Ankara’da ortak basın toplantısı düzenleyen meslek örgütleri, ‘Amaç, siyasi iktidara bağlı, iktidarın hiçbir söylem ve eylemini eleştirmeyen meslek birlikleri şeklinde yandaş bürolar kurmaktır’ dedi
Ankara’da Tabip Odası (ATO), Diş Hekimleri Odası (ADHO), Eczacı Odası (AEO) ve Veteriner Hekimleri Odası (AVHO), meslek örgütlerinin seçim sistemine yönelik yapılmak istenen yasa değişikliğine ilişkin ATO Toplantı Salonu’nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Ortak açıklamayı yapan ATO Başkanı Vedat Bulut, iktidarın meslek birliklerine karşı tutumunun ilk olmadığına dikkati çekerek, “2002 yılında iktidar olduktan sonra uyguladığı ekonomi politikalarına karşın; meslek birlikleri ve meslek odalarının meslektaşlarından ve halktan yana durması, toplum yararını önceleyen ve demokratik bir ülkede eşit yurttaşlık temelinde barış içinde yaşamayı amaçlayarak mesleki yükümlülerinin yerine getirmeleri mevcut iktidarı rahatsız etmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumun bir kısmını ötekileştirici söylemine karşı Ankara ve Diyarbakır barolarının tutumu siyasi iktidarı elinde bulunan Demokles’in kılıcını kınından çıkarmasına, meslek birliklerine karşı kullanmasına bahane edilmiştir” dedi.
Meslek birlikleri seçim yasasının demokratik
Ülkedeki seçim sistemi ve siyasi partiler yasası göz önünde bulundurulduğunda meslek birlikleri seçim yasasının gayet demokratik olduğunu dile getiren Bulut, meslek birliklerinde işleyen seçim sistemi hakkında şu bilgileri verdi: “Tüm üyelerin katılımıyla, gizli oylama ve YSK gözetiminde, yönetime aday olan her bir adayın aldığı oya göre temsil edildiği ve üst üste en fazla iki dönem seçilme esas alan bir yasa söz konusudur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ortak özellikleri ise anayasallık, yasayla kurulma, organlarını kendi üyeleri arasından seçme, zorunlu üyelik esasına dayanma, özerk olma, meslek deontolojisini, disiplinin belirlemek ve meslek mensuplarının örgütlenmesinde tekel yetkisi şeklinde sayılabilir.”
‘Bir toplumu işler kılmak’
Meslek birlikleri ve odalarının evrensel sorumluluklarına da değinen Bulut, “Temsil ettikleri meslek sistematiğini ilgilendiren tüm politik, yasal, hukuki ve idari süreçlere müdahil olmak. Topluma sunulan hizmetin ve hizmet sunumuna ilişkin tüm mekanizmaların iyileştirilmesi, kusurlu noktaların geliştirilmesi ve hizmetin niteliğinin çağdaş düzeye çıkarılması noktasındaki tüm sosyo-politik süreçlerde rol almak ve müdahil olmak. Sağlıklı bir çevrede, her yönüyle çağdaş şehir, ilçe ve köylerde, biyo-psiko-sosyal açıdan mükemmel bir etkileşim ortamında, sosyal devlet nitelikleri ile donatılmış bir anlayış içinde yaşamını sürdüren ve her açıdan eşit bireylerden oluşan sağlıklı bir toplumu işler kılmak, ve benzeri daha bir çok görev ve sorumluluk bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Mesleki etik ve değerler ışığında mücadelelerini sürdüreceğiz’
Kamusallığın yok olmasıyla birlikte mesleklerin icrasından doğrudan halkın olumsuz etkileneceğini kaydeden Bulut, şunları söyledi: “Türkiye’de siyasal iktidarın Dünya ticaret örgütüne Hizmetlerin Serbest Dolaşımı Anlaşması (GATS) çerçevesinde sağlık ve hukuk alanlarını çok uluslu şirketlere ve sermayeye açmayı taahhüt ettiği bilinmektedir. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının düzenlediği ve denetlediği meslekler, ticari faaliyet değildir. Saldırının bir diğer motivasyonunun, meslek örgütlerinin kamusallığına yönelen neoliberalizmin bu meslekleri ticarileştirmek olduğu görülmektedir. Amaç, siyasi iktidara bağlı, iktidarın hiçbir söylem ve eylemini eleştirmeyen meslek birlikleri şeklinde yandaş bürolar kurmaktır.”
Bulut, meslek örgütleri olarak mesleki etik ve değerler ışığında mücadelelerini sürdürmeye ve dayatmalara karşı durmaya devam edeceklerini belirtti.