İstila alışkanlık yaratır. Sürükler habire. Sınır mınır hak getire. Tarih öncesi bir eylem, bir davranış diyelim, süregeldi günümüze. Bir istilacı sınırlarında yaptığını yapar, gücü yettiğince tekrarlar. Sonra bir başka yere gitti mi, yani istilasını oraya tayin etti mi, yine tekrarlar. Çünkü eylemlerin alışkanlığı var. Her hareket bir ahlak yaratır, her davranış bir sorumluluk imler ne de olsa. Zalimler de acı çektirme hafızası biriktirir, isyan edenler ise direnme hafızası devreder. İkiye katlanmaz bir dünya ama, çok çalışmayı farz kılar.
Her anlam yansımasıyla meşhur olur. Bir eylem yeri geldiğinde hatırlanınca sonuç alır. Manipüle etme, yerinden göçertme, yapıbozum veya ceza. Birbirine karabasan gibi, belki de ödül. Bir yeniden ilk adım da olabilir. Çünkü adımlar milat olur bazen. Tarihi de başlatan, devamına ilham veren bu mitolojik anımsama ve bu gelecek umudu oluyor. Her an her şey olabildiği gibi bir şey her an olabiliyor. Dünyadayız, şaşırmıyoruz.
Bu ülkenin sınırları dışında başka bir yere ve başka bir yaşama uçaklı, bol zafer haberli, bol öldürme marifetli bir saldırı gerçekleşti. Hem de anlamına yakışır şekilde büyüyen ve meyve veren bir ağaç ismiyle. Zeytin ile. Birkaç yıl önce bu mübarek ağaç anlamıyla giyotine gönderildi. Hakikat ile istila birbirine girdi. Zeytinin dalı bir silah oldu ve bugünlerde diri diri insan yakmaya kadar gitti. Yolu uzun bu kıyam ve katliam her gün yeni ama amacına uygun adımlarla ilerliyor. Tümden bir yeniden yaşama başlayan herkesin sonu olmaya devam ediyor. Efrîn diyorum, zeytin diyorum, barış ve yeniden hayatın inşası diyorum. Oysa haber bültenleri göç, intihar, gasp, cinayet, tecavüz, kayıp, yakılan, zindan bir hayat diyor. Böyle bir dünyada böylesi gündelik yaşam hayat diye yutturuluyor.
Türkiye ve desteklediği paramiliter güçler tarif ettikleri Allah’ın yaşamına uymayan suçlar üretip cezalar yağdırıyor. Şarabın ve zeytinin memleketi Efrîn, bugünlerde fidye ve çarşaf ile gündemde. Tabi uluslararası platformlarda saklanan emeller ve menfaatler sohbetlerinde de ara sıra gündeme geliyor. Oraya biz gitmeyiz, oralardan esirgeriz kendimizi.
Zeytin Dalı Operasyonu adı altında saldırıya ve katliama maruz kalan Efrîn’de kadınlar çarşaf giymeye, muhalif olan kaçırılmaya mahkum ediliyor . Geçtiğimiz günlerde paramiliter grupların Efrîn’de 24 yaşındaki Egid Mihemed Şêx Hesen isimli genci kaçırdığı ve vahşice katlettikleri açıklandı. Hesen, kaçırıldıktan sonra zeytin tarlasına götürülerek, işkenceye maruz bırakılmış. Sol kolunda Kürtçe “şehit namirin” (şehitler ölmez) yazılı olan Hesen’in önce kolu kesiliyor, daha sonra vücudu parçalanıp yakılarak katlediliyor. Olay aslında öncesinde başlıyor. Hesen’in abisi de daha önce kaçırılıp işkence ediliyor ve en sonunda bir milyon Suriye parası karşılığında serbest bırakılıyor. Bırakılmış ama işkencelerden dolayı konuşamıyor ve psikolojik sorunlar yaşıyor. Babaları da aynı şeyi yaşamış ve o da fidye ile bırakılmış. Bu tür olaylar zeytin dalı ile başladı ve hemen hemen her gün tekrarlanıyor. Kaynaklara göre yüzlerce Kürt kaçırıldı ve halen akıbetleri bilinmiyor. Onlarca kadın ise köle olarak tutuluyor.
Ülke sathının her tepesinden kaldırımına gömülen kötülükler benzer yöntemlerle yenileniyor Efrîn’de. Cizre bodrumlarında Kürtler veya trans kadın Hande Kader, öncesi Alevi Madımak, çok öncesi belki yazan bile olamamış.Yazan yakılmış da olabilir. Burası her zulmün idman yeri. Sınırlar ötesi yerlerde bu zulüm ve istila, alışkanlığı ile tarihten bildiğimiz aynı katliamlarla kendini duyuruyor. O yüzden sanki direnç, sabır ile sürekli yer değiştiriyor. Öfke bir ders gibi yeniden öğretiliyor.
Tersinden bir istila gibi hep hatırlansın; IŞİD Rakka’da insan yakmadan, Musul’da kafa kesmeden önce burada insanlar yakıldı ve kesildi. Öğretilen zulüm var, örnek veren öldürme biçimleri var. Burada bir zulüm gerçekleşince 70 yıl sonra tekrar ediyor. 1915’te olan 2015’te yenilenebiliyor. 2020 haziranında olan bunlar, sayılar değişince yer değiştiren yıllar gibi tekrarlanacak. Bugün olana itiraz, yarın gelecek olan zaferin ayak sesi olabilir. Adımların da bir umudu var, varmak istediği yolların yolcusu olur.