Kürt sanatçı Hozan Cane, 2018’den beri HDP’nin seçim çalışmasına destek verdiği için tutuklanmadı. Cane, hem TRT Şeş ile çalışmayı reddetmiş, hem de 2014 yılında, Ezidi soykırımına dair bir film çekmişti
Gül Güzel
Cane ile olan mesafeli ilişkimiz, ilerdeki süreçte birdenbire çok değişti ve Cane’yi sevmenin ötesinde takdir edip, muhabbetle sahiplendim. Malum, Erdoğan, seçim hesaplarını da hesaba katarak, Med TV, Roj TV gibi Kürt televizyon kanallarına karşı alternatif yaratmak için TRT- 6 adlı televizyon kanalı çalışmalarına başlamıştı. Bu kanalda çalışacak birçok Kürt aydın, sunucu ve sanatçılarına çalışma teklifinde bulunulmuştu. Bu teklife koşarak gidenleri biliyoruz ve isimlerini söylemeye de gerek yok. Ama Hozan Cane, bu teklifi reddedenlerdendi. Çünkü, hem kadınlık bilincine sahip, hem de halkının özgürlük mücadelesinin bilincindeydi.
Cane’nin bu kararından sonra, o pek de sevmediğim sesini, çok ama çok sevmeye başladım. Bunun ardından, Stuttgart’taki bir programa geldiğinde, “Cane gel seni kucaklamak, kutlamak ve öpmek istiyorum!’’ dediğimde, Hozan Cane benim bu yaklaşımıma biraz da şaşırmış,’ “Hevale Gule, sahiden mi?’’ diye sormuştu. Ben de, “Evet. Çünkü senin verdiğin o karar, benim seni sevmekten öte başımın tacı yapmama yeterli oldu’’ dedim ve o zaman birbirimize sımsıkı sarılmıştık. O olaydan sonra Hozan Cane’yi hep takdir ve sevgiyle izledim, dinledim, dinliyorum. Takdir etmemin nedeni ise Hozan Cane’nin aynı zamanda feodal bağları yıkan bir kadın olmasıydı.
İkili sohbetlerimizde, “Erzurumlu bir kadın ve ses sanatçısı olmak çok zor. Toplumun sanatçı kadınlara yaklaşımı imha edici. İnan ki, sanat ve etnik kimliğim için verdiğim mücadelenin iki katı mücadeleyi ailem çevresinde kadın kimliğim için vermek zorundayım. Ama bize özgürlük hareketinin açtığı yolda, kadın sanatçı olarak da feodal toplum içindeki özgürlüğümün mücadelesini veriyorum” diyordu.
Öç almak için tutuklandı
Hozan Cane, 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim kampanyasına gönüllü destek vermek amacıyla Edirne’ye gitti ve orada gözaltına alındı. Seçim çalışmalarına katılması bahane edilerek, 26 Haziran 2018 günü “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı.
Tutuklanmasının ardından, “terörist örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl, 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezaya çarptırılmasına sebep, sadece seçim çalışmalarında HDP’yi desteklemesi değildi.
Hozan Cane, hem TRT-6 ile çalışmayı reddetmiş, hem de 2014 yılında, Ezidi soykırımına dair bir film çekmişti. Edirne F Tipi Cezaevi’ne götürülen Hozan Cane, sosyal medya hesabından o zaman yaptığı açıklamada, “Mahkemeye çıkarıldım, Şengal’de yönetmenliğini ve oyunculuğunu yaptığım, ‘Şengal 74’ filmindeki görüntülerden dolayı tutuklandım’’ demişti. Bu film, 2014 yılında, Federe Kürdistan Şengal’de olan savaşın ve vahşetin, içeriğini birebir gerçek bir hikâye üzerinden anlatan bir filmdi. Kürt Ezidilerin ve diğer insanların IŞİD çetelerince nasıl yakıldığını, tutuklandığını, kaçırıldığını, tecavüze uğradığını, Hozan Cane’nin kendi Kürt kimliğini de yansıttığı ve hayatını hiçe sayarak, orada bulunup, anlattığı bir filmdi.
Cannes’da gösterildi
Köln Cinedom sinemasındaki tanıtım gösteriminin ardından “74’th Genocide Sengel” adıyla 2016 yılında, Cannes Film Festivali’nde de gösterildi. Aynı yıl Monaco Charity Film Festivali’nde ve ardından da 2017 Süleymaniye Uluslararası Film Festivali’nde ödül aldı. İşte bu filmi çekmiş olması ve TRT-6’da çalışmayı reddetmesi nedenleriyle; Hozan Cane, Alman vatandaşı olmasına rağmen verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. Almanya yetkililerin de şu ana kadar Alman vatandaşı olan Hozan Cane’nin (Saide İnaç) Türkiye’de tutuklanmış olmasına dair takdire şayan bir çalışmasını maalesef henüz görmedik…