Batman Cezaevi’nde yaşanan isyanın ardından tutukluların Diyarbakır Cezaevi’ne sevk edilmesine ilişkin Hak İnisiyatifi Temsilciliği rapor hazırladı. Raporda, tutukluların işkence ve kötü muameleye uğradığı yer aldı
Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciliği, Batman M Tipi Cezaevi’nde 4 Nisan’da yaşanan isyanın ardında tutukluların Diyarbakır 4 Nolu T Tipi Cezaevi’ne nakil edildikleri sırada işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı yönündeki iddialara ilişkin rapor hazırladı.
Raporun, tutuklu ve hükümlülere kötü muamele edildiği, nakledildikleri cezaevi koşullarının yetersiz olduğu ve ciddi sorunlar barındırdığı bilgisi üzerine hazırlandığı belirtildi. Söz konusu iddiaların yerinde araştırılıp gözlemlenmesi için olay gününde mahpus olan Yunus Güneş, Muhammed Nur Ak, Rıdvan Neylüfer ve İdris Ayış’la görüşmeler yapıldığı kaydedildi.
İddialar
Raporda olaylara ilişkin şu iddialara yer verildi: “Nakil esnasında ve kabul süresince tutuklu ve hükümlerin darp edildiği, Nakil sonrası kişisel eşyaların çoğunun verilmediği, verilenlerin ise kullanılamaz halde verildiği, mahpusların kıyafetlerinin sadece iç çamaşır kalacak şekilde uzun bir mesafe (X ray cihazına kadar) elbiseleri taşıtılarak yürütüldükleri bütün bu işlemler sırasında cezaevi görevlileri tarafından keyfi darp ve cebire maruz kaldıkları ve bu suretle kötü muamele yapıldığı, Mahkûm haklarından şikâyet ve görüşme haklarının ihlal edildiği, Nakil tarihinden sonraki bir tarihte (08.05.2020) darp ve cebir iddiaları, Mahkûmların temel haklarından olan sağlık ve tedavi haklarının ihlal edildiği”
Cop, tekme, tokat, darp…
Tutuklu Yusuf Güneş’in olay gününe ilişkin anlatımlarına yer verilen raporda, “Hükümlü Yunus GÜNEŞ Batman M Tipi Cezaevi’nde 04.04.2020 tarihinde bazı tutuklu ve hükümlülerin isyan çıkardığını, kendisinin tek kişilik odada kaldığını, olay günü sadece sesler duyduğunu, isyana müdahale bittikten sonra cezaevi görevlileri tarafından yanına gelindiğini, eşyalarının toplamasını, nakil edileceği bilgisi verildiğini ve hiçbir şekilde isyana dâhil olmadığını, bu durumun Batman Cezaevi personeli tarafından bilindiğini fakat diğer tutuklu ve hükümlüler ile birlikte Diyarbakır 4 No’lu Cezaevine nakil edildiğini belirtmiştir. Akabinde cezaevi mahkûm kabul bölümüne getirildiklerini, burada cezaevi görevlileri tarafından tutuklu ve hükümlülerin iç çamaşırı dışındaki tüm elbiselerini çıkartmaları istendiğini, arkaları dönük şekilde bekletildiğini, çıkartmayı istemeyenlere ağır müdahalelerde bulunulduğunu, mahkûmların bu sırada cop, tekme, tokat ile de darp edildiğini, elbiselerini çıkaran mahkûmların elbiselerini X-RAY cihazına kadar bu şekilde elbiseleri taşıttıklarını, mahkûmlar koğuşlara alınana kadar bu şekilde bekletildiğini, burada kendisine cezaevi görevlileri tarafından müdahale edildiğini, ayaklarına ve sırtına cop darbesi aldığını, bazı mahkûmların dişlerinin kırıldığını, yüzlerinden ve kafalarından yara aldıklarını fakat geldiklerinden beri 35 gün geçmiş olmasına rağmen revire hiç çıkarılmadıklarını bu yüzden darp raporu alamadıklarını belirtmiştir” denildi.
Başsavcı yalanladı
Raporda, ayrıca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz ile işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin yapılan görüşmelere yer verildi. 2 Haziran tarihinde yapılan görüşmeye ilişkin, “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz, Nakil esnasında kötü muamele ve işkence iddialarına ilişkin 2020/18835 esas sayılı soruşturma başlatıldığını, soruşturma kapsamında tüm kamera kayıtlarının titizlikle incelendiğini, görüntüleri bizzat kendisinin de incelediğini dile getirmiştir. Konuya ilişkin detaylı ve kapsamlı bilirkişi raporu alındığı, herhangi bir kötü muamele ve işkence emaresi bulunmadığından ve aldırılan raporun sonucunda işkence iddialarının gerçek olmadığı durumunun ortaya çıkmasından ötürü soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiğini belirtilmiştir. Mahkumun sağlık kontrolünden geçtiğini 16 mahkumun darp raporunu aldıklarını ve alınan rapordaki bahse konu işkence-kötü muamele hususlarının ise Batman Cezaevinde yaşanan isyanı bastırma esnasında gerçekleşen arbede de yaşandığını, kasti bir işkence vakasının olmadığını, bu olaylara ilişkin Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturmaların mevcut olduğu hususlarını belirtmiştir” denildi.
Sonuç
Raporun sonuç kısmında şu ifadeler kullanıldı: “Yukarıda ayrıntılı olarak yer verilen mahpus görüşmeleri ile araştırmacı ve rapor heyetinin değerlendirmeleri neticesinde başta Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Hakları Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, iç hukukta ise Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna muhalefet edildiği, iç hukuk ve uluslararası hukukta ittifakla korunan temel hak ve hürriyetlerden işkence ve kötü muameleye uğramama hakkının temel düzeyde ihlal edildiği kanaati oluşmuştur. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 53. maddesinin keyfi olarak uygulanmadığı, İnfaz Hâkimliği Kanununun, şikâyeti düzenleyen maddelerinde tanınan kanuni hakların kullandırılmasına sistematik olarak engel olunduğu, bu şikâyetlerden dolayı başvurulabilecek etkili bir iç hukuk yolunun bulunmadığı yine iddialar doğrultusunda tespit edilmiştir. Yeni benzer vakaların yaşanmaması için yetkilileri yasal düzenlemeler yapmaya, mevcut yasal düzenlemelerin uygulaması için gerekli denetim mekanizmaları kurmaya ve toplumun hassas olduğu bu gibi ortak yaşam alanlarının ceza üstüne cezalandırma doğurmayacak düzenlemeler ve uygulamalar ile yönetilmesi gerektiğini belirtiyoruz.”
Raporda talepler ise şu şekilde sıralandı:
“*Rapora konu iddialar nedeniyle Diyarbakır 4 Nolu T Tipi Cezaevinde 5 Nisan 2020 ve 8 Mayıs 2020 tarihleri arasındaki kamera kayıtlarının delil olarak muhafaza altına alınmasını,
*İşkence ve kötü muamele iddiası nedeniyle İstanbul Protokolü ilkelerine dayalı olarak Adalet Bakanlığı tarafından idari soruşturma ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cezai soruşturma başlatılarak başta ‘İlker’ olarak adı bildirilen cezaevi çalışanı olmak üzere nakil sonrasında cezaevinde görevli tüm kişilerin ve mahpuslardan şikâyetçi ve görgü tanıklarının beyanları alınarak işkence, darp, cebir, kötü muamele ve görevi kötüye kullanma suçlarını işledikleri tespit edilen ve edilecek kişiler hakkında gerekli soruşturmaların etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini,
*İddiaların vahameti nedeniyle soruşturmanın selameti açısından ilgili cezaevinde nakil sonrasına görevli ve rapora konu iddialardaki eylemlerle ilgisi olduğundan şüphe edilen kişilerin açığa alınmalarını,
*Rapora konu nakil olayı nedeniyle fiziksel veya psikolojik şiddete uğradığını beyan eden mahpusların gerekli muayene ve kontrolden geçirilerek şikâyetlerinin alınmasını, mahpuslardan talep edenlere ve ihtiyacı olanlara gerekli tedavilerin sağlanmasını,
*Rapora konu iddialar nedeniyle 05.05.2020 tarihinde yapılan açıklamanın da dikkate alınarak sorumlu ve yetkili kurum veya kurumlarca kamuoyunu bilgilendirici mahiyette açıklama yapılmasını ve benzer mahiyette olayların yaşanmaması adına ne gibi tedbirlerin alındığının açıklanmasını,
* Mahpusların şikâyetlerinin ve iletişim taleplerinin zamanında değerlendirilmeye alınıp alınmadığını denetleyen bir sistemin kurulmasını,
* Ailelerin mahpuslarla yapacağı görüşleri eziyet olmaktan çıkaracak kolaylaştırıcı tedbirin alınması ve imkânların sağlanmasını talep ederiz.”
DİYARBAKIR