HDP’li Sezai Temelli, iktidarın darbe gündemini ‘algı operasyonu’ olarak değerlendirdi ve erken seçim tartışmalarına değindi. Temelli, ekonomi ile ilgili ise ‘Türkiye ekonomisi kumarhane, iktidar kumarbaz’ yorumunu yaptı
İktidar cephesinin gündeme getirdiği ‘darbe’ tartışmaları giderek büyüyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yaptığı açıklamaların ardından başlayan darbe tartışması AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’yi hedef alması ile büyümüştü. En son Ragıp Zarakolu’nun “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı yazısı da ‘darbe’ yorumlarına neden oldu ve Zarakoğlu hakkında suç duyurusunda bulunundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise darbe tartışmaları ile ilgili ‘tamamen gereksiz bir tartışma’ yorumunu yapmıştı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, söz konusu tartışmalar ile ilgili ‘cumhurbaşkanlığı sisteminin kendisi bir darbedir’ yorumunu yaptı. Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’ın sorularını yanıtlayan Temelli, iktidarın darbe söylemiyle “algı operasyonu” yaptığını belirtti ve “Darbe mekaniğinden yararlanan yegane iktidarlardan biri AKP-MHP’dir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin kendisi demokratik yaşama bir darbedir, başka bir yerde bir darbe aramaya gerek yok” dedi.
Temelli’nin ekonomi, İmralı ile görüşme ve gündemdeki konulara dair soruları da yanıtladığı röportajdan bazı başlıklar şöyle:
‘Türkiye ekonomisi kumarhane ekonomisi’
“Türkiye ekonomisi zaten bu küresel krizin aslında en önemli maliyetlerini taşıyan bir ülke, yani dünya borsalarında bir kelebek etkisi ortaya çıksa, bunun en büyük fırtınası Türkiye üzerinde eser. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi en kırılgan ekonomi ve her zaman için kırılgan beşlinin içinde yer alır. Kırılgan beşli de ki diğer 4 ülke değişir, Türkiye’nin yeri değişmez, bu kırılganlığını hep korur. Çünkü Türkiye ekonomisi yapışkan bir krizle baş başadır. Birincisi bu iktidarın yönetememe meselesidir, ikincisi iktidarın çıkarcılığı, haksız zenginleşmesi, buna bağlı olarak aslında sömürüyü, talanı inanılmaz boyutlara taşımasından kaynaklıdır. Türkiye’deki maden sektörüne baksanız, enerji sektörüne baksanız, bunu görürsünüz… Türkiye ekonomisi deyim yerindeyse bir kumarhane ekonomisi. Yani parayı kapıp kaçma peşinde olanların, o ekonomi masası etrafına üşüştüğü bir tablodur. Bu bugüne kadar birçok felakete de yol açtı.
‘İktidar kumarbaz’
Bugünden sonrasında ise şöyle bir tablo karşımızda; bu iktidar iş başında kaldığı sürece, bunun farklı bir yere gitme olasılığı yok. Bu iktidardan umutlanacak bir şey yok, çünkü bunlar kumarbaz. Bunlardan kurtulmak lazım, kurtulmanın yoluna bakmamız gerekiyor. Bunu başaramadığımız sürece, Türkiye ekonomisinde bir düzelme olmayacaktır. Geçici çözümler, palyatif çözümler, zaman zaman kısmi rahatlamalarla insanlarda algı yönetimi ile yol kat edecekler. Ama her geçen gün yoksulluk büyüyecek, işsizlik büyüyecek. Şimdi bütün bunları dinleyenler, ‘bu denli mi bir kara tablo var?’ diyebilir. Ancak bu iktidar, bu zihniyet ayakta durduğu sürece bu tablo devam edecek. Bu tabloyu, karanlığı parçalamak için bir şey yapmak lazım. O yüzden yeni yaşam meselesini örgütlemek gerekiyor, yeni yaşam meselesini hayata geçirmek için mücadele etmek gerekiyor.
‘Erken seçim atmosferi yok’
“Ne kadar çabuk seçime gidersek o kadar iyi, bu iktidardan kurtulmak gerekiyor. Fakat seçime nasıl gideceğiz ve seçimden sonra ne yapacağız? Bu sorulara sağlıklı yanıtlar üreterek ancak erken seçim konusu tartışılabilir. Biz erken seçim çağrısı yaparken, aslında o seçime kadar bir yol haritasını da ortaya koyduk. Bütün toplumsal muhalefete bu anlamda çağrılar yaptık. Maalesef bu açıdan baktığımızda diğer muhalefet partileri demokrasi ittifakı, erken seçim konusunda bir adım atmadılar, samimi bir yaklaşım ortaya koymadılar. Bugün ortaya çıkan bu erken seçim tartışması da bizim ortaya koyduğumuz güzergahtan yoksun tartışmalardır. Günlük polemiğin içerisindeki tartışmalardır. Ben samimi bulmuyorum. Bir erken seçim atmosferi şuan ortada yok.”
‘Cumhurbaşkanlığı sistemi bir darbedir’
“AKP’nin algı yönetimi operasyonlarının bir parçası olarak değerlendiriyorum. Yani 15 Temmuz’da bunu çok çok daha etkili kullandılar. Şimdi de belli bir demecin üzerinde tepinerek, sanki bir yerlerde bir darbe senaryosu varmış ve buna karşı demokrasi havarisi kesilmişler gibi bir tablo ortaya koyuyorlar. Darbe dediğimiz mekanizmayı besleyen, darbe mekaniğinden yararlanan yegane iktidarlardan biri AKP- MHP iktidarıdır. Dolayısıyla bugün aslında bir darbenin sonuçlarını yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bir darbedir. Dolayısıyla şu an için başka bir yerde bir darbe aramaya gerek yok. Tartışmayı bugün için iktidar kendi sıkışmışlığını açmak için bir algı yönetimi olarak kullanıyor.”
‘Öcalan’ın uyarıları ciddi ve önemlidir’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde HDP’ye yönelik eleştirilerine dair: “Rejimin otoriterleşmesi her zaman Kürt düşmanlığı üzerinden yürüdü. Bu yüzyıldır böyle devam ediyor. Rejim otoriterleştikçe, Suriye’de, Irak Kürdistan’ında ve Türkiye’de, Kürt düşmanlığına yönelik ciddi hamleler yapacaktır. Sayın Öcalan ilk olarak buna dikkat çekiyor. İkinci olarak da rejim otoriterleştikçe, iktisadi, sosyal, siyasal alandaki adımları, HDP ve bu düşünceyi savunanlara karşı bir tasfiye politikası olarak geliştirecektir. Oysa şuan ki mevcut iktidar, bu köhnemiş sistemi devam ettirmeye çalışıyor. Bunun yolu bir Kürt düşmanlığı, iki HDP ve demokrasi güçlerini tasfiye etmekten geçiyor. HDP’nin tasfiye edilme süreci, HDP’ye yönelik “ıslah” çalışmaları, hep bu anlayışın ürünü ve Sayın Öcalan buna dikkat çekerek, bizi uyarıyor. Mesele çok ciddi ve önemlidir. Kısır tartışmaların içine sıkışıp, kalınmaması gerekir. Hem Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından hem ulusal birlik çalışmaları açısından bölgesel ve küresel çapta bir düşünsel perspektifle hareket etmek gerekiyor. HDP genişlemeli derken, aritmetik konuşmuyordu Sayın Öcalan, zihinsel anlamda da niteliksel anlamda da genişlemekten bahsediyor. Sayın Öcalan’ın mesajı, sıkıştırdığı o cümlelerden ibaret değildir. Bir bütün olarak ele alıp, geniş değerlendirmek gerekiyor. HDP’nin güçlü ittifaklar kurması, güçlü ilişkiler geliştirmesi gerekir.”
HABER MERKEZİ