerin yapmış olduğu arabuluculuğa işaret eden Pirani, “Güney Kürdistan’da da aynen bu şekilde oldu. 20 yıl önce YNK ve KDP Amerika’nın sayesinde bir araya geldi. Bugünde Rojava’da ki güçler Fransa, Amerika ve Federe Kürdistan güçleri tarafından bir araya getirildi. Biz istemiyoruz emperyalist güçler tarafından bir araya getirilsin. Türkiye PKK’nin ‘terör örgütü’ listesinde olmasından kaynaklı saldırılarını sürdürüyor. Türkiye’nin bu saldırılarının sona erdirmek için Kürt halkının ulusal bir çaba içerisinde olması gerekiyor” diye belirtti.
‘Bizler barış yolunu sunuyoruz’
Federe Kürdistan’a her saldırıdan önce Irak hükümetinden izin aldığını sözlerine ekleyen Pirani, şunları söyledi: “Güney Kürdistan ve Kürt güçleri, Irak hükümetine, Birleşmiş Milletler’e (BM), Kuzey Atlantik Antlaşması’na (NATO) karşı sivil demokratik eylemler yaparak bu saldırıların durmasını talep etmeliler. Biz savaş taraftarı değiliz. Bizler barış yolunu sunuyoruz. Tüm Kürt siyasi partileri olarak, bu saldırıların durması için çalışmalıyız.”
Kaynak: MA