Korona salgını ile birlikte milyonlar aç ve işsiz şekilde Ramazan Bayramı’na girdi. Hz. Muhammed’in, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözlerine atıf yapan ekonomist Alp Altınörs, iktidarın komşu için ölüm listesi hazırlayan bir çürüme içinde olduğunu söyledi
Yadigar Aygün/İstanbul
Tüm dünyaya yayılan yeni tip koronoviris (Covid-19) ile birlikte bu yıl Ramazan Bayramı’nı evlerimizde kutlayacağız. Covid-2019 ekonomik krizi daha derinleştirdi. En az 5 milyon kişi işsiz kaldı. Günübirlik kazancı olan insanlar ise yasak olduğu için çalışamıyor. Milyonlarca işsiz, milyonlarca yoksul bu yıl Ramazan Bayramı’nı açlık koşullarında geçirecek. HDP MYK üyesi ve Ekonomist Alp Altınörs ile Ramazan Bayramı hakkında gazetemize konuştu. Hz. Muhammed’in, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözlerine atıf yapan Altınörs, “Bu parti iktidara gelmeden önce, insanlar Ramazan’da komşularını iftara çağırma planları yapardı. AKP iktidarı adı altında insanlar, Ramazan’da komşularını ölüm listesine alıyor” dedi.
5 milyon işsiz var
Alp Altınörs, milyonlarca insannın işsiz olarak Ramazan Bayramı’na girdiğini hatırlatarak, “Bayramlar toplumun dayanışması açısından çok önemli. Kardeşleşme, sevinci paylaşmak dayanışmanın en yoğun olduğu zamanlardır. Ramazan Bayramı’nı, bir taraftan kapitalist sistemin yol açtığı Covid-2019 salgınının olduğu zamanlarda kutlamaktayız. Dolayısıyla bir bayram havası yok. İnsanlar evlerinde kalacaklar, zaten sokağa çıkma yasağı var. O anlamda o eski bayramlaşma, insanların kucaklaştığı, barıştığı toplumsal emareler zaten hayata geçirilemeyecek ama bunun öncesinde, sizin de bahsettiğiniz gibi, bir yoksulluk ortamının olduğu dönemde Ramazan Bayramı’na giriyoruz. Milyonlarca insanın işsiz kaldığı ya da ücretli izne ayrıldığı bir süreç yaşanıyor. İçişleri Bakanlığı’nın kararnamesi ile kapatılan işyerlerinde işsiz kalan 5 milyonu aşkın işçi bulunuyor. Bunun dışında pek çok fabrikada işten çıkarmalar ya da fabrikaların kapanmasından dolayı kısa çalışma ödeneği adı altında, insanların yoksullaştığı, asgari ücretin yarısına denk gelen ücretler almak durumunda kaldığı süreci yaşıyoruz” dedi.
‘AKP dayanışmayı engelliyor’
Altınörs, AKP’nin, HDP ve diğer siyasi partilerin yaptıkları yardımları engellediğini hatırlatarak, toplumsal dayanışmaya engel olduğunu söyledi. Altınörs, “Toplumda bir bayramlaşma heyecanı, tadı yok. Buna rağmen toplumsal dayanışmayı yükseltmek gerekiyor. Çünkü bu iktidarın en büyük korkusu toplumsal dayanışmadır. Bir felaket olduğunda ilk yaptıkları şey, dayanışmayı engellemek oluyor. Olay yerine gidip mağdur insanlara yardım etmeden önce, toplumsal dayanışmaya yönelik bir yasak çıkararak ve yayın yasağı getiriyorlar. AKP, kendi yetersizliklerini, çapsızlıklarını görünsün istemiyor. Kendileri yardım etmiyor. Yardım eden kurumları da engelliyor. Van Erciş depreminde HDP’li belediyelerin yardımlarına engel konuldu. Bu virüs meselesi ile Batman, Siirt, Iğdır belediyelerine kayyum atanması bir yanı ile toplumsal dayanışmanın önüne geçtiler. Bugün muhalefette yer alan diğer partilerinde çalışmalarına çeşitli engellemelerin getirildiğini görüyoruz. Ankara ve İstanbul’daki belediyelerin yardım kampanyaları engellendi. İktidarın, kendisine bağlı, tarikat, vakıf ve cemaatlere, kendisini eleştirmeyen, ona biat eden kuruluşlara ise sınırsız bir izin verdiğini görüyoruz. Bunlar da denetimsiz bir şekilde gerçekleşiyor. Bu yardımları topluyorlar, bir gün Libya için, bir gün İdlip, bir gün Gazze için topluyoruz diyorlar. Refah Partisi döneminde, daha önce Bosna için toplanan yardım paralarının parti çalışmalarında kullanıldığı skandalı ortaya çıkmıştı. Tümüyle denetimsiz bir ortamda, yani muhaliflerin yardımlarını engelliyor. Yandaşlara denetimsiz bir şekilde bu tür hak ve imkanları sağlıyor. Dolayısıyla bu iktidarın toplum nezdinde de toplumsal değerler ve dayanışma karşıtı durduğunu Ramazan Bayramı vesilesiyle bir kez daha görüyoruz” diye belirtti.
Komşularının ölüm listesini yaptılar
Altınörs, AKP’nin dini ve toplumsal değerleri giderek yozlaştırdığına dikkat çekti. AKP’nin toplumda kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir politika yürüttüğünün altını çizen Altınörs, “AKP, sözüm ona İslami değerlerini taşıdığını iddia eden bir parti. Bu parti iktidara gelmeden önce, insanlar Ramazan’da komşularını iftara çağırma planları yapardı. AKP iktidarı adı altında insanlar, Ramazan’da komşularını ölüm listesine alıyor. Toplumsal düşmanlaşma ve kutuplaşmanın AKP iktidarı altında vardığı sonuç çok çarpıcıdır. Bir AKP’li şahsın, kamuoyunda bilenen, tanınan, yazan şahsın, Ramazan ayı gibi bir dönemde, tutup da komşularına dönük ölüm listelerini hazırladığını ifade etmesi, bütün tepkilere rağmen doğrudan doğruya cinayette teşebbüs söz konusu ve ortada ciddiye alınacak bir soruşturma da yok. Muhalif iseniz, ağzınızdan çıkan söze dikkat etmelisiniz. İktidar yandaşıysanız, ağzınıza ne geliyorsa rahatlıkla ifade edebiliyorsunuz. Bu da aslında Ramazan ayının dostluk ve kardeşlik temasına tamamen aykırı bir durum. Aslında AKP iktidarının toplumsal değerlere ne kadar düşman olduğunu da bize gösteriyor. Ramazan ayında mezarlıkların yıkılıp tahrip edildiğini gördük. 261 cenazenin bir kaldırıma üst üste gömüldüğünü hatta bir anneye cenazesinin kargoyla gönderildiğini görüyoruz. Aslında bütün toplumsal değerlerin ayaklar altına alındığı bir Ramazan ayı yaşıyoruz. Tüm bu suçların faili AKP iktidarıdır” diye konuştu.
‘Açlık çığlığını duymalıyız’
Ekonomik krizin giderek derinleştiğinin altını çizen Altınörs, toplumda açlık ve yoksulluğun artığına dikkat çekti. HDP’nin başlattığı “Kardeş Aile Kampanyası” ile bir nebze olsun toplumdaki yoksulluğu azaltmayı hedeflediklerini belirten Altınörs, toplumsal dayanışmanın önemini vurguladı. Altınörs, “Bu süreçte toplumsal dayanışma çok önemli. Ramazan’da fitre ve zekatların verildiği toplumsal dayanışmanın geliştirdiği bir dönemi yaşarız. O anlamda Kardeş Aile Kampanyası adı altında zaten toplumsal bir dayanışma örneğidir. İnsanların doğrudan doğruya birbiri ile temas kurup kardeş olduğu, bu anlamda yatay dayanışma ilişkilerinin geliştirildiği bir kampanya oluşturduk. Dolayısıyla kampanyanın Ramazan Bayramı vesilesiyle hızla devam etmesi gerekiyor. Bu konuda duyarlılığın içselleştirilmesi gerekiyor. Çünkü insanların birbiri ile buluşmalarına, birbirlerine dokunmaya da ihtiyacı var. Ve tabi ki sarılması gereken çok yara var. Hem ekonomik kriz hem de salgının meydana getirdiği kapatmalar gerçekten çok ağır bir tablo. Kelimelerle tarif edilemez. Bir annenin İstanbul’da sokaklarda; ‘artık yemek toplanır’ sözleriyle dolaştığını gördük sosyal medyada. Açlık intiharları ya da hayata tutunmaya çalışan yoksulların acı tablosu karşısında gerçekten toplumsal dayanışmayı yükseltmemiz gerekiyor. Kardeş Aile Kampanyası bunun adresidir” dedi.
‘Kampanyamıza destek bekliyoruz’
Zenginlerin giderek zenginleştiği, yoksulların ise giderek daha yoksul hale getirildiğini belirten Altınörs, “Şuana kadar çok sayıda aileyi kardeş aile kampanyası dahilinde buluşturduk. 12.712 aileyi kardeş ile buluşturduk. 36.465 aileye de koli, gıda yardımı ya da nakit para yardımı yaptık. Bütün ihtiyaçları karşılama noktasında değiliz. Çok büyük bir yoksulluktan bahsediyoruz. Bırakın bir siyasi partinin çabalarını, esasen demokratik bir siyasi iktidarın bile belki iyi bir sosyal programla 12 yıl uğraşması ve çabalaması gerekir ki, bu yoksulluk ortadan kalkabilsin. Türkiye gerçekten AKP iktidarı tarafından bir yanında aşırı bir zenginleşme var, bir yanında da aşırı bir yoksullaşma var. Bizim çabamız, çok acil bir durumda, olağanüstü durumlarda insanların yaralarına dokunmaktır. Kampanyamız devam ediyor. Özellikle Ramazan Bayramı’nda insanlardan bu kampanyaya katkı sunmalarını ve toplumu ileri noktalara taşımalarını bekliyoruz. Bu yönlü bir çağrımız var” diye konuştu.
Milyonlar işsiz kaldı
Koronavirüsü salgını nedeniyle 144 bin işyeri ‘geçici’ olarak kapatıldı. Bu işyerlerinde geçici ya da kalıcı olarak yaklaşık 5 milyon 100 bin kişi işsiz kaldı.
Açlık ve yoksulluk büyüyor
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), nisan ayında açlık ve yoksulluk sınırının salgın nedeniyle yükseldiğini kamuoyuyla paylaşmıştı. Salgın nedeniyle gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatlarında artış olduğu belirtilen araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 374 TL, yoksulluk sınırı da 7 bin 732 TL oldu. Mart ayında açlık sınırı 2 bin 345 TL, yoksulluk sınırı 7 bin 639 TL düzeyindeydi. TÜİK verilerine göre nisan ayında gıda fiyatları aylık bazda yüzde 1,23 yıllık bazda ise yüzde 12,68 arttı.