Ankara’da 103 kişinin yaşamını yitirdiği Gar Katliamı’nın karar verilmesi beklenen son duruşması yarın görülecek. Dava avukatları mahkeme heyetinin davayı bir an önce bitirmek istediğine dikkat çekti
Ankara’da 10 Ekim 2015’te IŞİD tarafından düzenlenen ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği Gar Katliamı davasında sona doğru gelindi. Davanın 12-13 Haziran tarihlerinde görülen son duruşmasında savcı mütalaa verdi. Yarın başlayacak ve üç gün sürecek olan duruşmada ise karar çıkması bekleniyor.İddianamenin açıklandığı tarihten bugüne kadar tartışmalara neden olan davada, avukatlara göre devletin sorumluluğu görmezden gelindi. Patlamanın yaşandığı 10 Ekim günü ve sonrası olay yerine ambulanslar yerine ilk olarak çevik kuvvet polisleri ve TOMA gönderildi. Gaz kullanan polislerin insanların yaşamlarını kaybetmesine neden olduğu sık sık dile getirildi. Polis saldırısından dolayı geciken müdahale GPS kayıtlarına da yansıdı.
Suç duyuruları reddedildi
Göz göre göre gelen katliamla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin emniyet görevlileri hakkında hazırladığı ön inceleme raporunda, Ankara Emniyeti’ne Suruç Katliamı’nın ardından istihbarat yağdığı ve Ankara’nın da istihbarat bilgilerinde saldırı girişimi olabilecek yerler arasında olduğu ortaya çıktı. Katliama ilişkin sonradan çıkan detaylarla birlikte bombacıların kimlik bilgilerine kadar istihbarat toplandığı ancak gerekli önlemin alınmadığı görüldü. Emniyetİstihbarat Daire Başkanlığı’nın 10 Ekim Katliamı’nın gerçekleştiği sabah TEM Daire Başkanlığı’na aralarında bombacı Yunus Emre Alagöz’ün de bulunduğu 3 ismin sansasyonel eylemler yapabilecekleri yönündeki “Gizli” ibareli yazısı da sonradan dosyada yer aldı. Ancak yazı patlamadan sonra Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ne iletildi. Tüm bunların yanı sıra bombacıların Ankara’ya polis aramalarından geçerek ve adeta eskort eşliğinde geldiği kamuoyuna yansıdı. Kamu görevlileri hakkında avukatlar ve ailelerce yapılan suç duyurularının tamamı reddedildi. Polisler hakkında soruşturma açılmasına ise Valilik izin vermezken, Başbakan,İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılan suç duyuruları da reddedildi.
Organizatörler ajan
Yine katliamın failleri arasında yer alan ve IŞİD üyeliğinden tutuklanan “Ömer Hattap” kod adlı Mehmedin Baraç’ın AKP Bingöl İl Gençlik Kolları üyesi olduğu görüldü. Katliamın firari sanığı Edremit Türe’nin, El-Kaide üyesi olarak emniyet tarafından 2012 yılında takibe alınmasına rağmen yakalanmadığı duruşmalar devam ederken kamuoyuna yansıdı. O dönem Suriye’den Kırıkkale ve Kırşehir’e gelip gittiği tespit edilen ancak gözaltına alınmayan Türe, katliamın organizatörlerinden biri olarak aranıyor. Saldırılar sonrasında Suriye’de YPG tarafından yakalanan Savaş Yıldız, ANHA’ya konuşmuş ve Durmaz, Balı ve Türe’nin MİT ajanı olduğunu ileri sürmüştü. Dosyaya son giren skandal ise saldırının planlayıcısı olan ve polis baskınında kendisini patlatan IŞİD emiri Yunus Durmaz’ın yakalama kararına rağmen sadece fiziki ve teknik takibe alındığı ortaya çıktı.
‘Davayı bitirme telaşındalar’
Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a konuşan Avukat İlke Işık, mahkeme sürecinde yaşananları anlattı. Üç yıldır hukuk mücadelesi verdiklerini belirten Işık, davadaki özensizliğin soruşturma aşamasında başladığını söyledi. Katliamda kamu görevlilerinin sorumluğunun gözardı edildiğini ifade eden Işık, kamu sorumlularının yargılanması gerektiği yönündeki tüm taleplerinin reddedildiğini söyledi. Davanın kapatılması için acele edildiğini vurgulayan Işık, savcının ve mahkeme heyetinin de dosyadaki eksiklikleri gördüğünü ancak bir an önce davayı bitirmek istediklerini söyledi.
HABER MERKEZİ