Pendik’teki yangını itfaiye ve polise ihbar ettiği kayıtlara geçmesine rağmen yangını çıkardığı iddiasıyla tutuklanan Yakup Akman müebbet hapse mahkum edildi
İstanbul Pendik’te bulunan Aydos Ormanı’nda 19 Eylül 2019 tarihinde çıkan yangın sırasında orada bulunan Yakup Akman adlı kişi, “yangını çıkardığı” iddiasıyla gözaltına alındı. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde 4 gün boyunca sorgulanan Akman, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Silivri Cezaevi’ne konulan Akman için hazırlanan iddianame, İstanbul 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 7 aylık sürede 4 kez hakim karşısına çıkan Akman’a, 28 Nisan 2020’de görülen son duruşmada, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak” suçundan müebbet hapis ve “örgüt faaliyeti çerçevesinde orman yakmak” suçlamasıyla 25 yıl hapis ve 20 bin TL adli para cezası verildi.
Akman için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ise skandallarla dolu. Yangından bir ay önce bazı yayın organlarında çıkan kimi haberlerin yer aldığı iddianamede, olay günü “Öfkeli Kürdistan Gençliği” isimli Twitter hesabından yapılan “Pendik Kurtköy’de bulunan ormanlık alana birimlerimizce ateşten eylem gerçekleştirilmiştir” paylaşımı da Akman’a yönelik suçlamaların delili olarak gösterildi. Ancak sosyal medya hesabının Akman’a ait olduğuna dair tek bir delil gösterilmedi.
Akman’ın gözaltına alınmasının ardından aynı hesaptan, “Bu kişinin bizimle alakası yoktur. İşte faşist TC. devleti bizi ele geçiremeyince sıradan birini gözaltına alıp yargılamış, tutuklamıştır” paylaşımında bulunulmasına rağmen bu durum mahkemece dikkate alınmadı.
Müzik ve dizi fotoğrafı suç sayıldı
Akman’ın yine cep telefonunda kayıtlı bulunan Seyda Perinçek’in seslendirdiği “Amara” ve “Dilêmîn Zagrose” şarkıları ile figüran olarak oynadığı Kurtlar Vadisi Pusu isimli dizinin çekimlerinde giydiği kıyafetler ve elinde tuttuğu maket silahlı haline ait Facebook hesabından paylaştığı fotoğrafları “örgüt üyesi” suçlamasına delil olarak gösterildi.
‘Üzerimde kalır diye aşağı koştum’
Akman, çıktığı tüm duruşmalarda yangını kendisinin çıkarmadığını söyleyip, tanıklıklarını anlatmasına rağmen bu anlatımları mahkeme heyetince görmezden gelindi. Verdiği ifadesinde olay günü bir motosiklet uygulamasından Aydos bölgesine gitmek için bir motosiklet çağırdığını belirten Akman, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Buraya dinlenmek için gittim. Hatta birçok kişi buraya dinlenmek ve muhabbet için gelir. Ben de daha önce birkaç defa arkadaşlarımla geldim. Bu sefer gittiğimde benim oturduğum yerin 2 metre yakınında iki kişi vardı ama aramızda çalılıklar olduğu için bunların eşgalini tam olarak göremedim. Yaklaşık 20 dakika sonra bunların yaktığı ateşten çıkan dumanı görmeye başladım. Çok geçmeden ateşler büyüdü ben de yakınında olduğum için hemen kontrol ettim. Ancak ben kontrol ettiğimde ateşin başında kimse yoktu ve ateşler çok büyümüştü. Bu sebeple söndürmek için müdahale edemedim ve buradan ayrılarak aşağıya doğru yürümeye başladım. yaklaşık 100 metre kadar gittiğimde başka bir ateş gördüm. Söndürmek için müdahale ettiğim sırada yukarıdan ıslık sesleri ve bağırma çağırma sesleri duydum. Bu sebeple yangın üzerime kalacağından korktuğum için bulunduğum yerden aşağıya doğru yürümeye başlayarak bu alandan uzaklaştım.”
İtfaiye ve polisi aradı
Aşağıya indikten sonra caddeye çıktığını ve yangının büyüdüğünü gördüğünü bu nedenle 112’yi aradığını ifade eden Akman, “112’yi aradım yangının olduğunu söyledim. Beni 110’a yönlendirdiler. Hemen 110’u aradım ve yangın yerini bildirdim. Akabinde 115’i aradım ve onlara da yangını ihbar ettim. İtfaiye ve görevli ekipler yangın yerine gelince ben de oraya gittim. Hatta burada bulunan polislere olayı gördüğümü söyledim. Beni biraz beklettikten sonra ifademi almak için emniyete götürdüler. Ondan sonra beni gözaltına aldılar ve tutukladılar” anlatımlarında bulundu.
İtirazda bulunuldu
Yerel mahkemenin kararına karşı itirazda bulunduklarını belirten Akman’ın avukatı Nurettin Kuzu, önümüzdeki günlerde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuracaklarını kaydetti. Akman’ın yargılanmasının tek bir nedeninin olduğunu söyleyen Kuzu, “Müvekkilim kimliğinden ve o gün hasbelkader orada bulunmasından kaynaklıdır. Çünkü kendisi soruşturmada konu edilen tüm olayları aktarmıştır. Bunu ilk ifadesinde de, savcılık ifadesinde de, sulh ceza sorgusunda da ve mahkemede de dile getirdi. Bunun dışında soruşmanın dosyaya kattığı hiçbir şey yok. Müvekkilim olay yerinden ayrılmasından sonra kendisi tekrar olay yerine gitmiştir ve bilgi vermeye çalışmıştır. Fakat mahkeme kendince kim tarafından kullanıldığı ve ne için kullanıldığı bilinmeyen bir Twitter hesabından atılan bir tweet nedeniyle bunun örgüt adına yapılan bir eylem olduğuna karar getirdi. Ki eğer bu Twitter hesabını bu kadar ciddiye alıyorlarsa iki gün sonra aynı hesaptan gözaltına alınan şahsın kendileriyle bir ilgisinin olmadığına dair bir tweet atıldı” diye konuştu.
Döneme dikkat çekildi
Av. Kuzu, yaşanan olay sonrası ana akım medyada müvekkili hakkında yapılan yayınlar üzerinde de durdu. Yangın olayının yaşandığı tarih ve o dönemki ortama bakmakta yarar olduğunu dile getiren Av. Kuzu, “O dönemde CHP’nin HDP ile yakınlaştığına ilişkin medyada çok şeyler paylaşılıyordu. Bu olay üzerinden muhalefete saldırılar oluyordu. Günlerce müvekkilim üzerinden haberler yapıldı. Biz sorgulama aşamasında iken savcıya telefon gelip dosya takip ediliyordu. Çünkü işleri gereği medyatik olan bu tür dosyalarda herkes hassas davranmak zorundaydı ve korkuyordu. Türkiye’deki siyasetin yargı üzerindeki etkisini bildiğimize göre tabii ki büyük bir etkisi oldu” dedi.
Kaynak: MA / Ferhat Çelik