Diyarbakırlı erkekler infaz düzenlemesi ve cinsel istismar affı hazırlıklarına ilişkin konuştu: Çıkarlarsa aynı suçu yine işlerler
AKP ve MHP ittifakının Meclis’ten geçirmek istediği “cinsel istismar affı” yasa tasarısının geri çekilmesi ve bir daha Meclis gündemine gelmemesi için kadınlar büyük mücadeleler yürütürken, toplumun birçok kesiminden bu tasarıya tepki gelmeye devam ediyor.
Kadınların tepkilerinin yanında erkekler ne düşünüyor? Diyarbakır’da konuya ilişkin mikrofon uzatılan erkekler de bu tasarının taciz ve tecavüzün önünü açabileceğini belirterek, Meclis’e getirilmemesi için çağrıda bulundu.
Bayram Bakışkan düşüncelerini söyle dile getirdi: “Devlet bunu kendi çıkarları doğrultusunda yapıyor. Bunun farkındayız. Cezaevinden çıkanların da son süreçte neler yaptığını gördük. Çıktığı gibi eşini öldüren oldu, çocuğuna tecavüze yeltenen oldu. Buna çözüm bulamıyorlar. İnsan hakları sisteminden dem vurup hiçbir şekilde insan haklarından nasibini almamış insanlar hükümetteyse sonumuz böyle olur. Öyle bir sistemde yaşıyoruz ki, kim saldırırsa saldırılan suçlanır. Zulmeden, saldıran hiçbir zaman suçlu olmaz. Biz halk olarak buna sessiz kalmamalıyız. Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır. Biz başa getiriyorsak indirmesini de bilmemiz lazım. Bunu da bireysel olarak değil, toplum olarak yapmamız lazım.”
Yapılanın çok yanlış olduğunu söyleyen Şehabettin Uğur, “Küçük çocuğun evlendirilmesi kabul edilemez bir şey. Her zaman mağdurun yanında olmak ve ona destek çıkmak gerekiyor” diye konuştu.
‘Kaosa yol açar’
Mesut Gever, şunları söyledi: “Dine baktığımız zaman 14 yaşına gelen bir çocuğun evlendirilmesi gerekir. Cinsel istismar denildiğinde aklımıza direkt olarak kadın geliyor. Bu yanlış bir algıdır çünkü bu bir insanlık sorunudur. Kirli zihniyet burada başlıyor. Anayasaya bakıldığında ise, 18 yaşına gelmiş birinin evlenebileceği görülüyor. Bunların yasalarla değil ahlaki çerçeveyle belirtilmesi gerekiyor. Cezaevlerinden kadın ve çocuk tacizcilerinin ve katillerinin bırakılması bir kaosa yol açar. Çıkan kişinin aynı şeyi yeniden yapmayacağı nerden bilinebilir? Nitekim bunun örneğini de gördük. Cezaevinden tahliye edilen kişi eşini öldürdü. Taciz ve tecavüzcülerin bu suçları işlemesinin önü kapatılmalı. Bu doğrultuda yasalar çıkarılmalı. Dilini savunan insanların çıkmayıp tacizci ve tecavüzcülerin çıkması büyük bir sorundur. Buna ilişkin tepki gösterilmesi gerekiyor. Bazı suçlar sadece mağdurun affetmesini bekler, onun dışında kimsenin affetme yetkisi yoktur.”
Taciz ve tecavüzcülerin cezaevinden çıkmaması gerektiğini söyleyen Ahmet Akçayır, “Bu insanlar cemiyete zararlı insanlardır. Dinimizde de kabul edilmeyecek bir şeydir bu. Kadın ve çocuklara tecavüz etmek ağır suçlardır ve bu suçlular bırakılmamalıdırlar” dedi.
“Devlet taciz ve tecavüz suçlarını affetse bile biz affetmeyiz” diyerek tepkisini gösteren Yılmaz Şimşek de, taciz ve tecavüzcülerin bırakılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.
‘Tekrar suç işlerler’
Mevlüt Gençer de şöyle konuştu: “Taciz ve tecavüz suçlularının içerde olmak yerine dışarda olmaları toplum açısından sağlıklı değil. Bunların cezaevinden çıkmasına karşıyız. Bunlar dışarı çıkarsa aynı suçu tekrar işleyecekler. Bu toplumsal bir sorundur. Toplum el birliğiyle buna karşı çıkmalıdır.” Ülkede adaletin olmadığını belirten Hüsamettin Şen, çocuk ve kadınlara tecavüz edenlerin bırakılmasının kabul edilecek bir şey olmadığını ifade etti. Şen, “Onların bırakılması zorumuza gidiyor” dedi.
Sıdık Üveyn tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Böyle bir şey olamaz. Meclis’e gelmesi bile yanlıştır. Bu konunun gündeme gelmesi bile bir kriz. Bu affın çıkması tekrar yaşanmasının önünü açar. Yapan kişi nasıl olsa yine affedilirim mantığıyla yaklaşarak bir daha yapar.”
‘İnsanlık suçu’
Evren Kılınç da “Taciz ve tecavüz insanlık suçudur. Değil affedilmesi tartışılmasını bile doğru bulmuyorum. Bu toplumsal bir sorundur. Meclis’in bu konuda alacağı karar çok önemli. Bunları toplumda ruh sağlığı bozuk insanlar olarak adlandırıyoruz. Bunlar başka insanların haklarını gözetmeden saldırıda bulunuyor” dedi.
“Cinsel istismar suçlularının tahliye edilmesini istemiyoruz” diyen Abdulbasıt Özen, “Bu insanların çıkması demek aynı suçları tekrar işlemesi demektir. Cezalarını çekmeleri gerekiyor. Bu insanlar bırakılmamalıdır” diye konuştu.
JINNEWS/DİYARBAKIR