Son 3 ayda 70 kadın katledildi. Kadın örgütleri ve kazanımları hedef oldu. Feminist avukat Nakıpoğlu, ‘Bir cinse yönelik sürekli bir katliam var’ diyerek, Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı’nı istifaya çağırdı
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını Türkiye’de 3’nci ayını geride bıraktı. İktidarın ‘Evde kal’ çağrıları ise kadınlar ve kazanımları için hedef haline geldi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, Mart-Nisan-Mayıs aylarında 70 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Av. Nakıpoğlu: Şiddet arttı
Salgın sürecinde kadınlara yönelik saldırıları ve ne anlama geldiğini konuştuğumuz Feminist Avukat Selin Nakıpoğlu, Türkiye’de var olan mevcut kadına yönelik şiddetin salgın sürecinde arttığına dikkat çekti. Kadınların salgın sürecinde kaderine terk edildiğini ifade eden Nakıpoğlu, yetkililerin bırakın kadına yönelik şiddeti önlemeyi buna dair herhangi bir açıklama bile yapmadığını, görevlerini yerine getirmeyerek, kadınları erkek şiddetiyle baş başa bıraktığını söyledi.
Şiddetle mücadele
Kadına yönelik şiddetin artmasına yönelik uyarılarda bulunan Nakıpoğlu, buna karşı çıkan kadın örgütlerinin dikkate alınmadığı gibi, saldırılara maruz kaldığına vurguladı. Salgın sürecine rağmen kadınların alanları terk etmediklerini, yaşananlara karşı çıktığını söyleyen Nakıpoğlu, kadına yönelik şiddetle mücadelenin bir devlet politikası haline gelmesi gerektiğini altını çizdi.
Türkiye’de kadına ve çocuğa yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın örgütleri ve STK’ların hedef haline getirilmesine dikkat çeken Nakıpoğlu, “Bunların kötülemek ve şeytanlaştırma politikası son 5 yılda sıkça karşılaştığımız bir durum haline geldi. Buda iktidarın herhangi bir muhalif sese tahammülü olmamasından kaynaklanıyor. Salgın sürecinde eğer iktidar kadın örgütlerini dinleseydi bu kriz yaşanmayabilirdi. İstanbul Sözleşmesi tam da bu noktada önemli bir yer ediniyor” dedi.
‘Cins kırımı yaşanıyor’
Türkiye’de salgın süreciyle birlikte artan şiddet ve cinayetlerin savaş koşullarını aratmadığını ifade eden Nakıpoğlu, “Rakamlar savaş rakamlarıdır. Bir savaş var sanki ve bir cinse yönelik sürekli bir katliam var. Sadece mevcut rakamlara baktığımızda bile bunun bir cins kırımı olduğunu görebiliyoruz. Nihayetinde en kutsal olan yaşam hakkı kadınların ellerinden alınıyor. Kaldı ki bizim ülkemizde bir veri toplama çalışması bile yok. Gerçek anlamıyla Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve cinayetler ne boyuttadır bilmiyoruz. Her gün kadınların katledildiği bir ülkede yaşananlara cins kırımı denilir” dedi.
İstifa çağrısı
Türkiye’de her şeyin çok sıradanlaştığını sözlerine ekleyen Nakıpoğlu, “Ciddi anlamda bir ses de çıkmıyor. Şiddeti ve cinayetleri önlemeyen Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın istifa etmesi gerekiyor. Çünkü görevini yerine getiremiyor. Yaşananlara dair tek bir açıklaması bile yok. Kadın örgütlerine cevap vermiyor. O nedenle izlenen politikalar ve çıkan sonuç bu ülkede kadınlara yönelik cins kırımı yaşatıldığını gösteriyor. Yaşananlar normal değil, buna alışmayacağız. Karşı çıkacağız” diye konuştu.
3 ayda neler oldu?
İstanbul Sözleşmesi uygulanmazken, 6284 sayılı kanun koronavirüs salgını kapsamında askıya alındı.
Kadına yönelik yaralama, şantaj, tehdit suçları ve çocuk pornogafisi yayınlayan erkeklerin yararlandığı İnfaz Yasası ise 14 Nisan 2020’de Meclis’te kabul edildi.
Rosa Kadın Derneği’ne 22 Mayıs’ta baskın düzenledi. Baskında Dernek Başkanı Adalet Kaya, kurucu üyeleri, Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivistleri ile HDP’li kadınlar gözaltına alınarak tutuklandı. Bu baskında Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi üyesi Havva Kıran da (65) gözaltına alınarak, daha sonra ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.
Meclis açılır açılmaz Demokratik Bölgeler Partisi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılıp tutuklandı. Tutuklanan isimlerden Berberoğlu ve Güven daha sonra tahliye edildi.
MA / Semra Turan