5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Türkiye’nin birçok noktasında açıklama yapan çevre örgütleri, ‘Ekolojik yıkıma karşı doğayı ve yaşamı savunuyoruz’ diyerek ortak mücadelesiyle çağrısında bulundular
Ekoloji ve çevre örgütleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Türkiye’nin birçok noktasında bir araya gelerek açıklama yaptılar. Örgütler kapitalizmin doğayı yok ettiğini söyleyerek, yaşanılabilir bir dünya için ortak mücadele çağrısında bulundular.
‘Gezi’nin verdiği güçle…’
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Abidin Dino Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “Rant için doğanın talan edilmesine son verilmelidir. Doğamızı, hayatımızı savunmaya hep birlikte devam edeceğiz. 5 Haziran; çevre, ekoloji, hayat için mücadele günüdür” pankartının açıldığı eylemde Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri Cemil Özen basın metnini okudu. Kapitalist sistemin sadece insanlığı değil bütün canlıları yok oluşa sürüklediğini ifade eden Özen, doğal süreçler sonucu meydana gelen tür yok oluşlarının hızının 10 bin kat daha fazla artığını dile getirdi.
Bugünlerde çokça söz edilen normalleşmenin doğadaki problemin asıl kaynağı olduğunu belirten Özen, “Gezi direnişi tarihimizin en büyük ekolojik direnişiydi. Yaktığı ateş bu topraklarda umudun hiç bitmeyeceğine dair inancımızı artırarak, bu toprakların üç beş rantçıya değil, yaşayan bütün canlılara ait olduğunu bir kez daha gösterdi. Gezi direnişinin verdiği güçle toplumsal yaşamın her alanında katılımcı demokrasiyi savunan, özgürlüğü, barışı ve eşitliği arzulayan doğaya yaşam alanlarına tüm canlılara sorumluluğun farkında olan herkesin ortak mücadelesiyle doğa talancılarını karşı durabileceğimizin farkındayız” dedi.
Mardin’den açıklama
Mardin Emek ve Demokrasi Güçleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) binası önünde açıklama yaptı. Sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı açıklamada, Mardin Ekoloji Derneği Başkanı Vahap Irmak konuştu. Irmak, 5 Haziran’ın kutlama günü değil, mücadele günü-haftası olduğunu söyledi. Ekolojik yıkımın katmerleşerek arttığını belirten Irmak, sermaye tarafından 5 Haziran’ın günah çıkarma günü olarak kutlandığını vurguladı. Bu yıl 5 Haziran’ın pandemi sürecinde karşılandığını belirten Irmak, “Kapitalist sistemin üretim ve tüketim süreci devam ettiği sürece bu tarz virüslerin ortaya çıkacağı aşikardır. Covid-19 kapitalist sistemin neden olduğu ilk pandemi olmadığı gibi son pandemi de olmayacaktır” dedi.
Van Çevre Derneği: Herkese önemli görevler düşüyor
Van Çevre Derneği (ÇEV-DER), 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle açıklama yaptı. Dernekte yapılan açıklamada konuşan ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, Van Gölü’nün durumuna dikkati çekerek, herkese bu konuda önemli görevler düştüğünü söyledi.
‘Yaklaşık bir milyon ikiyüzbin insanın yaşadığı Van Denizi havzasının kanalizasyonlarının biyolojik arıtma yapılarak atıklar enerjiye dönüştürülmeli’ diyen Kalçık, ‘Merkezi hükümet tarafından Van Gölü Koruma Kanunu çıkarılmalı, bağlı akarsu, dere, kanal bağlantılarının deniz bağlantılarının evsel atıkların, denize girmemesi bariyer, çorap vb yöntemlerle engellenmeli filtre ve ıslah edilmeli. 3621 Sayılı Kanunun gereği tüm sahiller, tüm vatandaşlara açılarak 100 metrelik kıyı kenar çizgisine uyumalı, KAÇAK SARAY ve benzeri yapıların önüne geçilmeli. Van denizine akan irili ufaklı onlarca akarsu arıtılmalı. Günlük olarak kişi başına 1.3 kilogram evsel atık üretilmektedir. Van merkezde günlük 700 ton çöp oluşmaktadır. Vahşi depolama yerine geri dönüşüm yapılarak sıfır atık olarak değerlendirilmelidir. Bunun yanında tıbbı atıklar teknik ve yönetmeliklere göre ıslah edilmelidir. Hayatın her alanında duyarlı insan topluluğu yetiştirerek çocuklarımıza temiz ve yaşanabilir bir gelecek bırakabiliriz’ açıklamasında bulundu.
Ekoloji Birliği Kadıköy’de toplandı
Ekoloji Birliği İstanbul bileşenleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir araya geldikleri Kadıköy Süreyya Operası önünde açıklama yaptı. “Ekolojik yıkıma karşı doğayı ve yaşamı savunuyoruz “ pankart açan birlik üyeleri adına hazırlanan basın metnini Tuğçe Özçelik okudu.
Birleşmiş Milletler’in 1972 yılında 133 ülkenin katılımıyla çevre konferansı düzenleyerek 5 Haziran’ı ‘Dünya Çevre Günü’ olarak kabul ettiğini hatırlatan Özçelik, 1-5 Haziran haftasının yine Türkiye’de ‘Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası’ olarak kutlandığını belirtti. Özçelik, “Ekolojik yıkımların dünyayı üzerinde yaşanılamaz bir gezegen haline getirmeye doğru hızla yol aldığı bir süreçte ‘Çevre Günü’ kutlaması ne kadar anlamlı?” diye sordu.
Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası’nı bu yıl 31 Mayıs gününden başlattıklarını dile getiren Özçelik, nedeni ise şöyle açıkladı: “31 Mayıs, hem Karadeniz’de HES’lere karşı mücadelenin öncü isimlerinden Metin Lokumcu’nun öldürüldüğü hem de milyonların çevre ve demokrasi için sokaklara döküldüğü Gezi Direnişi’nin başlangıç günü” diye belirti.
GDO, HES, maden atıkları…
Tarım alanlarının şirketlere satıldığı ve küçük aile çiftçiliklerinin yok edildiğini vurgulayan Özçelik, “Atalık tohumlarımız yok ediliyor, üretici GDO’lu ve hibrit tohumlara mecbur bırakılıyor. Tarım ilaçları ile sofralarımız zehirleniyor. Gelecek nesillerin sağlıksız bir toplum haline gelmesinin önü açılıyor” ifadelerini kullandı. Özçelik, aynı havayı, toprağı paylaştıkları hayvanların yaşam alanlarının yok edildiğini, yaşam kaynağı olan suların Hidroelektrik Santrali (HES) projeleriyle hapsedildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Kıyılarımıza, göllerimize, ayakkabıyla bile girilmemesi gereken kumsallarımıza iş makineleri sokuluyor. Akarsularımız, derelerimiz, sanayi ve maden atıklarının boşaltıldığı, şirketlerin birer kanalizasyon kanalı haline getiriliyor. Derelerde, göllerde, denizlerde yaşayan binlerce tür yok oluyor.”
‘İnsan onuruna yaraşır bir yaşamı birlikte kuracağız’
Geçmişle bugünün bağını kurdukları doğal ve kültürel alanların rant için yok edildiğine ve korunan alanlarla ilgili yasaların değiştirildiğine de dikkat çeken Özçelik, ülkenin her yerinde yanan direniş ateşleriyle yaşam mücadelesinin bitmeyeceğinin ortaya konulduğunu vurguladı.
Ekoloji Birliği’nin bu yanan direniş ateşlerinin büyütme çabasıyla kurulduğunu söyleyen Özçelik, “Gücümüzü birleştirerek tüm bu talan ve yıkım politikalarına karşı direnip doğayla barışık, insan onuruna yaraşır bir yaşamı hep birlikte kuracağız. Bunun için ekoloji mücadelesiyle emek ve demokrasi mücadelesinin, kadın ve LGBT+ hareketinin, hayvan hakları savunucularının birleşmesi, ortaklaşması gerektiğinin altını bir kez daha kalın harflerle çiziyoruz” dedi. Açıklama alkışlar eşliğinde son buldu.
KAYNAK: MA