1 Haziran’da başlatılan ‘normalleşme’ süreci ile devam eden salgına her gün yeni vakalar ekleniyor. Özellikle üretimin devam ettiği fabrikalarda ise durum çok daha kötü. Sendikacılar var olan önlemlerin de kaldırıldığını belirtiyor
Reyhan Hacıoğlu / İstanbul
Salgın sürecinde “çarklar dönsün” denilerek salgına rağmen çalıştırılan işçiler 1 Haziran’da başlatılan “normalleşme” süreci ile birlikte salgına karşı hepten korumasız bırakıldı. Her gün vaka sayısı artarken, fabrikalarda eksik de olsa salgın sürecinde alınan önlemler 1 Haziran ile birlikte rafa kaldırıldı. DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan genel duruma dair, sendikanın Bursa Bölge Temsilcisi Nuri Aysever ise kent genelinde gıda sektöründe yaşananlara dair bilgi verdi.
Patronlar ‘normalleştik’ diyor
Hükümetin salgını kontrol altına aldığını iddia ettiği dönemde dahi salgının yayıldığını belirten Aslan, şunları dile getirdi: “Son 15 gündür özellikle gıda fabrikalarında kanatlı olanlar da dâhil (Gedik Piliç’tir, Banvit’tir, Beyaz Piliç’tir) testi pozitif çıkan çok sayıda işçi var. Oradaki problem şu; Bir normalleşme ifade edildi. Aşağıya yansımaları da başka oluyor bunun. İşçi arkadaşlar şunu söylüyor; biz yemekhanelerde eski düzenle yemek yiyoruz. Servisler yine eski düzende. Zaten soyunma odalarında ve tuvaletlerde salgına uygun yeni bir yapılandırma olmadı. Yani fabrikalarda yeni fiziki bir düzenleme yapılmadı. Dolayısıyla bazı işletmeler var ki günde en az 5 tane maske değiştirmeniz gerekiyor. Tavuk işletmesi, tavuk fabrikalarında işlenmesi, kesim süreci vb. belki de saate bir maske değiştirilmesi lazım. Ama günlük bir maske veriliyor.”
‘Bir de fabrikalara gitsinler’
“En ucuz maskeler, en ucuz dezenfektanlar, en ucuz koruyucu malzeme alınıyor. Bütün bunların sonuçları nasıl yansıyor işçiye; koronaya yakalanmak” diyen Aslan, “normalleşme” adımlarına da değinerek, şunları ifade etti. “Patronlar yine eski bildiklerini okuyorlar ve ona da hükümet ‘normalleşme’ dedi, ‘tamam biz de normalleşiyoruz’ sonuçları çıkardılar. Üretim hiç durmadı bu alanda ve normalleşme ile var olan önlemler de kalktı. Bizim ilişki de olduğumuz bütün fabrikalarda salgın var. Ki bir de ulaşamadığımız fabrikalarda vardır. Şuan da bin 500 vakadan bahsediliyor ama yapılan test 42 bin. Ki bu 42 binin hepsi normal şikâyet üzerine gidilen testler değil. TÜİK’in belirlediği adreslerde ekli bu sayıya. Eğer doğrudan fabrikalardaki işçilere testler uygulansa küçük işletmeler hariç bütün büyük işletmelerde çıkacaktır. İktidarın ve patronların yeni normali üretim her boyutuyla sürmesi. İşçilerin sürü bağışıklığına itilmesi bunun karşısında yapılacak tek şey var o da örgütlenmek. ”
Büyük firmalarda yaygın
Birçok kentte vaka sayısı hızla artarken, onlardan biri de önemli sanayii kentlerinden biri olan Bursa oldu. Kentte yaşananları değerlendiren sendikanın Bursa Bölge Temsilcisi Nuri Aysever ise işçilerden vakaların saklandığı bilgisini paylaştı. Aysever, salgının birçok tanınmış firmada görüldüğüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Kerevitaş’ta var, Nutural Gıda yani Gold Dondurma’nın olduğu yer gibi birçok iş yerlerinde ciddi anlamda vakalar vardı salgın sürecinde. Ve şuanda da Alara Gıda gibi büyük firmada var. Örneğin bir köyden 14 tane işçi gidiyor ve 14’ü de şuanda karantinada.”
‘Çalışırken olmayan yasak…’
“Bir iş yerinde omuz omuza çalışılan işçiler yeterli önlem ne kadar alınabilir” diyen Aysever, “Bir de gıda iş kolu hijyenin en üst seviyede olması gereken yerler ama bazı iş yerleri evet dezenfektan veriliyor, maske veriliyor ama bu yeterli değil” diye belirtti. “Bursa’da 15-16 Haziran Direnişi için açıklama yapacaktık” diyen Aysever şöyle devam etti: “Bursa Valiliği salgını gerekçe göstererek yasakladı açıklamayı. İnsan düşünüyor, eee salgın sürecinde ölümüne çalıştırılan işçilere, yasak var denilerek açıklama yaptırılmıyor. Ne kadar ciddi ne kadar samimi olduklarına buradan bile bakabiliriz, devletin de hükümetin de işverenin de. ”
’50 derecede maske mi dayanır’
Aysever, “Ekmek fırınlarında maske ile dezenfektan ile çalışmak mümkün değil. Herkes orda omuz omuza, 40 derece 50 derece sıcağın karşısında çalışıyor. Maske takılabilir mi? Mümkün değil” dedi.
‘Ya ölüm ya çalışma deniyor’
1 Haziran’dan itibaren artan vaka sayılarına da dikkat çeken Aysever, işçilerden vakaların gizlendiği bilgisini de vererek şöyle devam etti: “Vakalar özellikle işçiden gizleniyor. Örneğin testi pozitif çıkan işe gelmiyor ama yanındaki niye işe gelmediğini bilmiyor. Mesai arkadaşı durumdan habersiz. İzne çıkarıldı deniyor ama işçi bundan kuşkulanıyor tabi. Ama resmi olarak denmiyor. İşçi de bilmiyor ve tedirgin, çalışmak istemiyor, can korkusu yaşıyor haliyle. Ama ya ölüm ya çalışma tercihi ile bir şey de yapamıyor.”
‘Hiç para almayan var’
Karacabey’den İnegöl’e kadar 200 kilometrelik alanda yüzlerce irili ufaklı üretim tesisi olduğuna vurgu yapan Aysever, “Migros’a, A101’lere, BİM’lere ürün hazırlığı yapan büyük iş yerleri var. Ve salgın sürecinde asla ve asla üretime ara dahi vermediler. Üretim durmadığı gibi çalışma süreleri uzatıldı” dedi. İşçilerin ekonomik olarak yaşadıklarına dair de bilgi veren Aysever şunları söyledi: “Gıda fabrikalarının bir kısmında kadrolu bir kısmında yevmiyeci diye tabir edilen iş olduğunda gelen kesimler. Bu yevmiyeci kesimlerin hepsine hiçbir ödenek dahi verilmedi bu süreçte. Hata ve hatta 50 yaş ve risk gurubunda olanlar ise ücretsiz izne çıkarıldılar ve onlar da hiçbir şeyden yararlanamadı.”