ÖHD’nin paylaştığı rapora göre 2020 yılının başından itibaren gerçekleştirilen saldırılarla Lice’deki Sisê Mezarlığı’nda bulunan 241 mezarın tamamının tahrip edildi
Bölge illerinde çatışmalarda hayatını kaybedenlerin mezarlarına saldırılar devam ederken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi (ÖHD) Diyarbakır’ın Lice ilçesi Yolçatı Mahallesi’ne bağlı Sisê Mezarlığı’na yönelik saldırılara ilişkin hazırladığı raporu paylaştı. 29 Mayıs’ta yerinde incelemelerde bulunan ÖHD, incelemelerin ardından Lice Cumhuriyet Başsavcılığı ve ailelerle de görüşmeler yaptı. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre raporda, askeri operasyonların yoğunlaştığı 2015 yılında Diyarbakır Valiliği tarafından Yolçatı Mahallesi’nin özel güvenlik bölgesi ilan edilmesi hatırlatılarak, yurttaşların bu bölgeye girişinin yasaklandığı bilgisi paylaşıldı. Bu yılın Nisan ve Mart aylarında mezarların tahrip edilmesinin hatırlatıldığı raporda, gerçekleştirilen saldırılarda soruşturmanın dahi açılmadığı belirtildi.
Sistematik bir saldırı
Raporda görüşmelere ilişkin yer alan bilgilere göre, Yolçatı köyünde (Gûndê Sîsê) 2020 başından itibaren gerçekleştirilen saldırılarla birlikte mezarlıkta bulunan 241 mezarın tamamının tek tek tahrip edildiğine dikkat çekiliyor. Görsel basından derlenen, mezarlığa ilişkin önceki yıllara ait fotoğrafların incelendiğinde 2017, 2018, 2019’da mezarların tamamının tahrip edilmediği belirtilirken, birçoğunun mezar taşlarının sağlam olduğunun görüldüğü vurgulandı. Köy sakinlerinin aktarımlarından mezarlığı çevreleyen beton duvarların çoğunlukla 2016 yılı içerisinde yıkıldığı bilgisine ulaştıklarını söyleyen ÖHP, mezarlığın arkasında bulunan 4 yapının 2015 yılı Ekim ayında süren askeri operasyonlar esnasında yıkıldığını tespit ettiklerini belirtiyor.
Başsavcılıkla görüşme yapıldı
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı ile söz konusu mezarlık tahribatlarına ilişkin bir görüşme gerçekleştirildiğinin de ifade edildiği raporda, “Söz konusu yerin askeri operasyon bölgesi olduğunu, hukuk davaları dahil hiçbir konuya ilişkin keşif işlemi yapmak için dahi o alana gidilemediğini, mezarlık ile ilgili savcılıkça yürütülen bir soruşturma bulunmadığını, konuya ilişkin şimdiye kadar bir şikayetin taraflarına iletilmediğini, ailelerin suç duyurusunda bulunmaları takdirde her aile yönünden konuya ilişkin soruşturmanın başlatılabileceğini, mezarlıkların tahrip edilmesine ilişkin gerekli inceleme ve değerlendirilmenin yapılacağını belirtmiştir” denildi.
‘Hangi mezar taşının hangi mezara ait olduğu tespit edilemiyor’
Raporda görüşmelere ilişkin öne çıkan notlar şu şekilde:
* 1995 yılında yaşamını yitiren ve mezarı tahrip edilen Ramazan Polat’ın eşi Yüksel Almas, eşinin cenazesinin 2013 yılında Yolçatı Mezarlığı’na defnedildiğini, o tarihten itibaren eşinin mezarını dini bayramlarda sürekli ziyaret ettiğini, mezarın geçtiğimiz yıllarda da birkaç kez etrafındaki mermer kaplamalar kırılmak suretiyle tahrip edildiğini ifade etmiştir.
* Mehmet Bozkuş’un annesi Nadire Bokuş, oğlunun cenazesinin 2013 yılında Yolçatı Mezarlığı’na defnedildiğini, o tarihten itibaren sık sık ziyaret ettiğini, son olarak 2019 yılı Kurban Bayramı’nda oğlunun mezarına gittiğini, en son gidişinde mezarın etrafındaki mermer kaplamaların kırılmak suretiyle tahrip edildiğini söyledi. Tarafımızca yapılan incelemede kırılmış halde bulunan mezar taşlarının etrafa dağılmış olması sebebiyle hangi mezar taşının hangi mezara ait olduğu tespiti yapılamadığından kayıt altına alınamamıştır.
* Hayatını kaybeden ve mezarları tahrip edilen mezarlıkta 2 yakınlarının olduğunu belirten aile ile yapılan görüşmede, aile, cenazelerin 2013 yılında Yolçatı Mezarlığı’na defnedildiğini, o tarihten itibaren mezarları her hafta ziyaret ettiklerini, son olarak 1 hafta önce oğullarının mezarına gittiklerini, 2015 yılından itibaren birkaç defa mezarlığa yönelik her defasında birkaç mezara yönelik tahribatın olduğunu belirtti.
* Mahsum Kumral’ın ailesi ile yapılan görüşmede ise, anne Gülseren Kumral, oğlunun cenazesinin 2013 yılında Yolçatı Mezarlığı’na defnedildiğini, o tarihten itibaren mezarlığı sık sık ziyaret ettiğini, her seferinde tahrip edilmiş mezarları gördüğünü söyledi.
DİYARBAKIR