Totalitarizm, devlet ve toplumu belirli bir bütünlük içerisinde birbirine eklemleyen, birbiriyle uyumlulaştıran ve ortak bir dünya görüşünü topluma dayatan, bunun için gerektiğinde her türlü baskı ve zor kullanmayı kendi egemenlik alanında bulunduran bir siyasal sistemdir. Kendinden menkul kurucu rolünü topluma dayatan, resmi ideolojiye uygun olmayan tüm meşruiyet arayışlarını ortadan kaldırmaya çalışan, kendisiyle çatışan inançları, teorileri, fikirleri yasaklayan, tüm iletişim araçlarını ele geçirip toplumu kontrol eden bir devlet biçimidir. Tek lider, liderin yönettiği parti, güçlü polis, ordu, medya tekeli vb, ekonomiden sosyal politikalara kadar her alanda merkezileşme demektir. Kelimenin gerçek anlamına uygun olarak ideolojik, siyasal ve örgütsel bir bütünlüğü ifade eden totalitarizmde tek amaç, devletin ve toplumun ideolojik ve siyasal olarak bütüncül denetiminin sağlanmasıdır.
Günümüzde bir siyasal sistemi totaliter olarak tanımlamak için Mussolini, Hitler ve Stalin dönemlerini hatırlamak gerekmez. İster sosyalist, ister faşist, ister İslami amaçlarla iktidara gelsinler, tüm totaliter liderlerin devlet ve toplum katındaki pozisyonu aynıdır. Siyasal iktidarın denetiminin, katılımcılığın, farklılıkların, ifade ve eleştiri özgürlüğünün göz ardı edildiği ve tek bir ideolojik hegemonyaya göre toplumsal yaşamın düzenlendiği günümüz kapitalist devlet biçimleri totalitarizm içinde ele alınmalıdır. Demokrasiyi sadece seçim olgusuna indirgeyerek tek bir ideolojik totalite ve meşruiyet alanı içerisinde siyaset yapmaya zorlanan ve sistem partileri tarafından kabul gören çok partili siyasal rejimler de totalitarizm çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Günümüz totalitarizmi modern teknolojik araçların gelişimine paralel olarak dünden daha fazla kamufle olma durumundadır. Karl Popper’a göre, geçmişteki totalitarizm ile modern totalitarizm arasındaki tek fark, ikincinin halka inebilen ve kütlesel bir doğaya sahip olmasıdır. Sadece çok partili siyasal yapı totalitarizmi engellemez. Totaliter ideolojik hegemonya içerisinde aynı ideolojinin farklı isimler ve partiler altında temsili totalitarizmi güçlendiren bir olgudur. Bu nedenle modern totalitarizm “çok partili tek parti rejimi” şeklinde de ifade edilmektedir. Juan Linz’e göre, totaliter sistemlerdeki plüralizm/çoğulculuk için, ideolojik bir monizmden/tekçilikten yani ideolojik iktidar tekelinden söz edilebilir. Totaliter plüralizm, toplumsal örgütlenmeler ile bireylerin siyasal iktidarı değiştirmesi veya kontrol etmesi değil, ideolojik iktidar tekelini kullanan siyasal aktörlerin sayısal çokluğudur.
Totalitarizm, iktidar alanını genişlettikçe iktidar temsilini daraltır. Bu yüzden totalitarizmi kendisiyle özdeşleşmiş bir lider veya liderlik kültü temsil eder. Liderlik, total iktidara psikolojik bir boyut katarken, totalitarizmin vazgeçilmez amacı olan toplumsal birlik ve bütünlüğün en iyi temsil edildiği alan liderlik alanıdır. Totaliter liderlik, karizmayla, kutsallıkla, tarihsel misyonla, mitolojiyle, gelenekle, dinsel veya ideolojik argümanlarla kişisel bir kült yaratılması, bir insanın diğer insanlar üzerinde kutsal bir güç oluşturulmasıdır. Yaratılan kişilik kültü ile toplumun bir kişiyle/kişilikle örtüşmesi yani kişiye tapınmadır. Liderlik, topluma eşsiz, tek ve kimlikli bir kişi sunar ve ideolojik söylem bunu erişilmez bir kutsallık olarak ifade eder. Böylelikle lider, toplumun birlik ve beraberliğinin, toplumsal dayanışmanın temsilcisi olarak kabul edilir.
Totaliter liderlik, totalitarizmin siyasal ve toplumsal kriterlerini görünür kılan yüzüdür. Liderlik ile total iktidar tüm gizemini ve gücünü bir kişide toplar. Bu kişi, devlet ya da devlet aklının tek kullanıcısı olur. Lider etkisini ve büyüsünü kullanarak kabul edilmez gibi görünen tercihleri ve çözümleri meşrulaştırır. Bir kişi şahsında tüm toplum ortak bir ideale ve geleceğe doğru kanalize edilir.“Bu güç, liderleri beslendikleri meşruiyetten bağımsız ve özgür kılar”. Lider artık siyasal gücün ve iktidarın temel yasasının kendisi olduğunu iddia eder. Bu da, siyasal iktidar, toplumsal meşruiyet ve liderliğin birbirleriyle örtüşmesi durumudur.