AKP iktidarı doğal yaşam alanlarını sermayeye devretmeye devam ediyor. Eskişehir’de 33 bin hektar alan bir madenciye verilirken, sırada 1 milyon 500 bin hektarlık alan da toryum ve uranyum var
Eskişehir’de Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık ilçelerinde 5 köyü kapsayacak demir, magnezit ve nikel madeni alanı genişletmesi için ÇED süreci onaylandı. Proje hayata geçerse 33 bin 264 hektar alan yerle bir edilecek. Çanakkale Kirazlı’da altın madeni 613 hektar alanı işgal edip bir kısmında ağaç katliamı yaşanmıştı. Kirazlı’da kesilen ağaç miktarı bazı hesaplara göre 195 bin, bazı hesaplara göre 327 bin ağaç katledildi. Eskişehir’de maden sahası olarak belirlenen ve ÇED olumlu kararı verilen alan ise toplam 33 bin 364 hektar büyüklüğünde. Bu alanın tamamı ormanlık değil ancak orman dışında tarım alanları var. ¼’ünün ormanlık alan olduğunu düşünürsek kesilecek ağaç miktarı milyonlarca demek oluyor. Eskişehir’de maden karşıtı mücadele başlatmaya hazırlanan örgütlenmelerin 200 bin ağaç kesilecek vurgusu yanlış bir hesap yapılmış olabileceğini ortaya koyuyor.
14 Mayıs’ta ÇED onaylandı
Maden için 2003’te alınan ÇED Gerekli değil kararları sonrası alan genişletmek isteyen şirketin bu girişimi ÇED sürecinde zorunluğu ortaya çıkarmış ve 20.06.2017 tarihinde ÇED süreci başlatılmış ve halkı bilgilendirme toplantısı 10.10.2017 tarihinde Adahisar Mahallesi Muhtarlık binasında bir avuç insanın katılımıyla sessiz sedasız gerçekleştirilmiş. Bu süreç 14 Mayıs 2020’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED raporunun onaylanmasıyla sonuçlanırken, şimdi söz hakkı Eskişehir halkında.
Ağaç katliamı için izin alacak
ÇED dosyasında proje kapsamında yer alan ÇED alanı içerisinde 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Haritası’na göre orman ve tarım alanlarının olduğu belirtilirken, alanların yok edilmesi ve katliama uğratılması için Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü’nden, Toprak Koruma Kurulu’ndan gerekli izinlerin alınacağı belirtilmektedir. Bu noktalarda şirketin zorlanacağını sanmıyoruz, bunu önleyebilecek tek güç Eskişehir halkı olacak. Bu maden katliama başladığında daha yüz binlerce hektar alanı yağmalayacak yeni maden sahaları sırayla bölgeye gelmeye başlayacak.
Sırada toryum ve uranyum var
Eskişehir Sivrihisar ilçesinin kuzeybatısında bulunan Karaburhan, Kızılcaören, Karkın ve Okçu köyleri arasında yer alan 15 km2’lik (yaklaşık 1 milyon 500 bin hektar) bir sahada, MTA sondaj raporlarına göre bölgede başta toryum olmak üzere nadir toprak elementleri, barit, fluorit gibi elementleri içeren yataklar olduğu ayrıca bu madenlerle birlikte uranyumun da bölgede bulunduğu belirtiliyor. MTA 2017 raporlarına göre, yer altında 400 bin tonluk toryum rezervi belirlenmişti. İktidarın uranyum, toryum ve diğer nadir toprak elementlerine yönelik hazırlık içinde olduğu atılan adımlardan anlaşılabilmekte.
‘Siyanürlü altından beter’
Yalnızca 1 ton nadir toprak elementi elde etmek için bir milyon tondan fazla toprağın işlenmesi gerekmektedir. Altın madenciliğinde kullanılan siyanürle ayrıştırma işleminde ortaya çıkan zehirli atıkları katbekat aşan miktarda toksit madde bu süreçte ortaya çıkarken yine altın madenciliğinde milyonlarca metreküp toprağın işlenmesine benzer bir süreç gerektirmektedir. Nadir toprak elementinin başlıca kullanım alanları; nükleer alanda kontrol çubukları, yanabilir zehirler, radyoaktif güç kaynağı, elektronik sektörü, bilgisayar donanımı, elektronik hafızalar, dedektör imalatı, demir çelik, alaşımlar, cam, seramik, aydınlatma, kimya ve mücevher gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Türkiye’de nadir elemnetler içinde sayılan toryum ve uranyum üretimleri için Eskişehir’in Sivrihisar ilçesini yok edecek olan adımlar atılmaya başlandı.
Toryum nedir?
Toryum, yer kabuğunda az miktarda bulunan ve çok düşük miktarda radyoaktif bir metaldir. Yarılanma ömrü 14 milyar yıldır. Yarılanma ömrü çok uzun olduğu için zararsız kabul edilerek ‘yenilenebilir enerji’ safsatasının içinde değerlendirilmektedir. Toryumdan nükleer enerji elde edebilmek için toryumun uranyum-233’e dönüştürülmesi gerekmektedir. U-233’ün taşınması, saflaştırılması ve güvenli bir şekilde atıklarının depolanması mümkün değildir. Yarılanma süresi 159 bin 200 yıldır. Bu izotopla birlikte yarılanma süresi 160 bin yıl olan uranyum U-232 de oluşmaktadır ki bu her iki izotop da U-235, U-238 ve plutonyumdan kat kat daha tehlikelidir. U-232 bol miktarda gama ışını yayan bir izotoptur. Yani çevre için U-235 ve U-238’den çok daha fazla tehlikelidir. Gama ışınları, canlı hayat için son derece zararlıdır. Büyük bir iyonlaştırma kabiliyetleri vardır. Toryumun nötron yakalaması ile oluşan U-233 izotopu atom bombası yapımında kullanılmıştır. Bu madene ilgi enerji üretmekten çok nükleer bomba ve silah üretmek için ortaya çıktığı ise biliniyor.
EKOLOJİ SERVİSİ