Bekçilerin yetkilerini genişletmeyi öngören yasa teklifine dair konuşan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bekçilere yeni tanınacak haklar ile iktidarın toplum üzerindeki baskıları arttırmak istediğini vurguladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan ve bekçilerin yetkilerini genişletmeyi öngören yasa teklifine dair konuştu. Oluç, bekçiler yasa teklifinin getirildiği sürece değinerek, “Otoriter yönetimlerde toplumlar sessizliğe zorlanır, muhalif seslerden hoşlanılmaz, eleştiriye tahammül gösterilmez. Yönetilenler, ezilmişler, dışlanmışlar otoriter rejimlerde konuşamazlar, konuşsalar bile seslerini duyuramazlar” dedi.
Oluç’un konuşmasının satır başları şöyle:
“Hukuk devleti değil, polis devleti örnekleri pandemi döneminde bile sürdü; tuhaf ötesi bir şey. Örneğin, bayram sürecinde sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle polisler ve bekçiler birçok yerde yurttaşlara yasağı gerekçe göstererek şiddet uyguladı. İçişleri Bakanlığı kimi olayda fail polisleri açığa aldığını belirten açıklamalar yaptı ama bunların göstermelik olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Türkiye İnsan Hakları Vakfı, 11 Mart 11 Mayıs arasındaki yani bayram öncesi dönem için yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı ve diyor ki : ‘Covid salgınıyla mücadele kapsamında alınan sokağa çıkma yasaklarına ve diğer tedbirlere uymadıkları gerekçesiyle 58’i polis, bekçi tarafından; 3’üde belediye zabıtaları tarafından olmak üzere 61 kişi şiddete, işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 2 kişi de maruz kaldığı şiddet sonucu hastaneye kaldırıldı. Nedir bunlar? Bunlar iktidarın yeni normalinin ipuçlarıdır. Bu uygulamalar toplumda bir korku ve tehdit yaratmaya dönüktür.”
Tanınan haklar
“Şimdi, neden bekçiler bir kez daha gündeme geldi? 256 bin polis var, 190 bin jandarma var, yaklaşık rakamları söylüyorum. 21 bin bekçi oldu. Toplamda 467 bine yakın bir İçişleri Bakanlığı ordusu var. Yeni tahkimat hevesi neden? Soruyoruz ‘Ne oluyor?’ Bu soruyu sormayalım mı yani muhalefet olarak? İşte bu koşullarda bekçileri tartışıyoruz. Peki, yeni kanun teklifi ne öngörüyor? Yeni bir paralel kolluk, çok açık. Bekçiler zor ve silah kullanma yetkisine sahip olacak, kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri alacak, makul -buna geleceğiz biraz sonra- bir gerekçeyle durdurma yetkisini kullanacak, kimlik veya diğer belgeleri isteyebilecek, kişinin şüphe uyandırması durumunda üst araması yapabilecek, araçlarının görünmeyen bölümlerinin açılmasını isteyecek. Kim yapacak bütün bunları? Eğitimsiz bekçiler yapacak.”
‘Toplum açısından sıkıntılı’
“Nihayetinde karşı karşıya olduğumuz gerçeklik şudur: Bekçilik sisteminin kurumsallaşması ve yoğunlaşmasıyla birlikte toplum üzerindeki baskı artırılmak, iktidarın bekasını korumasının araçları oluşturulmak, Türkiye’de hukuk devleti daha fazla aşındırılmak, toplumsal taleplerin şiddetle bastırılması için zeminler yaratılmak istenmektedir. Dolayısıyla, Meclisin bugün asıl konuşması gereken, OHAL kalktıktan sonra dâhi ısrarla başvurulan antidemokratik uygulamalara son verilmesidir çünkü güvenlik bahanesi bu ülkede daha fazla güvenliği değil, daha fazla tahakkümü ve güvencesizliği getirmektedir. Bu kanun teklifinin bu hâliyle geçmesinin toplum açısından çok büyük bir sıkıntı yaratacağını bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
ANKARA