İstanbul Tabip Odası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baro ve tabip odaları başta olmak üzere meslek odalarının seçim sistemlerine ‘müdahale’ sinyaline tepki gösterdi
İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, barolar ve tabip odaları başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim sistemlerine müdahale açıklamasına yaptıkları yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamada, “Oyların yüzde 51’ini alan bütün ülkeyi yönetecek, oyların yüzde 70’ini alan tabip odasını yönetemeyecek!” denildi.
Yapılan açıklamada yapılan oda seçimleri şu şekilde anlatıldı;
“1- Tabip odası seçimleri tabip odası yönetimleri tarafından değil, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kanunu gereğince tabip odasının bulunduğu ilçe seçim kurulu tarafından yapılmaktadır.
2- TTB Kanunu’nun TTB delege sayılarını belirleyen 60. Maddesi en son 2006 yılında AKP döneminde düzenlenmiştir. Maddeye göre üye sayısı 200’e kadar olanlar tabip odaları 3, üye sayısı 500’e kadar olanlar 5, üye sayısı 1.000’e kadar olanlar 7, üye sayısı 1.000’den sonraki her 1.000 kişi için birer delege seçilmekte, tabip odaları başkanları da doğal delege olmaktadır.
3- TTB’nin toplam üye sayısı 110 bin, son TTB seçimlerinde toplam delege sayısı 486; İstanbul Tabip Odası’nın toplam üye sayısı 31.000, toplam delege sayısı ise 37’dir. Görüldüğü gibi, İstanbul Tabip Odası’nın toplam üye sayısı TTB’nin toplam üye sayısının yüzde 28,1 iken delege sayısı yüzde 7,6’sıdır. (Eğer yandaş grupların önerdiği ‘nispi temsil’ sistemi delege sayılarında uygulansa İTO’nun toplam delege sayısının 136 olması gerekirdi.)
4- Tabip odası seçimlerinde delegeler değil bütün üyeler oy kullanmaktadır.
5- Seçimlerde hekimler kendi aralarında ‘listeler’ oluşturmakta ancak seçim bu listelerin sandığa atılmasıyla değil listelerde yer alan aday isimlerinin oy pusulasına yazılmasıyla; yani ‘listeler’le değil ‘adaylar’la yapılmaktadır. Hekimler bir ‘liste’de yer alan adayların tamamını olabildiği gibi farklı ‘listeler’de yer alan adayları da oy pusulasına yazabilmekte, bir başka ifadeyle ‘karışık oy’ kullanabilmektedirler. Böylece, birçok tabip odası seçiminde, farklı listede yer alan adaylar kurullara seçilebilmektedir.
Neticede tabip odası seçimleri tamamen demokratik bir şekilde gerçekleştirilmekte, o gün hekimler için bir demokrasi şöleni olmaktadır.”
Nispi temsil vurgusu
Önceki seçimlerin hatırlatıldığı açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Öte yandan, hatırlanacağı gibi 16 Nisan 2017’de yapılan referandumda, mühürsüz oylar da geçerli sayılarak, yüzde 51,4’le ‘Başkanlık Sistemi’ne geçildi ve oyların yüzde 51’ini alan adayın seçilmesi düzenlenmiş oldu. 24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerde AKP Başkanı Tayyip Erdoğan yüzde 52,6 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. (Kendisi 2004 yılında da yüzde 25 oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.)
Soruyoruz: 1- Bir siyasi parti başkanının yüzde 52,6 oyla Cumhurbaşkanı seçilip bütün ülkeyi yönetmesi ‘normal’ ise yüzde 70 oyla seçilen hekimlerin kendi meslek odalarını yönetmesinden niçin rahatsızlık duyuluyor?
2- ‘Nispi temsil’ bu kadar ‘demokratik’ bir sistem ise niçin ülke yönetiminde uygulanmamaktadır?
3- Parlamenter sistemde olsun Başkanlık sisteminde olsun partiler aldıkları oy oranında hükümette, kabinede yer almıyorken meslek örgütleri seçiminde ‘nispi temsil’ getirmeye kalkmanın mantığı nedir?
4- Hekimler, tabip odası seçimlerinde istedikleri takdirde farklı listelerdeki adayları seçebiliyor iken ‘nispi temsil’ dayatmasının amacı nedir?
5- Halen İstanbul Tabip Odası’nın yönetiminde bulunan Demokratik Katılım Grubu adayları, örneğin son beş seçimde oyların yüzde altmış ila yüzde 75’ini alarak seçilirken ‘Oda’yı ele geçirmeye’ çalışan yandaşlarınızın oy oranının yüzde 20’yi geçemediğini biliyor musunuz? Hekimlerin iradesine saygı istiyoruz!”
İSTANBUL