Son dönemlerde artan polis şiddetine ilişkin konuşan Öztürk Türkdoğan ve CHP’li Turan Aydoğan, sokağa çıkma yasağı döneminde yaşanan olaylar, polis şiddetini sadece daha görünür kılındığı için kamuoyunun gündemine geldiğini söyledi
Son günlerde artan Polis ve bekçi şiddetine her kesimden tepki gelmeye devam ediyor. Mardin’in Nusaybin ilçesinde polisin çocukları silahla kovalaması ardından polis şiddeti vakalarında artış yaşandı. Ardından Çorlu, Kadıköy, Zeytinburnu, Eyüp, Sultangazi, Keşan, Diyarbakır ve Tarsus’da polis şiddetinin yaşanmasına tepki gösteren konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve CHP Milletvekili Turan Aydoğan, Emniyet teşkilatında ortaya çıkan bu tip olayların kendiliğinden olmadığını siyasette kullanılan dilden kaynaklandığını belirtti
‘Yetki aşımı yeni değil, sürekli bu olaylar vardı’
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, şiddetin artmasının temel nedeninin “cezasızlık politikası” olduğunu belirterek, “Son beş yıldır polisten, kolluktan kaynaklı yargısız infaz olayları, işkence ve kötü muameleye aykırı davranışlar, şiddet yetki aşımı yeni değil, sürekli bu olaylar vardı. Sokağa çıkma yasağı döneminde yaşanan olaylar, sadece daha görünür kılındığı için kamuoyunun gündemine geldi. Polis şiddeti ile baş etmenin yolu onu görünür kılmak, deşifre etmek” diye konuştu.
‘Devlet rejimini görmeden, sadece polis şiddetini konuşmak bir yanılgıdır’
Türkiye’nin “polis devleti” olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Polis bir yurttaşa müdahale ettiğinde, ‘ben devleti temsil ediyorum, ben devletim’ dediği zaman, artık siz polis devleti olursunuz. Bu söylem ‘polis devletinin’ o polise verdiği fiili yetki demektir” diye belirtti. Bugün yansıyanın “devletin rejimi” olduğunu vurgulayan Türkdoğan, “Devlet rejimini görmeden, sadece polis şiddetini konuşmak bir yanılgıdır” dedi. Türkdoğan, iktidarın artan polis şiddetinin devletin durdurmamasından kaynaklandığının altını çizdi.
‘Polis şiddetinin nedeni siyaset dilidir’
Polis şiddetini önceki gün Meclis gündemine taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’a göre ise, artan polis şiddetinin nedeni siyasetçilerin kullandığı dil. Siyasetçilerin şiddet dili kullanmaya devam etmeleri halinde şiddeti uygulayanların da buradan aldıkları aksiyonla hareket etmeye devam edeceklerini belirten Aydoğan, “Yani siyasetçiler hukuk devleti çağrısı, kurallara uyma çağrısı, özgürlüklere sahip çıkma çağrısı yapsalardı devletin diğer kademelerinde görev yapanlar da buna göre hareket edip, ona göre refleks belirlerlerdi” dedi.
‘Bu tip olaylar kendiliğinden olmuyor’
Emniyet teşkilatında ortaya çıkan bu tip olayların kendiliğinden olmadığını belirten Aydoğan, siyasetçilerin nefret ve düşmanlık dili kullanmaya devam etmeleri halinde sadece emniyette değil, devletin diğer kurumlarda da benzer şeylerin yaşanabileceği uyarısında bulundu. Aydoğan, “Siz eğer böyle bir olay söz konusu olduğunda bu olay nedeniyle darp edilen, özgürlüğü kısıtlanan ya da insani anlamda onuru rencide edilmiş insanların uğramış oldukları muameleyi telafi etmek amacıyla doğru düzgün önlemler alırsanız, bu muameleyi yapanları bir şekilde kamu görevlerinden mesafeli tutmayı bilirseniz bu muameleler olmaz” diye konuştu
‘Birçok şeyde adalet sorunu var’
İktidarın ayakta kalmasının koşulu olarak şiddeti gördüğünü söyleyen Aydoğan, bunun için güvenlikçi, baskıcı, otoriter ve tekçi politikaları uygulayarak ayakta kalmaya çalıştığını vurguladı. Türkiye’de çok büyük sorunlarının olduğunu belirten Aydoğan, bunları şöyle sıraladı: “Türkiye’de çok büyük bir adalet sorunu var. Sadece ekonomik anlamda değil, eğitimdeki adaletten tutun sosyolojik olarak birçok şeyde adalet sorunu var. Bizler sadece Kovid-19 salgınına odaklanmış durumdayız ama Türkiye’nin ana sorunu bu salgından kaynaklı değildir. Türkiye bitmiş ekonomi, bitmiş özgürlük, bitmiş adalet üzerinde tutunmaya çalışan tekçi bir iktidar tarafından yönetiliyor.”
‘İktidar varlığını şiddet dilinde buluyor’
İktidarın Türkiye’ye nefes aldırmaktan çok kendisinin ve etrafındaki bir azınlığın varlığını sürdürmeye çalıştığının altını çizen Aydoğan, son olarak şunları dile getirdi: “İktidar varlığını bu şiddet dilinde buluyor. Kendi kitlesini bu şekilde konsolide etmeyi düşünüyor ve bunun üzerinden diğer kitlelere korku salarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bunun örneğini bariz bir şekilde 2015 yılında Haziran ve Kasım seçimleri arasında gördük. Türkiye’nin birçok yerinden bombalar patladı, şiddet dili ortaya çıktı ve iktidar aslında kaybettiği iktidarını tekrar toparladı. İktidar bu sefer de öyle olacağını düşünüyor. Bu bir defaya mahsus Türkiye’de oldu. Ama bu her zaman olacak anlamına gelmez.”
Kaynak: MA