Bekçilere silah taşıma da dahil birçok yetki verildi. Bu yetkilere tepki gösteren kadınlar, Kürt kentlerindeki koruculuğa benzettikleri bekçilere güvenmediklerini, bu yasanın erkek egemen sistemi korumak için çıkarıldığını söyledi
“Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu” teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yasa ile birlikte bekçilere protesto gösterilerine müdahale, kimlik sorma, üst araması yapma ve silah kullanma gibi birçok yetki verildi. Uzun süredir gündemde olan ve kamuoyunda “bekçiler yasası” olarak bilinen uygulamaya karşı kadınlar, bunun kendileri için tehdit oluşturduğunu söyleyerek tepki gösterdi.
‘Sorunlar baskıyla çözülemez’
Karşıyaka ilçesinde Mavişehir’de yaşayan Melahat Can, silaha her zaman karşı olduğunu söyleyerek, “Her an yoldan gelip geçenlere kimlik soramaz. Çok tepkiliyim. Amerika’da siyahinin ölümünü gördünüz. Öyle olmamalı. Maske konusunda maddi cezalar çok yüksek, sürekli cezalar kesiliyor. Fırsatı ganimete mi çeviriyorlar? Hiçbir sorun baskıyla, yasakla çözülemez” dedi. Semra Çetin isimli kadın, polisin de hakkaniyetli davranmadığını ifade ederek, “Bu da eğitim yetersizliğinden. Benim oğlumun yetkisi var ama eve gelirken polis ona küfrediyor. İşsizlik diz boyu insanlar da başvuruyor” diye konuştu.
‘Hükümetin kolluk gücü’
Kadın olarak gece yolda yürümenin kendisini tedirgin ettiğini kaydeden Melis Yerlikaya, “Silah kullanacak kişilerin insan hakları eğitimi alması şart. Hükümetin kendine yakın bir kolluk gücü çıkarma çalışması var” ifadelerini kullandı.
‘Bekçi ile korucu aynıdır’
Yaklaşık 50 yıldır Kadifekale’de yaşayan Emine Korkut ise mahalledeki uyuşturucu kullanımının arttığına dikkat çekerek, “Karakola alınıyor, arka kapıdan salınıyorlar. Ceza verseler biterdi ama bitmiyor. Bekçi ile korucu aynıdır. Korucunun iyisi olur mu” diye sordu.
En çok polisten korkarım’
Kadifekale’ye 1969’da yerleşen Hasina Kaygısız da son iki yıldır polislerin sürekli mahalle içinde dolaştığını belirterek, “Çünkü burası Kürt semti. Gece yarısından sonra uyuşturucu satıcıları buradalar. Burada polis yokken bunlar da yoktu. Akşam kızım eve geç gelirse en çok polislerden korkarım” dedi. Nurdagül Çelik, polis ve bekçilere güvenmemesinin nedenlerini şöyle anlattı: “Bekçi, polis varken Kadıköy’de sivil bir araba beni takip etti. 500 metre ilerde polis vardı ama gitmedim yanına. Korktum ama o araba korkmuyordu aksine çok rahattı. Danışıklı dövüş yapıyorlar çünkü. Tacize uğrasam ilk olarak yakınımdakileri ararım. Bu ülkeyi koruyorlar ve ben hala güvende değilsem belli ki güvensizliği onlar yaratıyor.”
‘Haklarımıza müdahale olacak’
Özgür Genç Kadın’dan Nagehan Sümer ise sokaklarda kadınların can güvenliğinin olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Bekçilerin yetkilerinin arttırılması ile özel hayatımıza müdahale edecek olması bizi tedirgin ediyor. Bekçilerin haklarının genişletilmesinin, kadınların haklarına müdahale olacağını düşünüyorum.”
‘Polis ve bekçi şiddeti arttı’
Devrimci Öğrenci Birliği’nden Melda Barutçu ise salgın hastalık sürecinde kadınlara yönelik ev içi şiddete karşı önlem alınmadığını, bu süreçte polis ve bekçi şiddetinin de arttığını dile getirdi. Barutçu, “Bekçi ve polis herkesin gözünün önünde şiddet uyguluyor. Örgütlü halktan korkuluyor. Sistem bunu bildiği için faşizmi açıkça gösteriyor. Irkçılık, homofobi, Kürtlere yönelik saldırılar arttı. Halk tepki vermezse çürüme olacak. İnfaz yasası ile katilleri, kadına şiddet uygulayanları dışarı saldırlar. Yasalar erkek egemen sistemi korumak üzerine yapılıyor” dedi.
Melike Aydın/İzmir-Jinnews