DBP, 15 bin Kürdün katledildiği Zilan Deresi’nde yapılmak istenen HES projelerinin amacının sadece rant değil aynı zamanda ‘insanlık hafızasının yok edilmesi’ olduğunu belirtti. TMMOB ise oluşabilecek 3 tehdide dikkat çekti
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) 1930 yılında 15 bini aşkın Kürdün katledildiği Zilan Deresi’nde yapılmak istenen HES projelerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Projeyi geçmiş ve hafızanın yok edilmesi olarak değerlendiren DBP, “Hasankeyf’in sular altında bırakılmasını Nuh Tufanı olarak nitelendirirsek bugün de Zilan deresinde yapılmak isteneni Moğol istilası olarak nitelendirmek doğru olacaktır. Talancı bir mantık ile hareket eden iktidar insanlık tarihini ve doğayı hiçe sayarak bu katliamlarına her gün bir yenisini eklemektedir. Aslında sadece bu talan ve yağmaya rant anlayışı ile bakmamak gerekiyor. Çünkü bu yapılanlar aslında tarihin yok edilmesi, geçmişin yok edilmesi, insanlık hafızasının yok edilmesidir” ifadelerine yer verildi.
‘Zilan sadece bir dere değildir’
Açıklamada, Ortadoğu coğrafyasında farklı güçler tarafından yok edilen tarihi yer ve mekanların çoklu amaçları olduğu belirtilerek, “Kentler, yerleşim yerleri aslında insanlık bilincidir. Tarihe tanıklık eden, geçmişi günümüze taşıyan, kültürü, dili, sanatı, mimariyi, acıları, yaşanmışları, sevinçleri günümüze taşıyan hafıza kutularıdır. İşte sömürgeci mantık burada devreye girerek tarihi mekanları yok ederek insanlığı da yok etmek istiyor” denildi.
“Zilan sadece bir dere değildir. Kürtler için Zilan ağıtların, direniş çığlıkları ile mayalandığı bir deredir. Zilan başkaldırının, Kürdün makus tarihinin yansımasıdır” denilen açıklama, şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de ise yaşanılan gerçeklik böyle tarihi coğrafik alanlarımızın sular altında bırakılmasıdır. Ülkemizde baraj yapımları ile Hasankeyf, Lidar höyüğü, Samsat antik kendi, Tille höyük, Zeugma antik kenti, Botan vadisi gibi birçok tarihi değerimiz ve hafızamızdır. Bunlar sadece rant kapısı olarak yandaşlara peşkeş çekilmedi, aynı zamanda insanlığın ilk adımlarının kazındığı topraklar hafızalardan silinmek istendi. Şimdi ise bu katliamlara bir yenisini eklemek istiyorlar. Van’da Zilan Deresi üzerine yapılmak istenilen HES ile yeni bir Kürt tarihi, kültürü ve coğrafyasının katliamı gerçekleştirilmek istenmektedir. Zilan başkaldırının, Kürdün makus tarihinin yansımasıdır. Ağrı isyanında katledilen 15 bin Kürt’tür. Bizler tüm bunlardan yola çıkarak, insanlık tarihinin ve Kürt tarihinin yok edilmesini, sular altında bırakılmasını ve bizlere yeni bir tarih dayatmalarını asla kabul etmeyeceğimizi bir kez daha buradan vurguluyoruz.”
TMMOB: Zilan Deresi’nde talan başladı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Van İl Koordinasyon Kurulu da, Zilab Bölgesi olan Erciş ilçesinde yapımına yeniden başlanan 4 ayrı Hidroelektrik Santrali’ne (HES) dair açıklama yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada HES’lerle doğaya verilen zarara dikkat çekilerek, kar hırsı nedeniyle yapılan bu yok edişe karşı mücadele edileceğine vurgu yapıldı.
Su kaynaklı 3 temel tehdidin geliştiğinin belirtildiği açıklamada, “Özellikle HES projeleri ve barajlar ile suyun kalitesi bozulmakta, su kullanım hakkı şirketlere verilmekte ve insanlar ile canlıların suya ulaşımı engellenmektedir” denildi.
Açıklamaya, şöyle devam edildi: “Erciş’te ve bölgede yapılan baraj ve HES’lerin tamamen doğaya ve insan katliamına yönelik uygulamalar olduğu gerçeğinden yola çıkarak, özellikle İnci Kefali Balığı’nın göç zamanı olan bir süreçte Zilan’da yapımına tekrar başlanan HES’ten derhal vaz geçilmelidir. Bölgemiz için şu gerçeklik her zaman hafızalarda diri kalmıştır. 2014 yılında bu yana iktidar eliyle ikinci Zilan katliamı da Zilan’ın doğasına, ekolojisine, deresine, verimli tarım arazilerine, kültürel yapısına yapılmak istenmektedir. Mahkemenin yürütme durdurma kararı olmasına rağmen iktidar yandaşını beslemek, Kürtlerin kültürel mirasını ortadan kaldırmak, tarihsel hafızasını silmek için pandemi sürecinde dahi bile Zilan Deresi’nde büyük bir talan başlatmıştır. Biz TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu olarak her türlü ekoloji yıkımına karşıyız ve her zaman da karşı duracağız. ‘Derelerimiz özgür akana kadar’ mücadeleye devam edeceğiz.”
DİYARBAKIR