Farklı kentlerden Aydın’a gelen mevsimlik tarım işçileri, salgına rağmen zor koşullarda çalışıyor. Ortalama 85 TL’ye gün boyu çalışan işçiler, “Sadece yaşamak istiyoruz” diyor
Her yıl binlerce kişi Türkiye’nin çeşitli kentlerinden hayatlarını kazanmak üzere tarım bölgelerine geliyor. Çoğu bölge kentlerinden gelen tarım işçileri Aydın, İzmir, Manisa, Muğla gibi illere gelerek tarım işinde çalışıyor. İzmir’in Selçuk ilçesinden Aydın’a giden tarım işçilerinin çalışma koşulları koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde daha da zorlaştı. İşçiler herhangi bir sağlık kontrolünden geçirilmezken, maske, eldiven, dezenfektan gibi ihtiyaçları karşılanmıyor.
Tarım işçileri yaşadıkları zorlukları MA’dan Esra Solin Dal’a anlattı;
Sağlık ikinci planda
Her sene tarlada çapa, mandalina, şeftali toplama gibi işlerde çalışan Cemile Aksu (55), 25 yıl önce Mardin’den İzmir’in Selçuk ilçesine göç ettiğini söyledi. Tek geçim kaynaklarının tarım işçiliği olduğunu dile getiren Aksu’nun günlük yevmiyesi de 85 TL. Koronavirüs tedbirleri kapsamında özellikle bir önlem almadıklarını dile getiren Aksu, “Bizim gibi yoksul insanlar evde kalamaz. Biz evde otursak aç kalacağız bunu kimse anlamıyor. Ben 55 yaşındayım keyfimden bu güneşin altında değilim. Çünkü bizim emeğimiz dışında başka bir gelirimiz yok. Sağlık koşulları bizim için ikinci plandadır. Bir şey yapmıyoruz yani yüzümüzü koronadan korumak için değil, tarlada çalıştığımız zaman yüzümüzü yazmayla bağlıyorduk. Şimdi de sağlığımız için ekstra bir şey yapmıyoruz. İşçinin hali hep böyleydi” diye belirtti.
Fiziki mesafe imkansız
Yazın kavurucu sıcakların altında kışın ise yağmurun altında yaşam mücadelesi verdiklerini ifade eden işçilerden Nura Özçelik (47), Mardin’in Kızıltepe ilçesinden gelen işçilerden. Eşinin işsiz olduğunu ve 2 çocuğunun öğrenci olduğunu dile getiren Özçelik, 15 yıldır tarlalarda çalışarak ekmeğini kazanıyor. Sabah 4’te uyanarak tarlada yiyecekleri yemekleri ve diğer ihtiyaçlarını hazırladıklarını belirten Özçelik, saat altıda araçlara binerek 7.00’de işbaşı yapıyor. Özçelik, “Oda 40 dakika sürüyor. Tarlaya komşun ya da ailen birlikte gelmişsen onunla hareket ediyorsun. Uzun süre ayakta kalma durumu olduğu için ayak tabanlarında şişme ve su toplama meydana geliyor. Tarlada lavabo ihtiyacımızı karşılayacak bir yer olmadığı için sıkıntı oluyor. Yani hijyen söz konusu değil. Çünkü tarla, çöl burası. Saat 17.00’da iş paydos ediyoruz. Minibüsle gelip gidiyoruz fiziki mesafe dikkat ediyoruz ama aynı aracın içinde ne kadar dikkat edilirse, yani bizde bu işi yoksulluktan yapıyoruz” diye konuştu.
Üniversiteli işçiler
Üniversite öğrencisi Gamze Dinç, okullar tatil olduğundan beri tarlada çalışanlardan. Tarlada çalışmanın zorluklarına değinen Dinç, “Şeftali silkelemede en çok omuzlarım ağrıyor bazen de ayaklarım su topluyor. Çalışıyoruz çünkü aldığımız bir kitap 50 TL ve üzeri oldu. Yine öğle yemekleri, okul harçlığımız, kıyafet derken ailemiz hepsine yetişemiyor. Biz de çalışmak zorunda kalıyoruz. İstediğim mesleği elime almak için elbette maddi kaynağa ihtiyacımız var. Hayalimizdeki mesleği yapmak için öğrencilere daha fazla bir burs ayrılması gerekiyor. Bu şartlarda nasıl hem çalışıp hep en iyi puan alabiliriz. Bu konuda devletin daha adaletli olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Göçmen işçiler
Suriye’de yaşanan savaştan dolayı Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan ve eşiyle birlikte tarlada çalışan Ayel Sellum (25) da, 2014 yılında İzmir Selçuk ilçesine yerleştiklerini söyledi. Eşiyle birlikte tarlada çalışan Sellum, çocuklarını bırakacak kimsesi olmadığı için onları da tarlaya getirmek zorunda kalıyor. Sellum, “Eşim de tarlada çalışıyor. Ama geçimizi sağlamak için ikimiz birlikte tarlada çalışmak zorunda kaldık. Biz herhangi bir yerden bir yardım almadık kendimiz ne çalıştıysak odur” ifadelerini kullandı.
Yaşamak istiyoruz
Qamışlo kentinden göç ederek İzmir Torbalı’ya yerleştiklerini anlatan Hamit Yahya Elhamam ise, Türkiye’ye geldiklerinde ise pek hoş karşılanmadıklarını aktardı. Elhamam, şunları söyledi: “Sadece yaşamak istiyoruz. Türkiye’de her şey çok zor. Geldiğimden beri ne iş bulduysam çalıştım. Şimdi de tarlada çalışıyorum. Daha önce çalıştığım birçok yerde param verilmedi. Ya da aynı işi yaptığımız halde diğerlerinden eksik para aldığım zamanlarda oluyordu. Durumun farkındaydım susmak zorunda kaldım. Çünkü mecburuz çalışmaya.”
HABER MERKEZİ