İngiltere’nin Bristol şehrinde köle taciri Edward Colston’un heykelini slogan ve alkışlarla Avon Nehri’ne atan eylemciler, hükümeti işaret ederek, ‘Bir heykele siyah hayatlardan daha çok değer biçiyorlar’ dediler
ABD’nni Minneapolis şehrinde George Floyd’un polis tarafından öldüürlmesinin ardından, ülkede başlayan ırkçılık karşıtı gösteriler tüm dünyaya yayıldı. Özellikle Avrupa’da birçok merkezde bir araya gelen yüz binlerce kişi Afrikalı siyahları köle olarak Avrupa’ya taşıyan köle taciri heykellerini hedef aldı.
İngiltere’nin güneybatısındaki Bristol’de düzenlenen “Siyah hayatlar önemlidir (Black Lives Matters-BLM)” eylemlerinde köle taciri Edward Colston’un heykeli slogan ve alkışlar eşliğinde devrilerek Avon Nehri’ne atıldı.
Belçika’da Anvers şehri yetkilileri protestolar sonucunda kolonici ve siyahlara zulmün simgesi Kral 2. Leopold’un heykelini kaldırmak zorunda kaldı. Oxford Üniversitesi’nde öğrenciler, büyük bir kitleyle sömürgeci Cecil Rodos’un heykeli kaldırılması için eylemlerine devam ediyor. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, kentte köle tacirliğiyle ilişkilendirilebilecek tüm heykellerin gözden geçirilmesi talimatı verdi.
Bristol’de heykeli yıkan BLM oluşumu, eylemlerini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Eylül Deniz Yaşar’a anlattı.
‘Herkes bu eylemde bir aradaydı’
BLM kampanya organizatörü Yvonne Maina, BLM’yi “Bristol’da yaşayan bir grup yabancının ortak eylemler için bir araya gelmesi” olarak tanımlarken, Colston heykelinin yıkılmasına ilişkin “Zaten planlanan protestoları daha planlı hale getirmeye karar verdik, bu yüzden bir araya geldik ve sonuç çılgınca oldu. Artık yaşananlardan inanılmaz derecede bunaldık. Ve şimdi hepimiz tarih yazmış gibi hissediyoruz, aldığımız destek mesajları harika” dedi.
Bristol halkının eylemde adeta kenetlendiğine dikkati çeken Maina, “Sanki bir bütün olmuştuk, herkes bu eylemde bir aradaydı. Ortaya çıkan enerji akıl almaz boyuttaydı” diye belirtti.
‘İnsanların yaşamaları için savaşın’
Colston’un heykelinin yıkılmasıyla patlayan öfke dalgasının, İngiltere’de var olan ırkçılık sorunu ile bağlarına işaret eden Maina, “Birleşik Krallık (UK) oldukça ırkçıdır. Bu belki ilk bakışta hemen fark edilmiyor ama birçok hayatı mahvetti ve pek çok insanın elinden fırsatlarını çaldı. Halk arasında kenetlenme ve büyük bir enerjiyi beraberinde getiren eylemlerin hükümetteki karşılığı ise oldukça farklı yönde oldu. Hükümetin tepkisi korkunç oldu. Onların bir siyah hayat kaybedildiğinde gururlarının bu kadar zedelendiğini hiç görmedim. Bir heykele siyah hayatlardan daha çok değer biçiyorlar” ifadelerini kullandı.
BLM-Bristol adına İngiltere’den Türkiye’ye ve tüm dünyaya “Doğru şudur diyenler için değil, haklarınız için savaşın” mesajı vermek istediklerini söyleyen Maina, “Özünde sizin çıkarlarınızı barındırmayan şirketlerin savaşını vermeyin, çünkü onlar sizin haklarınızı çalmaya devam edecekler. Etrafınızdaki insanların yaşamları için savaşın” şeklinde konuştu.
‘Çok güçlü bir andı’
Bristol’de yaşayan bir serbest fotoğrafçı ve müzisyen olan Cameron James de, 7 Haziran’da fotoğraf makinesini alarak Colston Bulvarı’ndaki eylemlere dahil olduğunu anlattı. Çektiği fotoğraflar üzerinden kendisine ulaştığımız James, heykelin devrilme anında yaşadığı hisleri, “Özellikle Bristol’daki köle ticaretinde oynadığı devasa rolle ünlü olan bir adam olan Edward Colston’ın hala şehrin yoksulları için bir tehdit anlamına gelen heykeli yıkıldığında, bu muhteşem bir andı. Yaşananlar gayet doğaldı ve tüm dünyanın uzun zamandır haykırdığı, siyahların uzun zamandır haykırdığı gerçek bir değişimdi bu. Sonunda sesimiz duyuluyordu. Bazıları kötülese de, bazıları harika dese de bence kesinlikle muhteşemdi, çok duygusaldı. Güzel bir andı, çok güçlü bir andı. Dürüstçe söylemek gerekirse siyah ve beyaz insanları bir arada ve davamıza verilen tüm o desteği görmek güzeldi” şeklinde tarif etti.
James, eyleme dahil olma nedenini şöyle anlattı: “Bir melez olarak yetiştirildim ve 17-18 yaşına geldiğim zaman bu toplumda siyah bir adam olmakla ve bize nasıl bakıldığıyla yüzleştim, bu zordu. Bu protestoya gitmek, ister burada ister suyun öteki tarafında, dünyanın herhangi bir yerinde olsun benim gibi gözüken ve aslında sadece bir zamanlar beyaz olanlar tarafından aşağı değerde görüldükleri için marjinalize edilmiş insanlarla dayanışma içinde durduğumu gösteren bir tavırdı.”
‘Çocuklarımızın bizimle aynı şeyler için kavga vermelerini istemiyoruz’
Colston heykelinin 1895’ten beri Bristol şehir merkezinde yer aldığını kaydeden James, kent sakinlerinin yıllardır heykelin kaldırılması için kampanyalar düzenledikleri ve imza topladıkları bilgisini paylaştı. Eylem gününde ortaya çıkan öfkenin anlık olmadığına vurgu yapan James, “Sanırım artık Bristol halkına, köle parasıyla şehrin inşa edilmesini sağlayan bu köleciyi ağırlamaktan gına gelmişti” dedi. Heykelin yıkımını imparatorlukların yıkılmasına benzeten James, “En sonunda insanların yaptığı ya dinlemektir ya da bir şeyleri kendi ellerine almaktır. İmparatorların sonu da tipik olarak insanlar kendilerine söyleneni dinlemeyi bırakıp, artık yeter dediğinde ve kendileri için en iyiyi yapmaya başladıklarında gelir. Roma’da olan da, bütün büyük imparatorluklarda olan da buydu” diye aktardı.
Eylemle birlikte kendilerine olan saygının arttığını söyleyen James, “Umarım daha parlak bir gelecek yaratacak bir şeye dönüşür. Çünkü uğruna asıl savaştığımız şey bu. Çocuklarımızın bizimle aynı şeyler için kavga vermelerini istemiyoruz” dedi.
‘Bu anın şiddetle bir alakası yoktu’
Heykelin devrildiği ana dair izlenimlerini paylaşan Bristollü moda tasarımcısı Alexandra King da, “Yürüyüş sistematik ırkçılığa karşı çıkan her yaştan, her renkten ve dinden insanla dolup taşıyordu. Bu eyleme katıldığım için kendimle gurur duyuyorum. Köle taciri Colston’un heykeli siyah insanlara sistematik ırkçılığı, halklarının tarihten nasıl silindiğini ve eğer yeterince para öderseniz cinayetten nasıl paçayı yırtabileceğinizi hatırlatıyordu. Kaldırılması konusunda yerel yönetim yıllarca çekişme yarattı. Sonunda gençler işi halletti” ifadelerini kullandı.
Heykelin yıkılma anının, bazı medya organlarının lanse ettiğinin aksine “neşe dolu” olduğunu ifade eden King, “Önce gençler tepeye tırmandı ve heykeli iplerle bağladılar ve aşağıda pek çok farklı kültürel mirastan gelen insan hep birlikte heykeli çekerek, kaidesinden kopardılar. Bu olurken polisler kenarda bekliyordu. Kalabalık mutluluk ve neşe içindeydi. Bu anın şiddetle bir alakası yoktu” diye aktardı.