Cezaevinde geçirdiği kanama sonucunda kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Adar Sarıbaş’ın ihmaller sonucu öldüğünü belirten amcası, yeğeninin koronavirüs tanısı koyulan hastalarda aynı bölümde olduğunu iddia etti
İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 ay önce yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan Adar Sarıbaş (23), adli suçlardan kaynaklı tutuklanarak, Silivri 8 No’lu Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
50 gün yaşam mücadelesi
Sarıbaş, cezaevinde nedeni bilinmeyen bir şekilde kanama geçirmesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Buradaki 50 günlük yaşam mücadelesinde Sarıbaş, yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Hastane: Doğal ölüm
Sarıbaş’ın ölüm nedeni hastanenin ailesine verdiği ölüm belgesinde “Doğal ölüm” olarak kayıtlara geçerken, hastanedeki işlemleri ardından Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Burada Sarıbaş’ın ön otopsisi yapıldı. Yapılan otopsi ardından Sarıbaş’ın ailesine verilen raporda ilgili bölümde Sarıbaş’ın ölüm şeklinin “Bulaşıcı olmayan hastalık(Adli olay)” olarak kayıtlara geçti. Öte yandan raporun devamında “ölüm nedenleri henüz kontrolör hekim tarafından onaylanmadığı için yazdırılmadı” ifadelerine yer verildi.
ATK’de işlemleri biten Sarıbaş’ın cenazesi ailesine teslim edildi. Sarıbaş ailesi oğlunun cenazesini Esenyurt’ta bulunan Gülvadi Mezarlığı’na defnetti.
Amca: İhmaller sonucu öldü
ATK önünde Sarıbaş’ın ölümüne ilişkin konuşan amcası Kemal Sarıbaş, yeğenin ihmaller sonucu öldüğünü iddia etti. Yeğenin tutuklanmadan önce hiçbir rahatsızlığının olmadığını aktaran Sarıbaş, yaklaşık 2 ay önce yeğeninin cezaevinde kanama geçirdiği ve hastanenin kendilerine verdiği bilgilere göre mide kanaması olduğunu öğrendiklerini ifade etti. Sarıbaş, cezaevinde bulunan diğer tutukluların verdiği bilgilere göre ise yeğenin kanamasının saatlerce sürmesine rağmen hastaneye kaldırılmadığını belirtti.
Ardından elleri kelepçelenerek Silivri Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü bilgisini paylaşan amca Sarıbaş, “Devlet hastanesinde 24 saat beklettikten sonra kanamanın sebebini tespit edecek cihaz bulunmadığı söyleyip tedavi etmiyorlar. Ardından oradan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma hastanesine sevk ediliyor. Biz de hastaneye gittik. Orada doktorlar ilaç verip 24 saat boyunca bekleyeceklerini söylediler. Bu şekilde ancak yaranın yerinin tespit edebileceklerini söylediler. Ardından ameliyata aldılar. Ameliyata alırlarken bile elleri kelepçeli dört asker yanındaydı. Ameliyattan çıktıktan sonra gözleri açıktı. Bilinci yerindeydi. Ancak daha sonra 5 kere daha operasyon geçirdi” dedi.
Koronadan mı yaşamını yitirdi?
Yeğenin ameliyat edildikten sonra koronavirüs salgınına kapılanların tedavi gördükleri bölüme koyulduğunu öne süren amca Sarıbaş, “Koydukları gün aynı bölümde bir kişi virüsten yaşamını yitirdi. Doktorlar başta virüs kaptığını söylediler. Ancak daha sonra virüs kapmadığını söylediler. Ayrıca hastanede enfeksiyon kaptığı için bir türlü iyileşmedi. Cezaevi ve doktorların ihmali var bu ölümde” iddiasında bulundu.
Hastanede tahliye edildi
Hastane de yaklaşık bir ay boyunca tedavi altında olan yeğenin bir anda tahliye edildiğini ve cezaevi müdürün tahliye kağıdını bizzat kendisinin hastaneye getirdiğine dikkati çeken Sarıbaş, “Durumun kötü olduğunu gördükten sonra tahliye ettiler. Cezaevinde birden bire nasıl oldu da 23 yaşındaki bir genç mide kanaması geçiriyor? Kimse bize bir şey söylemiyor. Nedeni ne bilmiyoruz? Ayrıca mide kanaması geçiren birine bir cerrahi doktorun bakması gerekirken, her gün farkı bir genç doktor baktı. Her ameliyatı bir başkası yaptı. Deneme tahtası mı yeğenim? Yeğenimin ölümünden sorumlu olanlardan hak ve hukukun yerini bulması için şikayetçi olacağız” dedi.
Kaynak: MA