Kilyos’ta üst üste kaldırıma gömülen 261 cenazeden biri de Abdulrahim Koç’a ait. 3 kez defnedilen Abdulrahim Koç’un kardeşi Cabbar Koç, ‘Bu zulmü anlatmaya kelimeler yetmez’ dedi
Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Yukarı Ölek (Oleka jor) Köyü’ndeki Garzan Mezarlığı’nda, 19 Aralık 2017 tarihinde ilan edilen yasak sırasında mezarlığın bombalanması sonucu içerisindeki cami tamamen yıkıldı ve mezar taşlarının hepsi tahrip edildi.
Bombalamanın ardından kepçelerle mezarlar tek tek açılarak, içindeki cenazeler ailelerden habersiz kaçırıldı. Aileler ve kamuoyunun baskısı sonucu, 2 Ocak 2018 tarihinde Bitlis Valiliği açıklama yapmak zorunda kalarak, cenazelerin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldüğünü söyledi. Valilik, ayrıca açıklamasında mezarlıkta 279 mezarın olduğu ve bu mezarların 11’nin boş olduğu, 268 cenazenin çıkarıldığını açıkladı. Valiliğin bu açıklamasının ardından cenaze sahipleri kan örnekleri verdi.
Kaldırıma gömdüler
Daha sonra uzun süre ATK’de bekletilen cenazelerin İstanbul’daki Kilyos Mezarlığı içinde bulunan kimsesizler mezarlığına gömüldükleri söylendi. Ancak, geçtiğimiz günlerde cenazelerin mezarlık içinde bulunan kaldırıma gömüldükleri ortaya çıktı. İki yılı aşkın süre 268 olarak bilinen cenaze sayısının, ATK raporu ile 282 olduğu öğrenildi. 282 cenazeden sadece 21’i ailelerine teslim edildi. Açılan kaldırmada üst üste gömülen 261 cenaze halen ailelerine teslim edilmeyi bekliyor.
Koç’un cenazesi 3 kez defnedildi
Söz konusu yere defnedilen ve 2 buçuk yıldır aileye teslim edilmeyen cenazelerden birisi de PKK’li Abdulrahim Koç’un cenazesi. Koç, 1994 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesinde girdiği çatışmada yaşamını yitirdi. Koç’un cenazesini bölgede bulunan köylüler kendi çabaları ile defnetti. “Çözüm süreci” adı altında başlatılan diyalog süreciyle döneminde Koç’un cenazesi arkadaşları tarafından Tatvan’da defnedildiği yerden çıkarılarak, Garzan’da kurulan mezarlıkta defnedildi.
1994 yılında bu yanan çocuklarının mezarını dahi göremeyen Koç ailesi, ilk defa 2015 yılında Garzan Mezarlığı’nda oğullarının mezarını ziyaret etti.
O anın tarifini anlatmanın mümkün olmadığını söyleyen Koç’un kardeşi Cabbar Koç, cenazenin mezarlığa defnedildiğini gördüklerinde, ağabeyine kavuşmuş gibi hissettiklerini belirtti. Yaklaşık 3 yıl Garzan Mezarlığı’nda kalan Abdulrahim Koç’un cenazesi, yeniden başlayan çatışmalı sürecin ardından 2017’de askerler tarafından önce İstanbul ATK’ye, ardından Kilyos Mezarlığı içinde bulunan kaldırıma gömüldü.
Ailenin talebine yanıt yok
Garzan Mezarlığı’nın yıkım haberini alan Koç ailesi, hemen Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına gidip kan örneği vererek, cenazelerinin kendilerine verilmesini istedi. Koç’un annesi yıllar önce yaşamını yitirdiği için kan örneği veremezken, baba ise 90 yaşında olduğu ve yürümekte zorlandığı için Bitlis’e gidip kan örneği verecek durumda değil. İstanbul’da olan aile, dilekçe yazarak talimatla İstanbul’dan babadan kan örneği alınması için talepte bulunur. Aile, şimdiye kadar taleplerine olumlu ya da olumsuz bir cevap almış değil.
‘Biz o mezarlıklara baktıkça zulmü de hatırlıyoruz’
Cenazelerin Kilyos Mezarlığı içindeki kaldırıma gömülmesini öğrendiklerinde bir kez daha yıkıldıklarını belirten kardeş Cabbar Koç, 2 buçuk yıldır cenazeye işkence yapıldığını, normal şartlarda DNA örneğinin kardeşlerden de alınabileceğini, devletin bunu yapmak yerine 90 yaşında yürüyemeyen bir insanı kendi ayağına getirmek istediğini söyledi.
Mezarlıkların Kürtler için tek başına kutsallık anlamına gelmediğini belirten Koç, “Bizler o mezarlara bakınca aynı zamanda bize yapılan zulümleri de hatırlıyoruz. Mezarlıklar aynı zamanda bize kendi köklerimizi de hatırlatıyor. Bizim mezarlarımıza saldırarak ya da kaldırım kenarına gömerek bize bu saydıklarımı unutturmak istiyorlar” diye konuştu. Bu yapılanları tarif etmenin zor bir şey olduğuna vurgu yapan kardeş Koç, mezarlıklara dönük saldırılarla Kürt halkının hafızasının yok edilmek istendiğini, ancak bu hafızanın yok olmayacağına vurgu yaptı.
Bu utanç devletin
Kilyos’taki tablonun devlet için “utanç” olduğunu ifade eden Koç, şöyle devam etti: “Biz bu utancı onların yüzüne her fırsatta çarpacağız. Orası bir mezarlık değil orası toplu bir mezar. 261 cenazenin üst üste gömüldüğü toplu bir mezar. Bu zulmü unutmamız mümkün değildir. Tam da sözün bittiği yerdir, kelimeler yetmiyor bunu anlatmaya. Hitler faşizmi on binlere insanı gaz odalarında katletti. Ha gaz odalarında yakmak ha kaldırıma gömmek ikisinin arasında bir fark yok. Aynı zihniyeti paylaşıyorlar. Mezarları yıkıp cenazeleri kaçırmak, zulmün en doruğa çıktığı yer budur işte.”
Kaynak: MA / Erdoğan Alayumat