Yeraltı sularını kirletip tüketen ve sondaj sahası ile çevresini geri dönülmez biçimde yok eden kaya gazı sondajlarının sayısı her geçen gün artıyor. ABD’li Trans Atlantic’e Trakya’da yeni sondaj sahası verildi
Teksas merkezli TransAtlantic Petroleum kendi adına ve alt şirketi olan Kanadalı Valeura Energy ile onun da alt şirketi olan Thrace Basin Natural Gas (Türkiye) Co. şirketleri Tekirdağ ve Diyarbakır’ı mesken tutmuş durumdalar. Tüm dünyada ciddi tepkiler alan kaya gazı sondajları her nedense Türkiye’de bu ilgiye sahip olamadı. Yıllardır bu bağlamda haberlere ve yorumlara gazetemizde yer verdiğimiz kaya gazı sondajlarına karşı ne Trakya’da ne de Diyarbakır’da ciddi bir karşı mücadele başlatılamadı. Oysa kaya gazı sondajları ve üretimi bulunduğu çevreyi, yeraltı sularını geri dönülmez biçimde kirlettiği ve üstüne üstlük bir sondaj noktasında toplamda 300 bin metreküp nitelikli suyun içine 600 civarı kimyasal katarak hidrolik kırma yöntemiyle yapılan üretim sürecinde kullanıldığı bilinmekte.
Hidrolik kırma uygulayacaklar
TransAtlantic Petroleum, web sitesinde ‘Uygun mali şartlara ve fiyatlara sahip ülkelerde üretim potansiyeline sahip varlıkları elde etmek, üretimi arttırmak ve ticarileştirmek için Kuzey Amerika teknolojisini kullanıyoruz’ ifadeleri yer alıyor. Kuzey Amerika teknolojisi ise kaya gazı çıkarımında hidrolik kırma yöntemi olarak bilinmekte. TransAtlantic Petroleum Ham Petrol ve Doğalgaz Arama Ve Üretim Anonim Şirketi, Tekirdağ ili, Hayrabolu ilçesi Temrezli Mahallesi’nde yaklaşık 5 bin 800 m2 alan içerisinde “Temrez-1” sondaj kuyusu ile Avluobası Mahallesi’nde yaklaşık 5 bin m2 alan içerisinde “Avlu-1” sondaj kuyusu olmak üzere toplamda 2 adet sondaj kuyusu açarak doğalgaz arayacağını bildirildi. Proje kapsamında yeraltına 1.900 metre kadar inilerek iki sondaj kuyusu açılacak. Hidrolik kırma yöntemi ile sırayla yapılacak her bir sondaj çalışmasının toplam 127 gün sürmesi planlandığı açıklandı.
10 bin deve ve at katledilmişti
Bir kaya gazı veya kaya petrolü sondajında birçok kimyasal ve kum eklenen su, yerin 2 ila 5 bin metre altına ortalama 15-20 kez basılır. Bir basımda ortalama 18 bin metreküp su kullanılmaktadır. Bir kuyu için toplamda yaklaşık 300 bin metreküp su kirletilerek yerin altına basılır ve bu yolla yeraltı suları yani akiferler tamamen kirlenirken çevresindeki yaşam da yok olur. Yeraltına basılan, zehir halini almış su ile karbon kayaçlar yatay sondajlarla patlatılır ve açığa çıkan gaz veya petrol yukarıya alınır. Yerin altına basılan zehirlenmiş su yeraltında bulunan ağır metallerle birleşip akiferlere sızar ve suları geri kazanılamaz biçimde zehirler. Geçtiğimiz aylarda Avustralya’da susuzluk nedeniyle 10 bin deve ve at katledilmişti. Bu katliamın susuzluk nedeniyle yapıldığı açıklanırken, susuzluğa neden olan şey ise binlerce kaya gazı sondajı ile suların tüketilip kirletilmesiydi.
Temiz su kaynakları tüketiliyor
Ekosistemin yok edilmesi pahasına yürütülen bu süreçte, kaya gazı ve petrolü üretimi temiz su kaynaklarını (yeraltı ve yerüstü) hem tüketip hem de son damlasına kadar kirletecek. Kaya gazı üretimi tarım topraklarını en ileri düzeyde tehdit edip bulunduğu bölgede tarım üretimini yapılamaz hale getirecek. Çeşmelerimizden su yerine gaz ve kimyasala bulanmış akışkan akmaya başlayacak. Tarımsal üretim bölgesi olan Trakya ve Diyarbakır’ın bu özelliğinden vazgeçildiği hem tarım politikalarından hem de enerji politikalarından anlaşılabilmektedir. Bu bölgeler yaşanmaz hale gelince tek çare göç etmek olacak ve bu alanlar bir avuç şirketin ekolojik yıkım üzerinden ceplerini doldurduğu alanlar halini alacak. İnsan dışında kalan canlı yaşam da bundan en ağır biçimde etkilenecek.
Trakya susuzluğa mahkûm!
Kaya gazı sondajı ve üretimi amaçlı olarak Diyarbakır’da Silvan Barajı inşa edilirken, Trakya’da kaya gazı üretimleri için hangi barajların bu üretimlere bağlanacağı henüz belirsizliğini koruyor. Trakya’da sanayileşme nedeniyle tüm akarsular zehirlenmiş durumda. Tarımsal üretimler için yegâne kaynak olarak yeraltı suları kalırken, kaya gazı üretimleri ile bu kaynaktan da yoksun kalınacak. Ayrıca kaya gazı üretimlerinde büyük miktarlarda suya duyulan ihtiyaç ise kurulan ve yeni kurulma planları yapılan barajlardaki sular bu üretime bağlanacak. Trakya’da bugün yeraltı suları bazı bölgelerde yeraltının 250-300 metre altına çekilmiş durumda. Kaya gazı üretim süreçleri arttıkça bölgede yeraltı suyunun, zehir halini alan nehirlerin tarımsal üretimlerde kullanılamaz hale geleceği belirtiliyor.
Gerçekler ters yüz ediliyor
Yeryüzünü betona boğan, her yanı kirletip yaşanmaz hale getirenler yeni zenginleşme kapısı olarak yerin altını oymaya başladıkları bir dönemde yapılan kaya gazı anlaşmaları yeraltındaki gözenekli yapıya hapsolmuş, derinliklerdeki kayalara sıkışmış metan gazının hidrolik patlamalar ve kimyasal ile doldurulmuş suyla çıkarılması anlamına geliyor. Sermaye çevrelerince olağanüstü bir gelişme olarak yansıtılan kaya gazı çıkarılmasının depremlerde artışa, yeraltı su rezervlerinin kirlenmesine ve iklim değişikliklerine yol açacağı ise bilinçli biçimde yok sayılıyor. Eski Enerji Bakanı Taner Yıldız yaptığı bir açıklamada kaya gazı çıkarımına karşı olası protestolar için uyarıda bulunarak: “Şayet protesto olursa bunun doğalgaz ithalat lobisiyle alakalı olduğuna hükmedeceğim” sözleri sürecin nasıl ilerleyeceğini gözler önüne seriyordu.
EKOLOJİ SERVİSİ