Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, Türkiye’de 500 bin vaka sayısı olduğunu düşünüyor. Bulut, eğer normalleşme erken olursa sayının milyonlara ulaşmasından korktuklarını vurguladı
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirlerde yumuşatılmaya gidileceğinin sinyalini verdi. Ancak başta sağlık meslek örgütleri ve uzmanlar, hükümetin bu noktada atacağı adımları bu aşamada doğru bulmuyor.
Erken adım atılmamalı
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a konuşan Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Bulut, böylesi bir adımın vaka sayısını katlayacağını vurguladı. Normalleşme adımlarının Haziran’ın ikinci haftasında atılması önerisi yapan Bulut, “Normalleşmenin şimdi başlaması, Türkiye’de vaka sayısını katlayacaktır. Zaten şu an deklere edilen 120 bin gibi resmi rakamı 3 ile çarpmalıyız. Vakaların sadece üçte birinde test pozitif gözüküyor ama radyolojik görüntülemelerle ve diğer klinik bulgularla Kovid-19 tedavisi almış iki katı kadar bir nüfus var. Bir de yüzde 20-25 kadar belli-belirsiz hastalığı geçiren kitle var. Bunların tümünü topladığınızda, Türkiye’nin vaka sayısı 450-500 bin kadardır. Koronavirüs aşısı henüz çıkmadığı için erkenden bir normalleşmeye geçersek bu rakamlar katlanıp milyonlara ulaşır” uyarısında bulundu.
Salgından kaynaklı yaşanan ölüm oranlarındaki düşüşe değinen Bulut, “Bu başarı Sağlık Bakanlığı’na rağmen elde edilen bir başarıdır. Kendileri için bir başarı olarak görmesinler” dedi. Bulut, salgının ilk başladığı dönemlerde Sağlık Bakanlığı’nın tabip odaları ile veri paylaşmadığını hatırlatarak, “Bakanlık şeffaflığını kaybetmiş durumda. İstatistik verileri de güvenilmezdir” diye ekledi.
Kararlar sermayeye dönük
Normalleşmeye gitme kararının piyasanın talebinde ayrı tutulmayacağına dikkati çeken Bulut, “Turizm işletmecisinden Turizm Bakanı, sağlık işletmecisinden Sağlık Bakanı, Özel okul işletmecisinden de Milli Eğitim Bakanı yaparsanız alınan kararlar ranta dönük olur. Türkiye’de bir rant şebekesi var. Bu rant şebekesi siyasi önceliklerini, sağlık ve toplumsal önceliklerin önünde tutuyor. Bu normalleşme için alınan kararlar böyle okunması gerekir. Alınan kararlar sermayeye yönelik kararlardır” değerlendirmesinde bulundu.
İkinci dalga olur mu?
Bulut, normalleşme adımları sonrası olası “ikinci dalga” endişeleri hakkında ise, “Türkiye’de ikinci dalgayı biz Haziran-Temmuz aylarında beklemiyoruz. Havaların tekrardan soğumasıyla Kasım-Aralık aylarında mevsimlik grip gibi, salgının tekrar yükselmesini bekliyoruz” dedi. Dünyada farklı ülkelerde alınan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte “ikinci dalganın” yükseldiğine dikkati çeken Bulut, “Aşı bulunur ve tüm dünyada iyi bir şekilde dağıtımı yapılırsa, önlemler iyi alınırsa, ikinci dalgadan söz edilmeyecek. Ama aşı bulunmazsa ikinci dalganın Kasım ayında gelmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Bulut, şunları söyledi: “Birinci dalgada gerçekleşen bilgi birikimi sonucu bir takım yeni yatırımlar yapılacaktır. Örneğin solunum cihazlarıyla ilgili yeni alımlar yapılıyor, yoğun bakım üniteleri gözden geçirildi ve bu alanda deneyimli bir insan gücü oluştu. İkinci dalyaya yeni bilgi birikimi ve belki ilaçlarla gireceğimiz için daha avantajlıyız.”
Siyasi çıkarları için kullanıyorlar
Erdoğan’ın “Aldığımız normalleşme adımlarına rağmen olumsuz bir tablo çıkarsa daha sert adımlar atarız” açıklamasına anımsatan Bulut, “Türkiye’de yeterince demokrasi ihmal edilmiş durumda. İktidar yeterince sert, bundan daha fazla sertleşirse biz diktatör dediğimiz zaman alınmasınlar. Bu iş diktatörlüğe doğru gidiyor. Bu dönemi siyasi çıkarları için kullananlar kaybedecekler” dedi. Türkiye’nin salgından kaynaklı normalleşmesinden ziyade, demokratik olarak normalleşmesi gerektiğinin altını çizen Bulut, “Türkiye’de hiç kimsenin bir diğer kişiye fikrini dayatmaması gerekiyor. İktidar şu an kendi fikrini herkese dayatmaya çalışıyor ve bu son derece tehlikelidir” ifadelerini kullandı.
Malzemeler hala yetersiz
Sadece Ankara’da 213 sağlık çalışanının enfekte olduğu bilgisini paylaşan Bulut, salgın sürecinde sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmana ulaşma sorununa da değindi. Bulut, bu konuya dair talepleri ise şöyle sıraladı: “Sağlık çalışanlarına yapılan testlerin arttırılması gerekiyor. Salgın başladığı zaman kişisel koruyucu ekipman eksikliği sorunu vardı. Nispeten çözüldü ama malzemenin kalite sıkıntısı baş gösterdi. Sağlık güvenlik ekipmanı bir stratejik yatırım ve bunu iyi yapmak gerekiyor. İyi üretim tesisleri kurulmalı ve böyle kriz dönemlerinde hızlı bir şekilde üretim yapacak hale geçirilmeleri gerekiyor. Türkiye’de bu malzemeler henüz yeterli değildir ve salgının daha uzun sürmesi durumunda malzemeler yetmeyecektir.”
Erdoğan’a tepki
Bulut, son olarak Erdoğan’ın meslek örgütlerinin seçim usullerinin değiştirilmesini yönündeki açıklamasına değinerek, “Koronavirüs sürecinde iktidar siyasi çıkar sağlamaya çalışıyor. Barolar ve tabip odaları ile ilgili yapılan açıklamaları da böyle okumak lazım. Koronavirüsü fırsata çevirip bütçeyi yağmalayanlar, yine siyasi çıkarları için birtakım söylemler geliştiriyorlar” diye konuştu.