90’lı yıllardan bu yana kadınlar her saldırıya örgütlenmelerini daha da büyüyerek cevap veren Kürt kadınları toplumsal değişimin en aktif gücü oldu
Kürt kadınlarının şiddet, baskı, erkek egemen zihniyete karşı verdikleri mücadele bir yandan eril zihniyetin engellemelerine takılırken, bir yandan da iktidarların hedefi oldu. En son geçtiğimiz günlerde yapılan bir operasyonla kadınlar gözaltına alındı, tutuklandı. Tüm saldırılara karşı Kürt kadın hareketi, dünya kadın mücadelesi ve kendi deneyimlerinden yola çıkarak kendini yaratma mücadelesini sürdürmeye devam ediyor. Kürt kadınları bilinçlenme ve örgütlenme çıtalarını günden güne yükseltiyor.
Kürt kadınlarının 1990’lı yıllarda daha örgütlü gelişen mücadelesi birçok kazanım ve deneyimlerle bugünlere kadar geldi. 90’lı yıllarda “en olmaz” denilen yerlerde bile kadınlar evden çıkartılarak, alanlarda, parti içinde, belediyelerde, kurumlarda yer almaları sağlanır. Çok eşlilik, şiddet, berdel, kuma, çocuk yaşta evlendirilmeler gibi kadın sorunlarına karşı ilkesel kararlar alınır ve mücadele edilir. Yerel yönetimlerde cinsler arası eşitliğin sağlanması, kadın kurumları ve meclislerinin kurulması için çalışmalar yürütülür. Beraberinde cins mücadelesi ve cins bilinci de gelişir. Kitleselleşen kadın katılımı ile birlikte özgün örgütlenme gerçekleşir ve ideolojik, politik gelişme sağlanır.
Yeni bir aşama: DÖKH
2003 Eylül ayında Kürt kadınlarının örgütlenmesi yeni bir aşamaya yükselir ve Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) kurulur. 20 örgütlü kadın kurumunun bir araya gelerek oluşturduğu DÖKH (2003-2015), ilk konferansını İstanbul’da yaparak kuruluşunu ilan eder. Kadınların, kadın kimliği ile bir araya gelmesini ve genişlemeyi esas alan DÖKH, kadın meclislerini kurma kararı alır. DÖKH aynı zamanda Kürt kadınlarının birikimlerini, dünya kadın mücadelesinin deneyimleri ile birleştirmeyi amaçlar. DÖKH’ün kurulması ve kadın bakış açısıyla siyasete aktif müdahalesi önemli gelişmelere yol açar. Gerek toplumda gerekse siyasal partide kadınlar artık erkeklerin yedeği olmaktan çıkarak asıl unsur olarak yer almaya başlar. DÖKH, 21. yüzyılın en temel çelişkisini cins çelişkisi olarak görerek, ırkçılığa, milliyetçiliğe, militarizme, cinsiyetçiliğe, doğanın tahrip edilmesine, emeğin sömürülmesine ve erkeğin kadın üzerindeki egemenliğine karşı çıkar.
3 fidana atfedilen konferans
DÖKH, yıllar süren mücadelesinin ve örgütlenme çalışmalarının ardından yüzlerce kadının katılımı ile Diyarbakır’da 1. Ortadoğu Kadın Konferansı’nı gerçekleştirir. Konferans, 9 Ocak 2013’te Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e atfedilir. Aralarında Kuzey Afrika, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin de bulunduğu 26 ülkeden kadınların katıldığı konferans büyük bir heyecan ve coşku yaratır. Kadınlar konferansta “Ne yapmalı” ve “Nasıl yapmalı” sorularını tartışırken, en sık ise “Buradan kendi geleceğimizi tayin etmeye yönelik bir kadın kurtuluş manifestosu çıkaracağız” sözü dile getirilir. 3 gün süren konferansta “Ortadoğu’da kadın hareketlerinin ortak mücadele sorunları ve çözümleri” ana başlığı altında kadınlar deneyimlerini paylaşarak, İslamafobik yaklaşımlardan, kadına yaklaşımına kadar birçok noktaya eleştiri getirilir. Konferansta PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez” sözü mücadele hattı için şiar edinilir. Son gün açıklanan bildirge ile Ortadoğulu kadınlar olarak ortak mücadele hattının güçlenmesi için çok sayıda çalışmayı hayata geçirileceği deklare edilir. Aynı zamanda 9 Ocak “Siyasi cinayetlere karşı ortak eylemlilik günü” olarak kararlaştırılır.
Hareketten kongreleşmeye
3 fidana atfedilen konferans DÖKH, yıllar süren mücadelesinin ve örgütlenme çalışmalarının ardından yüzlerce kadının katılımı ile Diyarbakır’da 1. Ortadoğu Kadın Konferansı’nı gerçekleştirir. Konferans, 9 Ocak 2013’te Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e atfedilir. Aralarında Kuzey Afrika, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin de bulunduğu 26 ülkeden kadınların katıldığı konferans büyük bir heyecan ve coşku yaratır. Kadınlar konferansta “Ne yapmalı” ve “Nasıl yapmalı” sorularını tartışırken, en sık ise “Buradan kendi geleceğimizi tayin etmeye yönelik bir kadın kurtuluş manifestosu çıkaracağız” sözü dile getirilir. 3 gün süren konferansta “Ortadoğu’da kadın hareketlerinin ortak mücadele sorunları ve çözümleri” ana başlığı altında kadınlar deneyimlerini paylaşarak, İslamafobik yaklaşımlardan, kadına yaklaşımına kadar birçok noktaya eleştiri getirilir. Konferansta PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez” sözü mücadele hattı için şiar edinilir. Son gün açıklanan bildirge ile Ortadoğulu kadınlar olarak ortak mücadele hattının güçlenmesi için çok sayıda çalışmayı hayata geçirileceği deklare edilir. Aynı zamanda 9 Ocak “Siyasi cinayetlere karşı ortak eylemlilik günü” olarak kararlaştırılır.
10 günde kapatmaya yanıt!
KJA’nın Kasım 2016’da çıkarılan KHK ile kapatılması üzerine Kürt kadınları 10 gün sonra Tevgera Jinên Azad’ı (TJA) kurarak baskı ve saldırılara yanıt verdi. Bugün Kürt kadınları TJA çatısı altında mücadeleyi sürdürüyor.
Beritan Canözer/Diyarbakır-Jinnews