İHD, Osmaniye Cezaevi’ndeki 2 başgardiyanın koğuşlara botlarla girip bilinçli bir şekilde öksürüp tükürdüğünü ve revir doktorunun da tutuklulara sürekli ırkçı söylemlerde bulunduğunu aktardı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat İlhan Öngör ve HDP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Yakup Ataş, 4 Mayıs’ta Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi idaresi ve tutuklularla görüşme yaptı. İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat İlhan Öngör, yapılan görüşmelerin ayrıntılarını ve gözlemlerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) aktardı.
Botlarla girip tükürüyorlar
Haftada bir ya da 10 günde bir gardiyanların dezenfekte için ilaç sıktıklarını ancak ilacı sadece merdiven girişlerine sıkıldığını aktaran Öngör, tutukluların; koğuşları kendi imkanları ile temizlediklerini, defalarca hijyen malzemelerini talep etmelerine rağmen geri dönüşün olmadığını belirtti.
Öngör, şunları söyledi: “Tutuklular, gardiyanların maske ve eldiven takmadan koğuşlara girdiklerini, hatta G. ve K. isimli başgardiyanların bilerek koğuşlara gelip öksürdüğünü, tükürdüğünü, botlarla yatakların üzerine çıktıklarını, diğer gardiyanların da hiçbir şekilde temizliğe ve hijyene özen göstermediğini ifade etmişlerdir. 10 kişilik odada 14 kişi kaldıklarını, defalarca dilekçelerle taleplerde bulunduklarını, yeni yasa dolayısıyla odaların boşalmasına rağmen koğuş değişikliğinin yapılmadığını, büyük oda taleplerinin karşılıksız bırakıldığını belirttiler.”
Revir doktorundan ırkçı yaklaşım
Yemeklerin az ve kalitesinin düştüğünü, içerisinde çamur ve maydanoz lastiklerinin rastladığının tutuklularca söylediğini anlatan Öngör, yemek dağıtanların maske ve eldiven takmadığı, ailelerinin verilen banka hesap numaralarına yatırdığı paraların hesaba düşmediğinin belirtildiğini söyledi. Öngör, tutukluların revir doktorundan şikayetçi olduklarını belirterek şöyle devam etti: ” Görüşülen mahpusların tamamı revir doktoru F.T.’nin tavırlarının çok kötü olduğunu, özellikle yargılandıkları dosyalardan ötürü revir doktorunun ırkçılık yaptığını, sürekli azarlayıcı ve aşağılayıcı bir dil kullandığını, şikayetleri dinlemeden geri gönderildiklerini beyan etmişlerdir.”
Yönetim cevap verdi
Öngör, tutuklular ardından cezaevi birinci ve ikinci müdürüyle heyetçe görüştüklerini söyledi. Öngör, iddialara ilişkin verilen yanıtları şöyle sıraladı: “Koğuşların haftada 2 gün dezenfekte edildiğini, hassasiyet gösterildiğini, revir doktoru F.T. hakkında benzer şikayetlerin kendilerine sürekli geldiğini ancak; doktorun Sağlık Bakanlığı personeli olduğunu, kendi personeli olmadığı için bu konuda herhangi bir işlem yapamayacağını, bu konunun muhatabının kendisinin olmadığını vurguladı.”
Cezaevinde koronavirüse dair pozitif bir vaka çıkmamasına rağmen dezenfekte ve ilaçlamanın yetersiz olduğunu söyleyen Öngör, dezenfekte ilaçlarının ve sağlık malzemelerinin pahalı olması nedeniyle tutukluların buna ulaşamadığını aktardı.
23 tutuklu aynı odada tutuluyor
Müebbet hapis cezası nedeniyle 29 yıldır tutuklu bulunan Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Kasım Karataş da kızıyla yaptığı görüşmede, koronavirüs salgınına rağmen 23 kişinin aynı odada kaldığını paylaştı.
Babasının bulunduğu odada toplam 23 kişinin olduğunu belirten Gülistan Karataş, babasının yeterli ranza olmadığı, çok sayıda tutuklunun yerde yattığını söylediğine değindi. Karataş, babasının cezaevinde boş odaların bulunduğuna söylediğine dikkati çekerek, “Babam bu konu hakkında muhatap bulamadıklarını ve cezaevi personelinin kendilerine ‘Bizim yetkimiz yok’ dediklerini söyledi” dedi.
Cezası bitene tahliye yok
Babasının ayrıca cezası bitip tahliye olması gereken 2 kişinin de disiplin cezaları öne sürülerek bırakılmadıklarını aktardığını kaydeden Karataş, “Bu durumun disiplin cezası ile alakasının olmadığını söyledi. Biz aileler olarak şunu sormak istiyoruz. Hükümet yetkilileri televizyonlarda sosyal mesafe diyerek insanları uyarırken, neden hala cezaevlerinde 23 kişi bir oda da kalıyor” diye sordu.
Kaynak: MA